"تسمحين لي" - Traduction Arabe en Turc

    • bana lütfeder
        
    • İzin verir
        
    • izin veriyorsun
        
    • Alabilir miyim
        
    • izin verirsiniz
        
    • Oturabilir miyim
        
    • sakıncası var
        
    • izin verirsen
        
    • kalkabilir miyim
        
    • izin verecek
        
    • izin vermiyorsun
        
    Sergiyi gezdirme şerefini bana lütfeder misiniz? Open Subtitles هل تسمحين لي بشرف مصاحبتك في ارجاء المعرض
    Bu dansı bana lütfeder misiniz, hanımefendi? Open Subtitles هل تسمحين لي بهذه الرقصة، يا آنستي؟
    İzin verir misiniz? Biraz Vietnamca biliyorum. Open Subtitles هل تسمحين لي أنا أتكلم قليلا الفيتنامية؟
    Lanet olsun.. Bunu cevaplamak zorundayım, bana bir dakika izin verir misin, lütfen? Open Subtitles اللعنة، عليّ الرد على تلك المكاملة هلا تسمحين لي بلحظة، رجاء؟
    Benim yüzümden acı çektin yani. Neden burada kalmama izin veriyorsun? Open Subtitles و ألمك هو بسببي لماذا تسمحين لي بالبقاء معك؟
    Paltonuzu Alabilir miyim? Open Subtitles حسناً هل تسمحين لي أن أخذ معطفك ؟
    Belki güzel yerlerini size göstermeme izin verirsiniz o hâlde. Open Subtitles إذن ربما تسمحين لي أن أريك بعضًا من أروع أماكنها؟
    - Oturabilir miyim? Open Subtitles ـ هل تسمحين لي ؟
    Buraya oturmamın bir sakıncası var mı? Open Subtitles هل تسمحين لي بالجلوس هنا؟
    Sana teşekkür etmek için en azından izin verirsen bir içecek ısmarlayabilirim. Open Subtitles واقل ما استطيع فعله لكي اشكرك هو بشراء ذلك المشروب ان كنت لا زلتِ سوف تسمحين لي حسنا ..
    Sofradan kalkabilir miyim? Open Subtitles من فضلك هل تسمحين لي ؟
    Bayan Tommasi, bu dansı bana lütfeder misiniz? Open Subtitles سيدة تومازي هل تسمحين لي بهذه الرقصة؟
    Leydim bu dansı bana lütfeder misiniz? Open Subtitles سيدتي , هل تسمحين لي بهذه الرقصة ؟
    Bu dansı bana lütfeder misiniz? Open Subtitles هل تسمحين لي أن أحظى بشرف هذه الرقصة؟
    Becky, sen benim gülümsün. Dikenin olmama izin verir misin? Open Subtitles (بيكي) ، أنت وردتي، هل تسمحين لي أن أكون شوكتك؟
    Sana bir kaç soru sormama izin verir misin? Open Subtitles هل تسمحين لي أن أطرح عليك بعض الأسئلة؟
    Sana Clusky'ste bir bira ısmarlamama izin verir misin? Eskiden olduğu gibi? Open Subtitles تسمحين لي أن آخذكِ للخارج لنتناول مشروب
    Bu şehirdeki her şey öyle ama en kötüsü bitti bu yüzden sadece bugünlük karşılığında benim seninle... ilgilenmeme izin veriyorsun? Open Subtitles لكلّ شيء في مدينتنا ثمن، لكن المرحلة الأسوأ انتهت لذا لمَ لا تسمحين لي بالعناية بك اليوم على سبيل التغيير؟
    Nora, burada kalmama izin veriyorsun. En azından bunu yapabilirim. Open Subtitles أنتِ تسمحين لي بالاقامة هنا يا (نورا) هذا أقل ما يمكنني فعله
    Sofia'yı perşembe yerine salı günü Alabilir miyim diye soracaktım. Open Subtitles و لذلك أردتُ أن أطلب منكِ لو تسمحين لي من فضلك أن أكون مع صوفيا) مساء الثلاثاء بدلاً عن الخميس)
    Belki de seferberlik döneminden hikayelerle sizi eğlendirmeme izin verirsiniz, eğer bunları çok sıkıcı bulmazsanız. Open Subtitles هل تسمحين لي ان اقصها عليك ستجدينها مشوقة جداً
    - Oturabilir miyim? Open Subtitles -هل تسمحين لي بالجلوس؟
    - İçeri girmemin bir sakıncası var mı? Open Subtitles هل تسمحين لي بالدخول؟
    "Açıklamama izin verirsen, aynı fikirde olacağımıza eminim. Open Subtitles هل تسمحين لي فقط أن أوضّح، أنا واثق في كوننا نتفق على ذلك
    Uslu olacağıma söz verirsem babamı görmeme izin verecek misin? Open Subtitles إن وعدتك بأن أكون مطيعة فهل تسمحين لي برؤية أبي؟
    Rafine şeker yememe izin vermiyorsun. Kepekli makarnadan içim dışıma çıktı. Open Subtitles إنكي لا تسمحين لي بتناول السكر ولقد مللت من الباسطا البنيه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus