| Tabii daha önce yaptığımız gibi laflamak istemiyorsan. | Open Subtitles | ما لم ترغب أن ندردش، كما كنا نفعل من قبل |
| - Ararlarsa, konuşmamı istemiyor musunuz? | Open Subtitles | ألا ترغب أن أتواجد عند ورود المكالمة إن اتصلوا؟ |
| Kardeşinin yine uykusunda gezdiğini bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا فقط ظننت أنك ترغب أن تعلم أن أخاك يمشي أثناء نومه مرة آخرى |
| Korkak olmayıp, savaşsaydın teğmenin kim olmasını isterdin, sen mi ben mi? | Open Subtitles | حسن لو لم تكن جبـانـا و قـاتلت من ترغب أن يكون ملازمك أنـا أم أنت ؟ |
| Bu yüzden sevgili Sandy'nin bu işi nasıl yaptığını öğrenmek istemedin. | Open Subtitles | ولهذا لم ترغب أن تعلم كيف كان ولدك الذهبي يفعل هذا |
| Nasıl bir insan olmak istediğin konusunda bir seçim yapmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتخذ قرارًا بشأن.. أي شخص ترغب أن تكونه.. |
| Sende bunu yanlız yapmak istiyorsan, anlarım. | Open Subtitles | فإذا كنت ترغب أن تقوم بذلك بمفردك ، فأنا أتفهم ذلك |
| Sen terapistine daha çok Benny gibi olmak istediğini anlatmamış mıydın? | Open Subtitles | أنت اخبرت طبيبتك النفسية بأنك ترغب أن تكون مثل بيني ؟ |
| Uzun süre sahilde kalmak istemezsiniz, yoksa şapa dönüşür ve kovulursunuz. | Open Subtitles | لا ترغب أن تبقي مدة طويلة علي الشاطئ وإلا ستصبح حجرا بحريا مطرود مؤخرا |
| Onların karşısına çıkmak istemezsin. | Open Subtitles | .أكثر من اللازم . ثق بي .أنت لا ترغب أن تتحداهم |
| Gebermek istemiyorsan, silahlar üzerinde çalışmaya devam et. | Open Subtitles | عد إلى عملك بتجهيز الأسلحة إذا لم ترغب أن تموت |
| Tabii daha önce yaptigimiz gibi laflamak istemiyorsan. | Open Subtitles | ما لم ترغب أن ندردش، كما كنا نفعل من قبل |
| En azından ne yaptığını bilmek istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا ترغب أن تعرف مالذي فعله على الأقل؟ |
| Büyüyünce benim gibi olmak istemiyor mu? | Open Subtitles | لا ترغب أن ينتهي الحال بها مثلي؟ |
| Benim gibi olmak istersin, açıkcası kendine itiraf edemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت ترغب أن تكون مثلي أنت فقط لا تريد أن تعترف بذلك |
| Peki, bu olmak istemezsen ne olmak isterdin? | Open Subtitles | لكن لو لم ترغب أن تكون مثلهما، فماذا ترغب أن تكون؟ |
| Bilerek yaptın sandım çünkü bizimle ilgili bi fikir istemedin | Open Subtitles | و بدا أنك تفعل هذا عامداً لأنك لم ترغب أن أفكر أي افكار بخصوص علاقتنا لا، أبداً |
| Onu öldürmek istediğin zamanlar olmuştur. | Open Subtitles | و لكني واثق أن هناك أوقات ترغب أن تقتلها |
| Ama ellerini çözmemi istiyorsan kokteyl içmen gerek. | Open Subtitles | لكن عليك إحتساء الكوكتيل، إن كنت ترغب أن تكون غير مُقيد. |
| Nasıl ölmek istediğini söyle, Pascal. | Open Subtitles | لك أن تقول لي كيف انت ترغب أن تموت, باسكال. |
| Beyin felci geçiren bir çocuğa fiziksel saldırı yapmış olarak görünmek istemezsiniz. | Open Subtitles | لا ترغب أن تتم مشـاهدتك تستخدم القوة مـع فتـى يُعاني قصورا في أداء العضلات ؟ |
| Hayır, bence patronunun kasadan para aşırdığını öğrenmesini istemezsin. | Open Subtitles | كلا، أعتقد أنك لا ترغب أن يكتشف رئيسك أنك كنت تأخذ مال من الخزانة |
| - Huzur içinde dinleniyor. Artık hastanede kalmak istemiyordu. | Open Subtitles | لم ترغب أن تكون في المشفى بعد الآن |
| Madem benimle gelmek istemiyordun neden bunu bana söylemek yerine haftasonu vardiyalarını üstlendin? | Open Subtitles | أعنى، إذا لم تكن ترغب أن تذهب معى لماذا لم تقل هذا و لماذا ترهق نفسك، بنوبات نهاية الإسبوع؟ |
| Biliyor musun, önce bir köpek evlat edinmekle başlayıp nasıl gideceğine bakmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | تعلمون، قد ترغب أن تبدأ من خلال اعتماد الكلب ونرى كيف أن يذهب. |