Yaşlı yarasa, ne zaman eve kız getirsem şikayet ediyor. | Open Subtitles | الخفاشة العجوزة التي تعيش بجانبي تشكو من كل مرة أحضر فيها سيدة |
Evet ama hep birlikte olduğun kadınların sana uymadıklarından şikayet ediyorsun | Open Subtitles | أجل, لكنك كنت تشكو من ان النساء اللاتي يخرجن معك لا يشبعونك |
Bazen baş dönmesi ve yorgunluktan şikayet ediyordu. | Open Subtitles | في بعض الأحيان كانت تشكو من الدوخة و الإرهاق |
Sen bürokrasiden benden daha çok yakınıyorsun. | Open Subtitles | هل تشكو من البيروقراطية أكثر مما أفعل. |
Her zaman kabuslarından yakınıyorsun. | Open Subtitles | أنت دائماً ما تشكو من كوابيسك |
Bir küçük kız bir öcüden şikayet ediyor, yani illaki ben olmak zorundayım, değil mi? | Open Subtitles | بعض الفتيات الصغيرات تشكو من البعبع إذاً يجب أن يكون أنا، أليس كذلك؟ |
Cidden, sizin işlerinizi korudum ama siz evrak işinden şikayet ediyorsunuz. | Open Subtitles | على محمل الجد، وأنا مجرد حفظها فرص العمل الخاص بك، د الآن كنت تشكو من الأوراق. |
Beyninde dönen bir yankıdan şikayet ediyor. | Open Subtitles | كانت تشكو من مشكلة صدى في رأسها |
Keşke araba kullanmamdan şikayet etmesen. | Open Subtitles | أَتمنّى حقاً بأنّك لا تشكو من قيادتي. |
Geç kaldık diye şikayet edemezsin, Poirot. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تشكو من قلة الهواء العليل في هذا الوقت يا "بوارو" |
şikayet ettiğini duymamıştım. | Open Subtitles | لم اسمعك تشكو من الأمر في حينها |
Demek istediğim şikayet edeceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ما أقصده, ليس لديك شيء تشكو من أجله |
Birden karnından şikayet etmeye başladı, sonra da kıvranmaya. | Open Subtitles | بدأت تشكو من معدتها ثم تضاعف الألم |
İlk önce kumsalın ne kadar kumlu olduğundan şikayet ediyorsun. | Open Subtitles | بدايةً تشكو من كثرة الرمال على الشاطئ |
- Araba kullanmamdan hiç şikayet etmemiştin. | Open Subtitles | لم تشكو من طريقة قيادتي من قبل. |
- Araba kullanmamdan hiç şikayet etmemiştin. | Open Subtitles | لم تشكو من طريقة قيادتي من قبل. |