| Bence sürdürülebilir enerjinin geleceği büyük oranda kaçınılmaz, ama uzayda seyahat eden bir medeniyet olmak kesinlikle kaçınılmaz değil. | TED | اعتقد أن مستقبل الطاقة المستدامة حتمي إلى حد كبير، لكن أن نصبح حضارة تسافر عبر الفضاء ليس حتميًا بالتأكيد. |
| Doktor'la birlikte yıldızlar arası seyahat ediyor. - Baştan beri böyle. | Open Subtitles | إنها تسافر عبر النجوم مع ذلك الدكتور، لقد فعلت ذلك دائما |
| Ama çalışıyor. Bu gemi uzayda seyahat ediyor. Kendim gördüm. | Open Subtitles | ولكنها تعمل هذه السفينة تسافر عبر الفضاء لقد رأيتها بنفسي |
| Teorinin zaman-mekan ile ilgisi var. Geriye doğru yolculuk yapan bir dalga. | Open Subtitles | النظرية تنص على وجودسفر في المكان والزمان وهي وجود موجة تسافر للوراء |
| Ama ışık hızıyla yolculuk etseniz bile en yakınındakine ancak 1460 günde ulaşabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا كنت تسافر بسرعة الضوء تحتاج الى 1460 يوم للوصول الى اقرب واحد |
| Bazı sürüler taze otlak arayarak yılda 3200 kilometreden fazla yol alır. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة. |
| Hiç uçmaması gereken bir gemiyle, yıldızlar arasında seyahat ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نسافر عبر النجوم في سفينة فضائية لاتستطيع أن تسافر |
| Tabii hepinizin bildiği gibi seyahat ettiğinizde öğrendiğiniz ilk şeylerden biri, doğru gözle bakmadığınız sürece hiçbir yerin sihirli olmadığı. | TED | إلا أنه، كما تعلمون جميعا، أن أولى الأشياء التي تتعلمها حين تسافر أنه لا مكان يبدو سحريا إلا إذا رأيته رؤية صحيحة. |
| Anneme daha yakın bir yere taşındım, eşim artık benimle seyahat ediyor. Çocuklar tatildeyken eve gelemiyorlarsa ben onlara gidiyorum. | TED | انتقلت لمكان أقرب من والدتي، عادةً تسافر زوجتي معي، وعندما يكون أطفالي في إجازة، إذا لم يأتوا للمنزل، فإني أذهب إليهم. |
| İki dünya arasında seyahat eden bu hayvan kafalı yaratıkların olduğu bir mağara var. | TED | وهناك كهف حيث تسافر تلك المخلوقات ذات الرؤوس الحيوانية بين عالمين |
| Bir arabada seyahat ederken, vücudunuz iki farklı mesaj alır. | TED | حين تسافر في سيارة، تصل رسالتان مختلفتان إلى جسمك. |
| Uluslararası seyahat ettiğinizde bazı konular daha zor oluyor. | TED | عندما تسافر دول أخرى، يزداد الأمر صعوبة بطرق معينة. |
| Sonra birden fazla gezegenli bir tür ve uzayda seyahat eden bir medeniyet olabilmemiz var. | TED | أمّا بالنسبة لأن نصبح جنسًا متعدد الكواكب وحضارة تسافر عبر الفضاء. |
| Ama ışık hızıyla yolculuk etseniz bile en yakınındakine ancak 1460 günde ulaşabilirsiniz. | Open Subtitles | اذا كنت تسافر بسرعة الضوء تحتاج الى 1460 يوم للوصول الى اقرب واحد |
| Yeni bir fabrikanın temel atma töreniydi. İş gereği çok yolculuk yapardı. | Open Subtitles | لقد كان احتفال رائد لافتتاح مصنع جديد إنّها تسافر كثيراً بسبب العمل |
| O yalnız yola bak, üzerinde yolculuk yapmadan önce. | TED | انظر لأسفل، فهذا الطريق وحيد قبل أن تسافر عليه. |
| Bazi suruler taze otlak arayarak yilda 3200 kilometreden fazla yol alir. | Open Subtitles | تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة. |
| Benimkinde eyaletten eyalete, farklı karnavallara giden seyyar "Korku Tüneli" vardı. | Open Subtitles | جولة الظلام متحركة تسافر من ولاية الى ولاية بتلك الاحتفالات المختلفة |
| Ona bak, dünyayı geziyor, bense mutfağında marul doğramakla vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | وهى تسافر حول العالم وأنا عالق هنا فى مطبخك أغزل الخس |
| Sonuçta şunu gördük: Akbabalar çok farklı ülkelere gidiyor. Bu yüzden, eğer bir probleme yerel gözlüklerle bakarsanız, pek de iyi sonuçlar elde etmezsiniz. | TED | نرى أنها تسافر لدول عديدة، لذا إذا حاولت النظر إلى الأمر على أنه شأن محلي، فهذا لن يساعدك كثيرا. |
| Marilyn'le gezmek için daha fazla zamana ihtiyacın olacak. Lütfen Jack. | Open Subtitles | انك لا تحتاج وقتاً أطول .كي تسافر مع ميرلين |
| Sen gitmeden önce yaptığımız tartışmayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر ذلك الخلاف الذي جري بيننا قبل أن تسافر ؟ |
| Derken, birden bir seyahate çıkıyor ve çantasını bırakıyor. Neden? | Open Subtitles | ثم فجأةً , تسافر فى رحله وتتركها , لماذا ؟ |
| Bu enerji şeridi uzayda rastgele dolaşmıyor. Evreni dolaşıyor. | Open Subtitles | لم يكن مجرد ظاهرة عشوائية تسافر عبر الكون. |
| Mal sahibinin Paris ve Riviera'da mağazaları var bu yüzden sık sık seyahatte oluyor. | Open Subtitles | باريس" و"الريفييرا", لذلك هي تسافر كثيرًا. |
| Bir gün yabancı bir ülkeye gideceksin ve anlayacaksın. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أشرح لك لكن يوماً ما سوف تسافر بالخارج |
| Neden bir iki haftalığına Nairobi'ye uçmuyorsun, hatta Kahire'ye de olabilir? | Open Subtitles | لم لا تسافر الى نيروبى أو حتى الى القاهرة لأسبوع أو أثنين |