"تركَ" - Traduction Arabe en Turc

    • bırakmış
        
    • bıraktı
        
    • terk
        
    • bırakmıştı
        
    • bırakmak
        
    • ayrılmış
        
    • bırakmıştır
        
    Sana vasiyetinde bir şey bırakmış olsa şaşırır mıydın? Open Subtitles سيُفاجئكَ إذاً إن تركَ لكَ شيئاً في وصيتِه؟
    Bana bir kutu müshil hapı bırakmış. Open Subtitles لكني أتمنى أنه ميتاً لقد تركَ لي علبة كاملة من كبسولات الأدوية المسهلة
    Bir yere bomba gibi bir şey bırakmış olmasından korkuyoruz. Open Subtitles نحن فقط خائفون قليلاً من أنه قد تركَ قنبلة وبائية بمكان ما
    Bence onun aramalarına, artık cevap vermelisin, bakalım ne diyecek. Öğle yemeğinden beri dört mesaj bıraktı. Open Subtitles عليكِ معاودة الإتصال به، تركَ لكِ 4 رسائل مذ الغداء
    O ölünce, sana bayağı bi para bıraktı mirasında. Open Subtitles عندما توفي , تركَ لك مبلغاً كبيراً من المال في وصيته
    Ethan o gün Amelia ile kaçmak için tekneyi terk etti. Open Subtitles لقد تركَ القارب في ذلكَ اليوم ليهربَ بعيداً معها
    Cinayeti itiraf eden bir not bile bırakmış. Open Subtitles وحتّى أنّه تركَ رسالة إنتحار يعترف فيها بجريمة القتل
    Antikacı ona bir çeşit uyarı bırakmış. Open Subtitles بائع الأشياء القديمة تركَ لها بعض التحذيرات
    Antikacı ona bir çeşit uyarı bırakmış. Open Subtitles بائع الأشياء الاثرية تركَ لها بعض التحذيرات
    Numarasını bırakmış ve aramanı istiyor. Open Subtitles ، لقد تركَ رُقمّ هاتفهِ و يرغبُ منكَ الأتصالُ بهِ
    Sarışın kadına göre takside bir şeyler bırakmış. Ne bıraktı? Open Subtitles لقد ذكرتْ تلك السّيّدة الشّقراء أنّه تركَ شيئًا في سيّارتك، ماذا كان ذلك؟
    Adam yüzüğünü aracın bagajına bırakmış olabilir. Open Subtitles ذلك الرجل ربما قد يكون تركَ خاتمَا في صندوق السيارة
    Babanın sağ kolu evin arka kapısını açık bıraktı. Bize güvenlik ekibinizin radyo frekansını verdi. Open Subtitles يدُ أباكِ اليمنى، تركَ لنا الباب الخلفي مفتوحاً، أعطانا تردد موجة الراديو، التي يتحدث بها فريق حماية أبيكِ
    Fakat bir duvarı bıraktı, dairenin ortasında hem de. Open Subtitles لكنهُ تركَ حائطاً واحداً قائم نقطة ميته في وسط الشقة
    En kötü günde, babam bu telesekretere altı mesaj bıraktı. Open Subtitles في اليوم الأسوء, تركَ أبي 6 رسائل على آلة المجيب هذه
    Eski sevgilim ayrılırken birşeyler bıraktı. Open Subtitles حبيبي السابق تركَ بضعة الأشياء عندما أنفصلَ عنّي
    Bunun için sana altına kaçıran iki köpeği bıraktı geriye kalan her şeyi de bana. Open Subtitles ولهذا لقد تركَ لكِ كلبان بريئان وأنا ترك لي كل شيء آخر
    Öyle mi? O zaman karısını öylesine bir hevesle terk etti yani? Open Subtitles استفاق إذاً و تركَ زوجته ببساطة؟
    Ama kim yapmışsa, eroini masada bırakmıştı. Open Subtitles لكن أيّما فعله تركَ كيلواً من الهيروين بالطاولة.
    Bana sorarsan iletişim kanalını açık bırakmak, sorunları çözmenin en iyi yoludur. Open Subtitles لو أردتَ رأيي فإنّ تركَ مجالٍ مفتوحٍ للتواصل هو أفضل الطرق لتجنّب الصراعات
    Daha önce Massive Dynamic için çalışıyormuş ama sanırım 10 yıl önce kadar işten ayrılmış. Open Subtitles ''عملَ لصالح ''ماسيف دايناميك، لكنّه تركَ الشركة منذ زهاء العشر سنوات.
    Belki büyük baban, saklama büyüsünü çözmek için ya da en azından, nereye sakladığı konusunda fikir verecek bir ipucu bırakmıştır. Open Subtitles ربما تركَ جدكَ دليلاً قد يساعدنا لمعرفة تعويذة الإخفاء خاصتهِ أو على الأقل يعطينا فكرةً عن حيثُ أخفاها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus