"تركتَ" - Traduction Arabe en Turc

• bıraktın
• bırakmışsın
• bırakıp
• izin verdin
• unutmuşsun
• ayrıldın
• ayrıldınız
• terk ettin
• ayrıldığını
• izin mi

Dışarısı 5 derece ve sen paltonu yukarıda bıraktın.
الحرارةُ خمسٌ وأربعونَ بالخارج وقد تركتَ معطفكَ بالأعلى

Hançerin gücü için kendi oğlunu arkada bıraktın. Bu sefer farklı olabileceğini nasıl düşünebilirim ki?
تركتَ ابنك مِنْ أجل قوّة ذلك الخنجر فكيف أتوقّع أنْ تتغيّر الأمور؟

Diş macununun kapağını yine açık bırakmışsın.
تركتَ أنبوب معجون الأسنان دون غطائه مجدّداً.

Olanları farkettiğinizde, arkadaşınızı kendi kanıyla dolu havuzda bırakıp kaçtınız.
عندما أدركتَ ما حدث, عندها تركتَ صديقكَ غارقاً في بحيرة من دمهِ و هربتَ

Ama iş kurallar koymaya, sınırlar belirlemeye geldiğinde uzun zaman boyunca bunu Bess'in yapmasına izin verdin.
لكن حينما يأتي دور صياغة القواعد أو وضع منهاج له لوقتٍ طويل، تركتَ بيس تقوم بذلك

Annemde bir beyzbol şapkanı unutmuşsun, DNA testi yapıldı artık ihtimaller yok.
لقد تركتَ قبعة بيسبول في منزل أمي و قد كانت مليئة بحمضك النووي لذلك، فهو ليس احتمالا بعد اليوم

- Sağ tarafını açıkta bıraktın, onun işini kolaylaştırdın.
و تركتَ جانبكَ اليسار مكشوفاً أنتَ يسّرتَ عليه الأمر

Lanet gazı yine açık bıraktın.
لقد تركتَ الغاز مفتوحاً مُجدداً

- Bunu yapmayı bıraktın sanıyordum.
اعتقدتُ بأنّكَ تركتَ هذه الأمور.

Hediyeyi masanın üzerinde mi bıraktın?
تركتَ الهديّة على مكتبك؟

Ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda
فقد تركتَ خلفكَ عينان باكيتان

Bana burada buluşmak için not bırakmışsın, sebebini yazmamışsın.
لقد تركتَ لي ملاحظة تقول أنكَ تريد لقائي هنا دون أن تقول لماذا

Ha unutmadan çoraplarını yatağın altında bırakmışsın.
و لا تنسَ، تركتَ جاربَيك تحت السرير.

Çünkü teras kapısını açık bırakmışsın.
لأنّك تركتَ باب المدخل مفتوحاً.

Bu sular mıydı be, kardeşini bırakıp bin bir zorlukla geçtiğin?
هل هذه هي المياه التي عبرتَ بها آلاف الأخطار حيث تركتَ أخيك الرضيع؟

Neden vardiyanı bırakıp gittiğini ve neden en iyi dostumun öldürülmesine izin verdiğini anlat.
ولما تركتَ برقيتكَ وسمحتَ لأحدهم بأن يقتلَ صديقي المفضل اخبرهم

Bu paranın seni kör etmesine izin verdin.
لقد تركتَ نفسك تعمى من قبل الأموال السعوديّة.

Bunu yatağın yanında unutmuşsun.
تركتَ هذه بجانب السرير سأصلحها

Gruptan ayrıldın. Seni mi ayrıldın?
تركتَ الفرقه أنت تركت الفرقه ؟

- Peki nasıl ayrıldınız? - Görüşmedik.
إذاً كيف تركتَ الأمور معها؟

Ama şehri Diana, Gölgeler Kitabı'nı bulmadan önce terk ettin.
لكنكَ تركتَ المدينة قبلَ ان تجدَ ديانا" كتابَ الظلالِ خاصتها"

Senin de annenin de evden ayrıldığını duydum.
لقد سمعتُ أنك تركتَ بيتك, وكذلك فعَلت أمك, أيضاً.

- Korkutucu herhangi bir şey? - Hayır. Silahsız bir kadının paramı almasına izin mi verdin?
تركتَ فتاةً غير مسلّحة تسرق مالي ؟