"تظن أنها" - Traduction Arabe en Turc

• Sence
• sanıyor
• düşünüyor
• düşünüyorsun
• Sizce
• sanıyorsun
• düşünmüyor
• zannediyor
• düşündün
• düşündüğün
• olduğunu düşünmüyorsun

Evinde yabancı bir adam görünce biraz olsun şaşırmaz mı Sence?
ألا تظن أنها سوف تفزع عندما تجد رجلاً غريباً فى شقتها؟

Bebekle ilgili mi Sence?
أهذه التي تظن أنها كانت معلقة مع الدمية؟

Sence kötü bir fikir diye... bırakıp gidemeyiz.
..كن واقعياً، لا تستطيع إلغاء هذا الأمر فقط لأنك تظن أنها فكرة سيئة

En sevdiği oyuncak bebeği kayboldu. 4. katta olduğunu sanıyor.
دميتها المفضلة مفقودّة، تظن أنها بطريقة ما رحلت للطابق الرابع

O ne istediğini, ama ben o gerçekten ne istediğini bilmek olduğunu düşünüyor.
أتعلمين ، هذا ما تظن أنها تريده ، لكننى أعرف ما تريده حقاً

Bu yaptığın şey için, sana teşekkür edeceğini mi düşünüyorsun?
لا تظن أنها ستشكرك على ما فعلته من أجلها اليوم

Belki bu gibi insanların bir milyon dolara ihtiyacı olmayabilir, ama sadece beni şapşal göstermek için bu parayı almak istemeleri gerekmez mi Sizce?
هؤلاء الناس لا يحتاجون إلى مليون دولار ربما، ولكنه لا تظن أنها ترغب في أن تشارك فقط لتجعلني ابدو سخيفا،

Bu adada kaç tane Sarah var sanıyorsun?
كم من سارة تظن أنها توجد على هذه الجزيرة ؟

Sence ikimiz birlikte bir duş alırsak kıskanır mı?
هل تظن أنها قد تغار لو أنت و أنا قمنا بالإستحمام سويا؟

Buraya geldiğinde Sence zevk aldı mı?
، عندما جائت إلى هنا هل تظن أنها إستمتعت بذلك؟

Ama annen Tanri'ya dua etmek için gözlerini yukari kaldirdiginda Sence ne görecek?
ولكن اذا رفعت أمك عيونها تصلي للرب من تظن أنها ترى ؟

Sence yanlış kaseti aldığını öğrenince bize ne yapacak?
ما الذي تظن أنها ستفعله ؟ عندما تعلم أنها حصلت على الشريط الخطأ

Kahretsin, bulduk sanmıştım. Sence öylesine mi dondu kaldı?
اللعنة, إعتقدت أننا وجدناه هل تظن أنها إرتعدت؟

Sence mutfak için biraz büyük değil mi?
ألا تظن أنها أكبر من أن نستعملها في المطبخ

Her konuda en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanıyor ama öyle değil.
تظن أنها تعرف الأفضل في كل شيء ولكنها لا تعرف ذلك حقاً

Ah, işte doruk noktası. Joyce. Aşçılık hakkında ön röportaj yapacağını sanıyor.
العتمة جويس إنها تظن أنها ستقيم مقابلة تجريبية لمسابقة طهي

Belki de kız arkadaşının teorisine kulak vermeliyiz. Ölümüne seviştiklerini düşünüyor.
ربما يجب أن ننظر بنظرية الفتاة تظن أنها نكحته حتى الموت

Hayatına her girip, çıktığında... onun nasıl hissettiğini düşünüyor musun, huh?
ألا تظن أنها تشعر بذلك في كل مرة تظهر فيها لحياتها؟

Kötü birşey yaptığını düşünüyorsun, biliyorum ama tanrı biliyor, yaptıklarının cezasını yeterince çekti.
أعلم أنك تظن أنها فعلت شيئاً شنيعاً، ولكن يعلم الله أنها ستنال ما يكفي من العقاب على فعلتها.

Marazi olmaktan iğreniyorum ama Sizce parmak izi kalmış mıdır?
أكره أن أكون كئيبة، لكن هل تظن أنها مازالت تملك أي بصمات؟

Saçma! O zaten sıkılmıştı. Neden etrafına bakındığını sanıyorsun?
كانت بالفعل ضجرة من الحياة لم تظن أنها كانت تتغاضى؟

Kabile için yanlış ve hatalı olduğunu düşünmüyor musun?
ألا تظن أنها تصدمك الان بكونها زائفة و خاطئة؟

Geçen seneki tek icraatı Dinozor Balosu olduğu halde, hâlâ kendini başkan zannediyor.
التي لم تتخرج ومزالت تظن أنها رئيسة مع أن كل ما حققته السنة الماضية هو حقل راقص موضوعه الديناصورات.

-Red, hayatın boyunca onun küçük bir kız olduğunu düşündün.
ريد" قضيت حياتك كلها" تظن أنها فتاة صغيرة

Gerçekten düşündüğün kadar güçlüyse, neden sana yardım etmiyor?
لو هي حقاً لديه بقدر هذا القوة كما تظن أنها تمتلك,لماذا لا تساعدك؟

Artie, eğer hain Claudia değilse ve belli ki onun olduğunu düşünmüyorsun...
ارتي ان لم تكن كلوديا هي الجاسوس ومن الواضح انك لا تظن أنها كذالك