"تزور" - Traduction Arabe en Turc

    • ziyaret
        
    • ziyarete
        
    • görmeye
        
    • gittiğini
        
    • ziyaretine
        
    Halk kütüphanelerini ziyaret ederek büyüdüğünü, bundan zevk aldığını söyledi. TED وقالت له أنها نشأت وهي تزور مكتبتها المحلية التي أحبتها.
    Kraliçe olmasına imkan yok, zira Kraliçe, insanları ziyaret ettiğinde, Open Subtitles لا يمكن أن تكون الملكة، لأن الملكة عندما تزور الشعب،
    Her gün bisikletinle Green Grove Emekliler Evi'ne gidip babaanneni ziyaret edeceksin. Open Subtitles و كل يوم ستأخذ دراحتك و تذهب لمنزل المسنين و تزور جدتك
    Ailemi ziyarete geldiğine inanamıyorum, ve üstelik ilişkğimiz bir haftalık olmasına rağmen. Open Subtitles انا لا اصدق انك هنا تزور عائلتى ونحن معا من اسبوع فقط
    Kaybolmuş olsaydı, ziyaret ettiği kişi onu aramaz mıydı sence? Open Subtitles أيا كانت تزور كان سيبلغ عنها لو كانت مفقودة,ألا تظن؟
    Öyle değil mi? Şey, aslında, istatistiklere göre eğer sadece porno siteleri ziyaret ediyorsanız, güvendesiniz demektir. TED أليس كذلك؟ حسنا، في الواقع، من الناحية الاحصائية، حينما تزور تلك المواقع، فجهازك يكون أكثر أماناً.
    Ve Margaret Thatcher hapisanede Jeffery Archer'ı ziyaret ederken. TED و مارجريت ثاتشر تزور جيفري ارشر في السجن
    Diğer taraftan, eğer az gelişimiş bir ülkeyi ziyaret ediyorsanız, ve 25 dolar size bir gurme sofrasına yetiyorsa, bir Big Mac için fahiş fiyat sayılır. TED من جانب آخر، اذا كنت تزور دولة نامية، و 25 دولاراً تشتري لك وجبة طعام، فأنها باهظة جداً مقابل البيج ماك.
    Bilmiyorum, tüm kızlar bunu konuşuyordu Bayan Dobie'nin Bayan Wright'ın odasını ziyaret ettiği akşam... Open Subtitles لا أعرف لكنكلما كانتالفتياتيتحدثنعنههو .. حين آنسة رايت تزور .. غرفة آنسة دوبي آخر الليل
    Bu kadar özgür bir ülkeyi ziyaret etmek güzel, değil mi? Open Subtitles أليس من الرائع أن تزور بلداً متحرراً كهذا؟
    Bugün dedeni ziyaret etmeyi unutma. Open Subtitles واليوم هو الثلاثاء, لذا، لا تنسى أن تزور جدك.
    Sabahın köründe insanları ziyaret etmen yanlış. Open Subtitles لا يجدر بك أن تزور الناس فى هذا الوقت المبكر
    Eski okul arkadaşlarını ziyaret etmek istiyorsan beni unut. Open Subtitles أتريد أن تزور أصدقاء المدرسة القدامي أخرجني من هذا
    Her Pazar anne ve babasını ziyaret etmeliydi, Mary ve Isaac Foster'ı. Open Subtitles كل أحد ، كانت تزور والداها ماري و آيسك فوستر
    Biz evlendikten sonra bile yılda bir kez, tek başına, senin mezarını ziyaret ederdi. Open Subtitles ،حتى بعد أن تزوجنا كانت تزور قبرك مرة في السنة ، وحدها
    Sabahın köründe insanları ziyaret etmen yanlış. Open Subtitles لا يجدر بك أن تزور الناس فى هذا الوقت المبكر
    Yok, sadece karım ailesini ziyarete gitti ve biraz bunalmış. Open Subtitles كلا، الأمر فحسب أن زوجتي تزور أقاربها وهي مرهقةً قليلاً
    Sanırım arada sırada buraya ziyarete geliyorsun. Open Subtitles أوه أنت تزور هذا المكان بعض الأحيان اليس كذلك ؟
    Kötü haber, Alison annesini ziyarete gitti ve o pek iyi sayılmaz. Open Subtitles الأخبار السيئة أليسن تزور أمها التي ليست بخير
    Başka bir kurbanın adını almak için her yıl bu adamı görmeye gitmeniz gerekiyor değil mi? Open Subtitles اذن عليك ان تزور الرجل مرة كل عام لتحصل على اسم ضحية اخرى
    Teknik olarak, kaybolmadı. Ev arkadaşı, ailesini ziyarete gittiğini sanmış. Open Subtitles فنياً ، فإنها لم يتم التبليغ عنها أصدقاء السكن أعتقدوا أنها تزور عائلتها
    Hasta ziyaretine eli boş gidemem. Open Subtitles لا تستطيع أن تزور أحداً في المستشفى فارغ اليدين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus