sence bu adam, ilk notu yazan kişi mi ? | Open Subtitles | أنتى تعتقدين أنه نفس الشخص الذى كتب الملاحظة الأخيرة ؟ |
sence bu adam, ilk notu yazan kişi mi ? | Open Subtitles | أنتى تعتقدين أنه نفس الشخص الذى كتب الملاحظة الأخيرة ؟ |
Bunun akli bir şey olmadığını sanıyorsun, ama öyle ve seni anlıyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تعتقدين أنه متعلق بالعقل, ولكنه متعلق به وأتفهم ذلك |
Ama bir şey bildiğini düşünüyorsun ve bu yüzden onunla konuşmak istiyorsun. | Open Subtitles | حسنا, ولكن هل تعتقدين أنه يعرف شيئاً لهذا السبب تريدين التحدث معه |
sizce tutuklu nezaretten çıkarılmadan önce yeterince sağlıklı risk değerlendirmeleri yapıldı mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه أُجري تقييم حقيقي للمخاطر قبل نقل السجين من الحبس؟ |
Bu tip bir psikotik olaya daha önceden hazırlandığını düşünüyor musun ? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه مستعد لهذا النوع من الحوادث الذهنية ؟ |
Uyumsuzluk cezalarının biraz daha fazla olması gerektiğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | عقوبات عدمِ إلتزام، ألا تعتقدين أنه يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أعظمَ؟ |
Peki sence bu davranıştan öğrendiklerimizi kendi hayatımıza nasıl uygulayabiliriz? | Open Subtitles | حسناً إذاً مالذي تعتقدين أنه بإمكاننا التعلم من ذلك التصرّف |
sence dolandırıcı veya senin için potansiyel bir tehlike mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه محتال؟ وأنه قد يمثل لك تهديداً محتملاً؟ |
Sanki bir anlamı vardı. sence bir anlamı var mıydı? | Open Subtitles | وكأنه يعني شيئاً , هل تعتقدين أنه يعني شيئاً ؟ |
Benim marushamdan bir kadının buraya gelmesini kolay bir şey mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه من السهل على امرأة من مستوايا لتأتي هنا ؟ |
Senin gibi dokuz kadını beslemek kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | كنت تعتقدين أنه من السهل إعالة تسعة زوجاتي؟ |
O kocaman defteri niye taşıdığını sanıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تعتقدين أنه كان يحمل تلك المفكرة الكبيرة برأيك? |
Yaşlanana dek çiçeklerin arasında yürümenin daha iyi olacağını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقدين أنه من الأفضل أنك ستظلين تسيرين بين أحواض زهورك حتى تصبحين عجوزاً |
Onun için yeterince iyi olmadığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين أنه ليس جيداً بما فيه الكفاية لها |
Bu gezegen tamamen öldüğü zaman, bir şekilde kaçabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه حين يموت هذا الكوكب أنك بطريقة ما ستهربين ؟ أنك ستهربين من ملاحقة البيس كيبرز ؟ |
Doğru değilse, sizce Ralph neden böyle söylesin? | Open Subtitles | لماذا تعتقدين أنه يقول أشياءاً كهذه لو لم تكن حقيقية ؟ |
Konfigürasyonun cihazın yaydığı şeyi etkilediğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه يمكن تعديل طبيعة الشحنة المنبعثة من الجهاز؟ |
Eğer şimdi beni öldürecekti düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | أجل . ألا تعتقدين أنه كان سيقتلني قبل الآن ؟ |
Öyleyse neden mutlu bir evlilik yaşamadığınızı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن لماذا تعتقدين أنه ليس زواجاً سعيداً ؟ |
Benim gibi birini öldürmeyi kolay sandın ha? | Open Subtitles | تعتقدين أنه من السـهل أن تقتلي شخصاً مثلي؟ |
Uyuşturucuya başlamayacak, tatlım. Neden böyle düşündün? | Open Subtitles | إنه لن يتعاطى المخدرات با حبيبتي، فلم تعتقدين أنه سيفعل ذلك ؟ |
Ne olacağını sanıyordun ki? | Open Subtitles | ماذا كُنتى تعتقدين أنه سوف يحدث ؟ |
Onun uyuşturucu işine karışmış olabileceğini elbette düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | -ألا تعتقدين أنه ربما قد -تعاملت مع المخدرات أليس كذلك؟ |
İki kelime etseniz fena olmaz gibi sanki ne dersin? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنه عليك أن تحادثيه قليلا؟ لا |
Hayatının geri kalanında hiç sevmediğin bir filmi seviyormuş gibi davranabileceğine inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنه يمكنك التظاهر بحب فلم تكرهينه في الحقيقه لبقية حياتك؟ |
Peki senden yanlış olduğunu düşündüğün bir şey yapmanı istesem? | Open Subtitles | ماذا لو طلبتِ منكِ شيئاص لتقومي به لكنكِ تعتقدين أنه خطأ, ماذا كنتِ ستفعلين عندها؟ |
Sana yardım edebileceğimi düşünüyorsan gerçekten alma verme diye birşey yok. | Open Subtitles | اذا كنتِ تعتقدين أنه بإمكاني مساعدتك هذا وعد أنتِ لا تأخذين |