"تستحق أن" - Traduction Arabe en Turc

    • hak ediyor
        
    • hak ediyorsun
        
    • hakediyor
        
    • olmayı hak
        
    • hak etmiyor
        
    • hak ettin
        
    • değer bir
        
    • hakediyorsun
        
    • hak ediyorlar
        
    • müdahale ederse
        
    • çözmeye değer
        
    • hakkı
        
    • hakkın var
        
    Her bir veri dizisi bir hayat ve hikâyeleri saygınlıkla anlatılmayı hak ediyor. TED كل سطر بيانات بمثابة حياة تستحق أن تُحكى قصتها بكرامة.
    Doğru, çünkü müzik ciddiye alınmayı hak ediyor. Open Subtitles هذا صحيح,لأن الموسيقى تستحق أن تؤخذ على محمل الجد.
    Şu anda öyle düşünmediğini biliyorum ama sen mutlu olmayı hak ediyorsun. Open Subtitles و أنا أعرف بأنك لا تظن هذا أنت تستحق أن تكون سعيد
    Görünmez bir kutuya konup hayali bir rüzgarla savrulmayı hakediyor. Bütün vücudunu... Open Subtitles إنها تستحق أن توضع فى صندوق ...مخفى و تنفجر بريح خيالية و
    O kendi çocuğunu terk etti. Anne olmayı hak etmiyor. Open Subtitles لقد تخلت عن طفلتها، إنها لا تستحق أن تكون أم
    Onun en azından gerçeği bilmek hak ediyor musunuz? Open Subtitles ألا تعتقد أنها على الأقل تستحق أن تعرف الحقيقة ؟
    Hayır, kız kardeşimi seviyorum ve kendisi hakkında söylenecek güzel şeyleri hak ediyor. Open Subtitles لا ، أحب أختي وهي تستحق أن تسمع شيئ جميل
    Yanı sıra, Paige Aslan ve ben ne hak ediyor. Open Subtitles إلى جانب ذالك بيج تستحق أن تعيش ماعشناه اناوليو
    Ve kesinlikle çocuklarının velayetini hak ediyor. Open Subtitles وهي تستحق أن تحصل على حق الرعاية لابنائها
    Senin kızın yaşıtları gibi hayat sürmeyi hak ediyor. Open Subtitles إبنتك تستحق أن تعيش مثل أي طفل آخر في سنها
    Bunu hak ediyorsun.İstediğin her şeyi elde etmeyi hak ediyorsun Open Subtitles جيد ، أنت تستحق ذلك أنت تستحق أن تحصل على أى شئ تريده
    Tüm bu iş görüşmelerinden tüm üzüntülerden sonra etle tıka basa dolmuş bir ağzı hak ediyorsun. Open Subtitles بعد كل تلك المقابلات بعد كل خيبات الأمل تستحق أن تنال فم منتصر ملئء باللحم
    Haklısın ve açıkçası bilmeyi de hak ediyorsun. Open Subtitles أنت محق و .. و بكل تأكيد أنت تستحق أن تعلم
    Sanırım yarın akşamki bültende özel bir bölümü hakediyor. Open Subtitles أعتقد بأنها تستحق أن تخصص لها زاوية خاصة في صحيفة يوم الغد المسائية
    Her ne olursa olsun veya her ne yaparsa yapsın, ölmeyi hak etmiyor! Open Subtitles مهما كانت ومهما فعلت فأنها لا تستحق أن تموت
    Yaptığın şeyden sonra sen de yaşamayı hak ettin. Open Subtitles بعد ما فعلت، فأنت تستحق أن تعيش، أيضا،
    Asıl sorun birçok kimsenin bunu oynamaya değer bir oyun olarak görmemeye başlaması. TED المشكلة هى أن الكثير من الناس بدؤوا يعتقدون أنها لعبة لا تستحق أن تُلعب.
    Sen birisini sevmeyi ve karşılığında sevilmeyi hakediyorsun. Open Subtitles أنت تستحق أن تحبى شخص ما ويبادلك هذا الحب
    Bence ölümden sonra yaşamı hak ediyorlar. Open Subtitles أعتقد أنها تستحق أن يكون لديها آخرة
    Eğer biri müdahale ederse sırada olması gereken kişi atlanır. Open Subtitles لكي نرى كيف أن الحياة تستحق أن نعيشها
    Arayış, problemin çözümü için değildir, çözmeye değer olan problemlerin kendisi içindir. TED إن البحث هو ليس عن حل للمشكلة، لكن للمشاكل ذاتها والتي تستحق أن تحل.
    Onun sizin gibi düzgün insanlarla beraber yaşama hakkı yok mu? Open Subtitles إنها تستحق أن تعيش مع أناس مثلك، أليس كذلك؟
    Sanırım, bunu bilmeye hakkın var, minik dansçı. Open Subtitles حسنا، أعتقد أنك تستحق أن تعرف، راقصة صغيرة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus