Evlat, piskopostan çok soru soruyorsun. Konak işte. | Open Subtitles | يا بني، أنّك تطرح أسئلة أكثر من الأسقف ذاته. |
Sadece merhaba demek isteyen biri için bayağı fazla soru soruyorsun. | Open Subtitles | تطرح أسئلة كثيرة بالنسبة إلى شخص أتى لإلقاء التحية فحسب |
Neden Waller bu adamı öldürmemi istiyor? Çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | إنّك تطرح أسئلة أكثر مما ينبغي، امتثل للأوامر وقم بتصفية الهدف. |
Hayatta cevap vermeyeceğimi bildiğin sorular soruyorsun. | Open Subtitles | أنّك تطرح أسئلة تعرف أن ليست .هناك فرصة أنّي سأجيب عليها |
Stefan Salvatore'dan posta ile bir çek geldiğinde, soru sormayacaksın. | Open Subtitles | وحين يأتيك شيك من (ستيفان سلفاتور) بالبريد، فلن تطرح أسئلة. |
Cevabını bilmek istemeyeceğin soruları sorma dostum. | Open Subtitles | لا تطرح أسئلة أنت لا تريد إجابتها , يا صاح |
Soru sormayın artık. Gidin. | Open Subtitles | لا تطرح أسئلة, إذهب |
Dünkü NSA ziyaretimizden sonra dışişleri bakanlığı 21-Void hakkında sorular sormaya başlamış. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}يبدو أن "وزارة الخارجية" تطرح أسئلة "بخصوص "21-فويد بعد زيارتنا لـ"وكالة الأمن الوطني" البارحة |
Çok soru soruyorsun. Emirlere uy ve hedefi ortadan kaldır. | Open Subtitles | إنّك تطرح أسئلة أكثر مما ينبغي، امتثل للأوامر وقم بتصفية الهدف. |
10 yaşındaki çocuktan daha çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | أنت تطرح أسئلة أكثر من طفل في العاشرة |
Çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | أنت تطرح أسئلة كثيرة |
Piksum'u? Fazla soru soruyorsun, çocuk. | Open Subtitles | أنت تطرح أسئلة كثيرة يا فتى |
Amma çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | أنت تطرح أسئلة كثيرة |
- çok fazla soru soruyorsun. - Affedersin. | Open Subtitles | أنت تطرح أسئلة كثيرة - آسف - |
İyi soru soruyorsun Dale ama doğru soruları sormuyorsun. | Open Subtitles | (أوتعلم أنك تطرح أسئلة طيّبة يا (دايل |
- Çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | -أنت تطرح أسئلة كثيرة ! |
Çok soru soruyorsun. | Open Subtitles | ! أنت تطرح أسئلة كثيرة ! |
Neden aptalca sorular soruyorsun? | Open Subtitles | لِمَ تطرح أسئلة غبية؟ |
- Neden Mike hakkında sorular soruyorsun? | Open Subtitles | لماذا تطرح أسئلة بخصوص (مايك)؟ |
Stefan Salvatore'dan posta ile bir çek geldiğinde, soru sormayacaksın. | Open Subtitles | وحين يأتيك شيك من (ستيفان سلفاتور) بالبريد، فلن تطرح أسئلة. |
Eğer bir şeyi istiyorsanız, cevaplarından korktuğunuz bazı soruları sormamak gibi yaygın bir hataya düşebiliyorsunuz. | Open Subtitles | إنه خطأ شائع أن لا تطرح أسئلة عندما تريد شيئًا لأنك خائف من الإجابة. |
Soru sormayın Ajan Kob. | Open Subtitles | لا تطرح أسئلة أيها العميل (كوب) |
Dün NSA'ya yaptığımız ziyaretten sonra, Dışişleri Bakanlığı Boşluk-21 hakkında sorular sormaya başlamış. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}يبدو أن "وزارة الخارجية" تطرح أسئلة "بخصوص "21-فويد بعد زيارتنا لـ"وكالة الأمن الوطني" البارحة |