Benim için de sorun yoktu. Senin için de sorun olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | هذا كان دائماً مُريح بالنسبة ليّ لقد تصورت أنه مُريح لك أيضاً |
O zaman bunu konuşursak kötü şans getirir diye düşündüm. | Open Subtitles | تصورت أنه سيكون فألاً سيئاً لو تحدثت عن الأمر حينئذٍ |
Vay be, sanırım birini ağlatmak düşündüğümden daha zormuş. | Open Subtitles | رباه، أظن أن دفع شخص ما للبكاء أصعب مما تصورت. |
İsveçli fahişe düşündüğümden fazla zamanımı aldı. | Open Subtitles | يلزم العاهر السويدية وقت أطول مما تصورت. |
Sana o meteor yağmurunda ne oldu bilmiyorum baba ama sanırım sen o depodaki şeye hayal edebileceğimden daha çok bağlısın. | Open Subtitles | لا أعرف ما حدث لك في سيل النيازك ذلك، أبي لكني أعتقد أنك مرتبط بما كان في المستودع أكثر مما تصورت |
Tankların sınırda konuşlandığını herkesin içeri girmenin bir yolunu aradığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد تصورت ان الدبابات محيطة بالمكان والجميع يحاولون ايجاد طريقة للدخول |
Nasıl olduğunu bilemiyorum ama parçacıklar tahmin edemediğim kadar hızlanmaya başladı. | Open Subtitles | ولست واثقة من الكيفية، إنما المسارع يعمل أسرع مما تصورت قط. |
Filmde, vücut değiştireceğimiz için. düşündüm ki, seni anlamaya çalışmalıyım. | Open Subtitles | سنتبادل العقول في الفيلم تصورت أنه يجب عليّ كما تعلمين |
Saat, kemik odasında patladığı anda bir B planı lazım olacağını düşündüm. | Open Subtitles | بمجرد أن إنفجرت الساعة في غرفة العظام، تصورت أننا نحتاج لخطة إحتياطية. |
Ama bunun da ötesinde eğer yapılacak gibi görünmezse nasıl hissedeceğimi düşündüm. | TED | لكن عدا ذلك، تصورت أيضًا كيف سيكون شعوري إذا ما بدا ذلك غير قابل للتنفيذ. |
Anette'le aramda neler geçtiğini bilmek istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | تصورت أنك تريدين أن تعرفي ماحدث بيني وبين آنيت |
Üzgünüm. Tony Robbins'i bulmak düşündüğümden zormuş. | Open Subtitles | أنا آسف، يبدو أن الوصول لتوني روبينز أصعب مما تصورت |
Bu normal genç olma işi düşündüğümden daha da zormuş. | Open Subtitles | إنها أصعب مما تصورت مسألة المراهقة العادية |
Neyse işte onlara verdikten sonra internete gireyim dedim ve kitabın benim düşündüğümden çok daha fazla para ettiğini öğrendim. | Open Subtitles | بعدئدٍ تفقدت الإنترنت واكتشفت أن الكتاب يقدّر بأكثر مما تصورت |
Bu suçla savaş işi düşündüğümden de zormuş. | Open Subtitles | انت تعلم,موضوع محاربة المجرمين هو اصعب بكثير مما تصورت |
Duygusal çöküntünün hep haddinden fazla uyuşturucu ve kötü aşçılıkla olabileceğini hayal ediyorum. | Open Subtitles | دائماً تصورت أن الوصول للقاع بشكل أسوأ. مثل الكثير من المُخدرات والطبخ السئ |
Aslında, milyonda bir bunu hayal ederdim, çünkü bu en kötü kabusum. | Open Subtitles | في الواقع أنا تصورت ذلك ملايين من المرات لأنه كان كابوسي الأسوأ |
Çocukluğundan beri katıldığı yetenek yarışmaları çözmüş biri olarak sana "Hair" müzikali parçamız için bir kaç ipucu verebilirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كشخص لديه خصلات شعر طويلة فاخره منذ كنت طفلة في حلبة المسابقة تصورت ان امنحك |
İkili çalışmanın hep bundan daha eğlenceli olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لطالما تصورت أن العمل الثلاثي أكثر إمتاعاً من هذا |
İşler tahmin ettiğimden daha karmaşık çıkmıştı. | Open Subtitles | كان كل شيء أكثر تعقيداً بكثير مما تصورت. |
Artık devletle hesaplaştığımı düşünüyordum, ama birkaç gün sonra anladım ki yanılmışım. | Open Subtitles | تصورت أنني والحكومة تعادلنا لكن بعد أيام قليلة اكتشفت أنني كنت مخطئاً |
Evlendiğimizde Cumartesileri böyle geçireceğimizi düşünmüş müydün? | Open Subtitles | حينماتزوّجنا.. هل هكذا تصورت أننا سنقضي أيام السبت؟ |
- Hayatının aşkının ben olduğumu sanıyordum. - Onu 52 parçaya böldüm. | Open Subtitles | ـ لقد تصورت أنني أنا هي حب حياتك ـ قمت بتقطيعها لـ 52 قطعة |
Şimdiyse onların dünyasının tahminimden çok daha fazla zalim ve sadist olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لكنني أدركت الآن أن عالمهم أكثر قسوة وسادية مما تصورت |