"تصطاد" - Traduction Arabe en Turc

    • avlanır
        
    • ava
        
    • balığa
        
    • avlanıyor
        
    • avlanan
        
    • avlanıyorsun
        
    • balık
        
    • avlamak
        
    • avlıyorsunuz
        
    • avlıyor
        
    • avlıyorsun
        
    • av
        
    • avlanırken
        
    • avlanırlar
        
    • avda
        
    Kurtlar yiyecek için avlanır ve belli bir noktada doyarlar. Open Subtitles الذئاب تصطاد من أجل الطعام, ولكن يأتي عليها وقت فتشبع
    Ama annesinin onu yalnız bırakarak ava çıkabileceği kadar büyük. Open Subtitles كبيرة بما يكفي لتُترك وحدها عندما تصطاد والدتها في البحر
    Babamla zamanında balığa çıktın diye, elim kolum bağlı oturmalı mıyım... Open Subtitles لأنك كنتَ تصطاد السمك مع والدي، عليّ أن أبقى مكتوف الأيدي
    Venezuela'nın karanlık ve yarasalarla dolu bu karanlık mağaralarında avlanıyor. Open Subtitles إنها تصطاد في الظلام في كهوف صيد الخفافيش في فنيزويلا
    Gündüz uyuyup gece avlanan şeyler var. Open Subtitles تلكَ الأشياء التي تنام بالنهار و تصطاد بالليل.
    Sen nesi için avlanıyorsun? Open Subtitles إذاً، ماذا تصطاد.. النصب التذكارية أم اللحوم؟
    Denizde balık tutarken, balığın oltaya geldiğini hissettiğiniz an mesela. Open Subtitles اللحظة التي تحس أنك تصطاد في بحر عميق واقتربت من
    Kaplan mı avlamak istiyorsun tek atışta indirsen iyi edersin! Open Subtitles لو أردت أن تصطاد نمر، يجب أن ترديه بطلقة واحدة
    Peki hangi serveti avlıyorsunuz, Bay Lamb? Open Subtitles و ما هى الجائزه التى تصطاد من اجلها "يا سيد "لامب
    Sürülerce aç vampir hâlâ sokakta insanları avlıyor. Open Subtitles قطيع من مصاصي الدماء الجائعين لا تزال حرة طليقة تصطاد في شوارعنا
    Griffinler ve periler ne avlıyorsun dostum? Open Subtitles حيوانات خرافية وجنيات ، ماذا تصطاد بحق الجحيم؟
    Deniz aslanları, en sevdikleri yemeği bulmak için yarı suda yaşayan çoğu akranından daha derinde avlanır. TED للعثور على طعامها المفضل، تصطاد أسود البحر على أعماق أكبر كثيرًا من نظائرها من البرمائيات.
    Genelde gündüz avlanır, tropikal okyanusları yüzeye yakın yerlerinden yaklaşık 100 metre derinliğe kadar araştırırlar. Open Subtitles إنها تصطاد عادة في النهار وهي تجوب مياه المحيط بحثاً عن الطعام بدءً من السطح ثم تغوص لمئات الأمتار في عمق المياه.
    Çünkü sürünü dışarıda ava çıkaracağın gün mefta olursun. Open Subtitles لأنه في اليوم الذي تصطاد فيه خارج مجموعتك، ستموت من أجله.
    Kartallar ilk defa ava çıktıklarında hata yapabilir. Open Subtitles ترتكب النسور الأخطاء في المرّة الأولى التي تصطاد بها.
    Sen 16 gün balığa çık, her iyi balıkçının hayallerini süsleyen... iki balığı oltaya düşür, sonra da kaçır. Open Subtitles انت تصطاد لمدة 16 يوما وتمسك بأسماك اي صياد جيد سيبيع حياته من اجلها وتخسرهما معا
    İstersen, balığa birlikte çıktığımızı söyleyebilirim. Open Subtitles يمكنني ان اقول انك كنت تصطاد معي لو أحببت
    Onu vuramazsınız. Tekrar avlanıyor. Open Subtitles لا يمكنكم اردائها انها تصطاد مجددا
    Trilobitler, deniz tabanında büyük sürüler halinde avlanan zırhlı canlılardı. Open Subtitles ثلاثية الفص كانت حيوانات مصفحة تصطاد بقطعان ضخمة خلال قاع البحر.
    Gayet kalın bir misinan varmış. Ne avlanıyorsun, Moby Dick'mi? Open Subtitles لديك خيط ثقيل هنا بماذا تصطاد بة هنا ، موبي ديك؟
    Nasıl daha iyi balık tutabileceğini öğrenen ayılar değil, TED ليست تلك الدببة التي تتعلم أن تصطاد السمك بشكل أفضل.
    Artık, Köpek balıkları, çevik ve tetikte olan yetişkinleri avlamak zorunda. Open Subtitles اسماك القرش يجب أن تصطاد عجولا بالغة فهم سريعون بشكل لا يصدق, يقضون وحذرون ايضا
    Buffalo mu avlıyorsunuz? Open Subtitles هل تصطاد جاموساً؟ أو شيء من هذا القبيل؟
    Yalnız yumurta kesesi olan dişileri avlıyor. Open Subtitles فلا تصطاد إلّا الإناث الحاملة لكيس بيوضها
    - Crowelar için hâlâ kaçak timsah avlıyorsun demek? Open Subtitles هل تصطاد التماسيح لعائلة " كرو " ؟
    Sıcak ülkelerde görüşü iyi olan av köpekleri kullanırlar. Open Subtitles في البلدان الحارة بالطبع يستخدمون الكلاب المحدقة، تصطاد وفقاً للرؤية
    Avlanmadığın zaman sinirli ve dengesiz oluyorsun avlanırken de korkunç. Open Subtitles ، أنت عصبي ماعدا و أنت تصطاد ، لأنك حينها أنت تتحول إلى شخص مخيف
    Yunus balıkları beraber avlanırlar ve bazı sardalyaları sürüden ayırabilirler ve yem topları oluştururlar. TED تصطاد الدلافين بطريقة مشتركة وتستطيع أن تقوم بتفريق سرب من أسماك السردين لتخلق مجموعات صغيرة ومُغرية من السمك.
    Bir avda ya da öyle bir şeyde kaybolmuştun. Open Subtitles فقدت عندما كنت تصطاد أو شيئًا من ذلك القبيل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus