ويكيبيديا

    "تسافر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • seyahat
        
    • yolculuk
        
    • yol
        
    • yola
        
    • yere
        
    • giden
        
    • geziyor
        
    • gidiyor
        
    • gezmek
        
    • gitmeden
        
    • seyahate
        
    • dolaşıyor
        
    • seyahatte
        
    • gideceksin
        
    • uçmuyorsun
        
    Bence sürdürülebilir enerjinin geleceği büyük oranda kaçınılmaz, ama uzayda seyahat eden bir medeniyet olmak kesinlikle kaçınılmaz değil. TED اعتقد أن مستقبل الطاقة المستدامة حتمي إلى حد كبير، لكن أن نصبح حضارة تسافر عبر الفضاء ليس حتميًا بالتأكيد.
    Doktor'la birlikte yıldızlar arası seyahat ediyor. - Baştan beri böyle. Open Subtitles إنها تسافر عبر النجوم مع ذلك الدكتور، لقد فعلت ذلك دائما
    Ama çalışıyor. Bu gemi uzayda seyahat ediyor. Kendim gördüm. Open Subtitles ولكنها تعمل هذه السفينة تسافر عبر الفضاء لقد رأيتها بنفسي
    Teorinin zaman-mekan ile ilgisi var. Geriye doğru yolculuk yapan bir dalga. Open Subtitles النظرية تنص على وجودسفر في المكان والزمان وهي وجود موجة تسافر للوراء
    Ama ışık hızıyla yolculuk etseniz bile en yakınındakine ancak 1460 günde ulaşabilirsiniz. Open Subtitles اذا كنت تسافر بسرعة الضوء تحتاج الى 1460 يوم للوصول الى اقرب واحد
    Bazı sürüler taze otlak arayarak yılda 3200 kilometreden fazla yol alır. Open Subtitles تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة.
    Hiç uçmaması gereken bir gemiyle, yıldızlar arasında seyahat ediyoruz. Open Subtitles نحن نسافر عبر النجوم في سفينة فضائية لاتستطيع أن تسافر
    Tabii hepinizin bildiği gibi seyahat ettiğinizde öğrendiğiniz ilk şeylerden biri, doğru gözle bakmadığınız sürece hiçbir yerin sihirli olmadığı. TED إلا أنه، كما تعلمون جميعا، أن أولى الأشياء التي تتعلمها حين تسافر أنه لا مكان يبدو سحريا إلا إذا رأيته رؤية صحيحة.
    Anneme daha yakın bir yere taşındım, eşim artık benimle seyahat ediyor. Çocuklar tatildeyken eve gelemiyorlarsa ben onlara gidiyorum. TED انتقلت لمكان أقرب من والدتي، عادةً تسافر زوجتي معي، وعندما يكون أطفالي في إجازة، إذا لم يأتوا للمنزل، فإني أذهب إليهم.
    İki dünya arasında seyahat eden bu hayvan kafalı yaratıkların olduğu bir mağara var. TED وهناك كهف حيث تسافر تلك المخلوقات ذات الرؤوس الحيوانية بين عالمين
    Bir arabada seyahat ederken, vücudunuz iki farklı mesaj alır. TED حين تسافر في سيارة، تصل رسالتان مختلفتان إلى جسمك.
    Uluslararası seyahat ettiğinizde bazı konular daha zor oluyor. TED عندما تسافر دول أخرى، يزداد الأمر صعوبة بطرق معينة.
    Sonra birden fazla gezegenli bir tür ve uzayda seyahat eden bir medeniyet olabilmemiz var. TED أمّا بالنسبة لأن نصبح جنسًا متعدد الكواكب وحضارة تسافر عبر الفضاء.
    Ama ışık hızıyla yolculuk etseniz bile en yakınındakine ancak 1460 günde ulaşabilirsiniz. Open Subtitles اذا كنت تسافر بسرعة الضوء تحتاج الى 1460 يوم للوصول الى اقرب واحد
    Yeni bir fabrikanın temel atma töreniydi. İş gereği çok yolculuk yapardı. Open Subtitles لقد كان احتفال رائد لافتتاح مصنع جديد إنّها تسافر كثيراً بسبب العمل
    O yalnız yola bak, üzerinde yolculuk yapmadan önce. TED انظر لأسفل، فهذا الطريق وحيد قبل أن تسافر عليه.
    Bazi suruler taze otlak arayarak yilda 3200 kilometreden fazla yol alir. Open Subtitles تسافر بعض القطعان أكثر من 2000 ميل سنوياً بحثاً عن مراعي جديدة.
    Benimkinde eyaletten eyalete, farklı karnavallara giden seyyar "Korku Tüneli" vardı. Open Subtitles جولة الظلام متحركة تسافر من ولاية الى ولاية بتلك الاحتفالات المختلفة
    Ona bak, dünyayı geziyor, bense mutfağında marul doğramakla vakit geçiriyorum. Open Subtitles وهى تسافر حول العالم وأنا عالق هنا فى مطبخك أغزل الخس
    Sonuçta şunu gördük: Akbabalar çok farklı ülkelere gidiyor. Bu yüzden, eğer bir probleme yerel gözlüklerle bakarsanız, pek de iyi sonuçlar elde etmezsiniz. TED نرى أنها تسافر لدول عديدة، لذا إذا حاولت النظر إلى الأمر على أنه شأن محلي، فهذا لن يساعدك كثيرا.
    Marilyn'le gezmek için daha fazla zamana ihtiyacın olacak. Lütfen Jack. Open Subtitles انك لا تحتاج وقتاً أطول .كي تسافر مع ميرلين
    Sen gitmeden önce yaptığımız tartışmayı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتتذكر ذلك الخلاف الذي جري بيننا قبل أن تسافر ؟
    Derken, birden bir seyahate çıkıyor ve çantasını bırakıyor. Neden? Open Subtitles ثم فجأةً , تسافر فى رحله وتتركها , لماذا ؟
    Bu enerji şeridi uzayda rastgele dolaşmıyor. Evreni dolaşıyor. Open Subtitles لم يكن مجرد ظاهرة عشوائية تسافر عبر الكون.
    Mal sahibinin Paris ve Riviera'da mağazaları var bu yüzden sık sık seyahatte oluyor. Open Subtitles باريس" و"الريفييرا", لذلك هي تسافر كثيرًا.
    Bir gün yabancı bir ülkeye gideceksin ve anlayacaksın. Open Subtitles لا أستطيع أن أشرح لك لكن يوماً ما سوف تسافر بالخارج
    Neden bir iki haftalığına Nairobi'ye uçmuyorsun, hatta Kahire'ye de olabilir? Open Subtitles لم لا تسافر الى نيروبى أو حتى الى القاهرة لأسبوع أو أثنين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد