O yeni araçlar, o arabayı tereddüt etmeden küle çevirirdi. | Open Subtitles | تلك الطائرات الجديدة ستُحوّل تلك السيّارة إلى رمادٍ بدون تردّد. |
...ve onunla çıkış arasındaki tek şey sizseniz kendinizi yerde bulurdunuz ve Baz bir an için bile tereddüt etmezdi. | Open Subtitles | إن إعترضت طريقه، كان ليطرحك أرضاً دون تردّد. |
Sende bir tereddüt hissediyorum. | Open Subtitles | ليس هناك تقويم مُحدّد. أستشعر بوجود تردّد على جزءكِ. |
Tek akıl kârı yol onlara Dört elle sarılmak. | Open Subtitles | الوسيلة الوحيدة لإنجاح ذلك هو بأن أشارك دون تردّد |
Arcadia'dan acil durum frekansından bildiriyorum. | Open Subtitles | معكم "أركاديا" تقوم بالبثّ على تردّد الطوارىء. |
Füzeyi yok etmek için frekansa ince ayar çekebiliriz fakat cihazın etki alanı çok dar... | Open Subtitles | حسناً، بإمكاننا توليف تردّد لتدمير الصواريخ، لكنّه لا يزال على نطاق ضيّق. |
Ufak bir tereddüt onu taçtan edebilir. Unutma, özgüvene de puan veriliyor. | Open Subtitles | أي تردّد قد يكلّفها التاج، للوقار حساب. |
Eğer tereddüt ederseniz burayı bir daha asla göremezsiniz. | Open Subtitles | تردّد ولن ترى هذا المكان ثانية |
tereddüt edersen ölürsün. Bize öğrettiğin buydu değil mi? | Open Subtitles | تردّد ومت ذلك الذي علّمتنا، حقّ؟ |
Hiç tereddüt etmeden seni kendi ellerimle infaz eder cesedini pencereden aşağı atarım. | Open Subtitles | و بلا تردّد, سوف أعدمك بنفسي... و ألقي بجثّتك من النافذة. |
Hiç tereddüt etmeden seni kendi ellerimle infaz eder cesedini pencereden aşağı atarım. | Open Subtitles | و بلا تردّد, سوف أعدمك بنفسي... و ألقي بجثّتك من النافذة. |
Hafifçe yukarı doğru açılı. Darbede belli belirsiz bir tereddüt izi bile var. | Open Subtitles | وحتّى وصمة تردّد في الضربة |
tereddüt etmeden, pişmanlık duymadan, suçluluk hissetmeden. | Open Subtitles | -بدون تردّد ... وبدون ندم... وبدون شعور بالذنب... |
Sende bir tereddüt hissediyorum. | Open Subtitles | أستشعر بوجود تردّد على جزءكِ. |
Alex çok önemli bir anda tereddüt etmişti. | Open Subtitles | (أليكس) تردّد في اللحظة الحاسمة |
Çocuklarım oldu ve fark ettim ki tek akıl kârı yol onlara Dört elle sarılmak. | Open Subtitles | وأدركتُ... بأنّ الوسيلة الوحيدة لإنجاح ذلك هو بأن أشارك دون تردّد |
Dört elle sarılmak zorunda olduğumu da biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم بأنّ عليّ المشاركة دون تردّد |
Dört elle sarılmak... | Open Subtitles | تشارك دون تردّد |
Arcadia'dan acil durum frekansından bildiriyorum. | Open Subtitles | معكم "أركاديا" تقوم بالبثّ على تردّد الطوارىء. |
Arcadia'dan acil durum frekansından bildiriyorum. | Open Subtitles | معكم "أركاديا" تقوم بالبثّ على تردّد الطوارىء. |
Sanki bir frekansa sabitlenmiş gibi. | Open Subtitles | -كأنّه عالق على تردّد واحد . -لماذا؟ |