| Vakit kaybediyorsun. Reaktörü onarmaları için bir ekip kur. | Open Subtitles | انت تضيع الوقت احصل على فريق لإصلاح المفاعل |
| Müşterinin bilgilerini almakla vakit kaybetme. | Open Subtitles | لا تضيع الوقت في تسجيل المعلومات حول الزبون |
| İlkel bir canlı için neden bu kadar zaman harcıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تضيع الوقت على مخلوق منخفض الذكاء ؟ |
| Yarım saattir bilet satıyorum. Vakit harcama. | Open Subtitles | علي أن أبيع التذاكر من نصف ساعة لا تضيع الوقت |
| Zaman kaybetme. Hemen yap şunu. | Open Subtitles | لا تضيع الوقت ، إفعل هذا |
| Hayat bir gizemdir. Onu çözmeye çalışarak zamanını harcama. | Open Subtitles | الحياة هي غموض ، لا تضيع الوقت في معرفتها |
| - Birisi öldürülecek... ve sen tarihöncesinden kalma hayvanlarla boşa Zaman geçiriyorsun. | Open Subtitles | شخص ما سيُقتل... وأنت تضيع الوقت مع حيوانات ما قبل التاريخ. |
| Vakit öldürüyorsan yeni düğün yeri yakınlarda. | Open Subtitles | إن كنت تضيع الوقت فمكان حفل الزفاف الجديد قريب من هنا |
| - Bugün sabah sekizden beri. - zaman kaybetmiyorsun, bayım. | Open Subtitles | اليوم ، الاخير فى الثامنة غدا انت لا تضيع الوقت |
| Hiç vakit kaybetmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تضيع الوقت |
| Soruna neyin sebep olduğunu bulmak yerine, neler olduğunu, anlamaya çalışarak zaman kaybediyorsunuz. | Open Subtitles | تضيع الوقت بمحاولتك توضيح ما يحدث بدلا من أن تبحث عن سبب حدوث ذلك |
| Vakit kaybediyorsun. Reaktörü tamir etmeleri için bir ekip hazırla. | Open Subtitles | انت تضيع الوقت احصل على فريق لإصلاح المفاعل |
| - Vakit kaybediyorsun. | Open Subtitles | أنت تضيع الوقت. |
| Zaman tuttum, yol 18 dakika sürüyor yani vakit kaybetme. | Open Subtitles | والاَن وقت القيادة 18 دقيقة لذا لا تضيع الوقت |
| Hadi. Onunla vakit kaybetme. | Open Subtitles | فالنتحرك لا تضيع الوقت مع هذا |
| ve bu minibüsle zaman harcıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تضيع الوقت على هذه الشاحنة؟ |
| - Sadece sen. - zaman harcıyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط أنت تضيع الوقت |
| Vakit harcama da git giyin. | Open Subtitles | أتدري ملابسك، أنت تضيع الوقت. |
| Anne. Git, Zaman kaybetme. | Open Subtitles | هيا، لا تضيع الوقت - سأذهب - |
| Ve uslu durarak da zamanını harcama. | Open Subtitles | ولا تضيع الوقت بمحاولة تغيير طباعك |
| -(Zaman geçiriyorsun.) 9B . | Open Subtitles | "أنت تضيع الوقت." (المقعد (9b (ديفيد نارتون) |
| Vakit öldürüyorsan yeni düğün yeri yakınlarda. | Open Subtitles | إن كنت تضيع الوقت فمكان حفل الزفاف الجديد قريب من هنا |
| zaman kaybetmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تضيع الوقت |
| Hiç vakit kaybetmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تضيع الوقت,أتفعل؟ |
| Benimle görüşme yaparmış gibi yaparak zaman kaybediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تضيع الوقت بالأسفل تتظاهر بمحاورتي |
| Taşınmak için hiç vakit kaybetmemişsin. | Open Subtitles | حسنا، أنت لم تضيع الوقت تتحرك الآن. |