Yine de onunla evlendim... Çünkü kendisini bok gibi hissettiğini biliyordum. | Open Subtitles | لذا تزوجتها على أية حال, لأنني علمت بأنها كانت تشعر بالأحباط |
Birgün ofisime geldi ve benim sahte olduğumu bildiğini söyledi, fakat yine de bana aşık olmuştu, ve 3 ay sonra onunla evlendim. | Open Subtitles | و قد حضرت إلى مكتبي مرة ، وقالت أنها أنني كنت مزيفاً, لكنها مع هذا قد أحبتني ، وقد تزوجتها بعد ثلاثة أشهر. |
Sonra anlaşılıyor ki evlendiğim kadının kız kardeşi meğerse gerçek bir fahişeymiş. | Open Subtitles | نعم، نعم و المرأة التي تزوجتها اتضح ان اختها هي عاهرة حقيقية |
Sonra anlaşılıyor ki evlendiğim kadının kız kardeşi meğerse gerçek bir fahişeymiş. | Open Subtitles | نعم، نعم و المرأة التي تزوجتها اتضح ان اختها هي عاهرة حقيقية |
Sekiz yıl önce evlendiğin salak güzellik uzmanı değilim. | Open Subtitles | ربما لم تلاحظ, لكنني لست تلك الغبية عاملة المقسم التي تزوجتها منذ ثمانية سنوات |
Karın hayata tutunmaya çalışıyor çünkü onunla evlendin ve onun tamamen parçalanmasına izin verdin. | Open Subtitles | متماسكة لتبقى تصارع زوجتك تزوجتها لأنك كليّاًتنهاربأنلها وسمحت |
On yıl evli kaldığım bir kadını öldürebilir miyim? | Open Subtitles | هل يعقل أن أقتل إمرأه تزوجتها لقرابة عشر سنوات ؟ |
Ben onun hayatının ne olacağını nelerden vazgeçeceğini düşünmeden onunla evlendim. | Open Subtitles | لقد تزوجتها دون التفكير بشأن ما سيحدثه هذا لحياتها، ماستتخلى عنه. |
İyi haber şu, sonraki yıl o kadınla evlendim. | TED | الأخبار الجيدة هي أني قد تزوجتها العام التالي. |
Ama yine de onunla evlendim. | Open Subtitles | إنهم كانوا يحاولون منعي. لكنني تزوجتها مع ذلك. |
Ona aşık oldum ve onunla evlendim. İsmiyle ya da diniyle değil. | Open Subtitles | أنا أحببتها و تزوجتها هي وليس اسمها و لا ديانتها |
Gösterişliydi de. Ben de güzel, zengin ve gösterişli olmak istedim ve onunla evlendim. | Open Subtitles | كانت مولعة بالفن نوعاً ما, وأنا أردت أكون جميلًا, وغني, ومولع بالفن, لذا تزوجتها. |
Onunla evlendiğim gün dul kaldım. | Open Subtitles | و لقد أصبحت أرملاً في اليوم الذى تزوجتها به |
Onunla evlendiğim günkü kadar çok sevdiğim bir karım vardı. | Open Subtitles | و زوجة مازلت أحبها بقدر اليوم الذي تزوجتها |
Bu hormon denizinin içinde bir yerlerde benim evlendiğim tatlı ve olağanüstü kız var. | Open Subtitles | في مكان ما من بحر الهرمونات هذا هنالك هذه الإمرأة الجميلة التي تزوجتها |
Neredeyse evlendiğim kadın kadar zeki. | Open Subtitles | إنه تقريباً عبقري مثل المرأة التي تزوجتها |
Biliyorum, eğer o birazcık evlendiğim kadın kadar seksi bir kadın olsaydı itiraf ederdim ama o kadar seksi değil. | Open Subtitles | أعلم ، وإذا كانت تلك الفتاة مثيرة بمثابة الفتاة التي تزوجتها فسأقرّ بذلك ، لكنها ليست كذلك |
Baba, bu geçen gece evlendiğin kadın. | Open Subtitles | أبى هذه المرأة التى تزوجتها الليلة الماضية |
Sen ve evlendiğin o parti kızı, sosyal takviminizde o mübarek anne içinde biraz zaman ayırsanız iyi olacak. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لك ولفتاة الحفلات تلك التي تزوجتها أن تضع أمك المقدسة على لائحتك الإجتماعية |
- Madem bu kadar kötüydü, neden evlendin ki onunla? | Open Subtitles | حسنا، إن كانت بهذا السوء، لماذا تزوجتها من الأساس؟ |
Yolun karşısına koşup annene ne korkunç bir kadınla evli olduğunu mu söyledin? | Open Subtitles | هل هرعت مسرعاً لإخبار والدتك عن الزوجة الرهيبة التي تزوجتها |
Ve onunla evlenirsen, ölüm bizi ayırmamış gibi olacaktır. | Open Subtitles | و إذا تزوجتها سيكون كما لو أن الموت لم يفرقنا |
Onunla evlenirsem sigortasını kullanabileceğim. | Open Subtitles | إذا تزوجتها بإمكاني إستخدام تأمينها الطبي |
Elbette evlendiniz, Lordum. Kusursuz bir şekilde evlendiniz. | Open Subtitles | ولكنك بالفعل تزوجتها يا صاحب الجلالة. |
Evie'nin babamı mutlu ettiğini gördüğümden beri onunla kendim bile evlenebilirim. | Open Subtitles | بمجرد أن رأيت كمّ تجعل (إيفي) أبي سعيداً. لكنت تزوجتها بنفسي |