"تعملي" - Traduction Arabe en Turc

• çalışmanı
• çalışıyorsun
• çalışman
• çalışmak
• çalışmalısın
• çalışma
• çalışmıyorsun
• iş
• çalışmaya
• çalıştığını
• çalışmana
• yapmak
• yapmanı
• çalışırsın
• yapman

Açıkçası, eğer istersen bana yardım etmeni, benimle çalışmanı istiyorum.
في الواقع، أريدك أن تساعدينني أن تعملي معي، إن أردتي

Bana zaman ayırmak için çok bekledin. Sürekli çalışıyorsun.
أخذت وقت طويل في الأعتياد علي العمل , تعملي بأستمرار

Madem öyle o zaman üzerinde çalışman gereken şeyler var.
حسناً، في هذه الحاله هنالك شيء يمكنكِ أن تعملي عليه

Tekrar çalışmak için onun okula gitmesini mi bekleyeceksin?
هل تنتظرين حتى تدخل المدرسة قبل أن تعملي ثانية؟

Profesyonel bir shinobi olduğundan dolayı, daha sıkı çalışmalısın.
يبدو أنك ننجا محترفة لهذا يجب عليك أن تعملي بجهد

Böyle yapmasaydı benimle çalışma zevkini yaşayamazdın.
إذا كان لا , قد فاتك ومن دواعي سروريأن تعملي لدي

Senin güzel bir tekniğin yok ve bunu geliştirmek için de çalışmıyorsun.
انت ليس لديك تقنيات جيده وانت لا تعملي على تطويرها

Herhangi bir akrabalığımız olmasa da, sanırım burada çalışmanı çok isterim.
حتى لو لم نكن أقرباء أعتقد أنني أريدك ان تعملي هنا

Onun için zaman yolculuğu projesinde çalışıyorsun.
أنت تعملي علي مشروع السفر عبر الزمن لأجله

Kanal 10 için değil de Kanal 5 için çalışıyorsun.
انت لا تعملي لدى القناة العاشرة فقط القناة الخامسة

Katrina, kod adım üzerinde çalışman lazım çünkü çok belli oluyor.
عليك أن تعملي على تسمياتك من أجلي لأن أمرك مكشوف جداً

Tek farkı biraz daha hızlı çalışman gerekmesi.
الشيء الوحيد المختلف أن عليك أن تعملي بشكل أسرع

Bundan böyle odan ve yemeğin için çalışmak zorundasın.
من الآن فصاعدا، أنت يجب أن تعملي هنا مقابل غرفتك وطعامك.

Bu kadar kontrolcü olmaman konusunda çalışmalısın.
انك بحاجة على ان تعملي على ان لا تكوني مسيطرة جداً طوال الوقت

Senin bir ön çalışma yapıp mimarla çalışmanı istiyoruz.
نود منكِ ان تقدمي تصوراً مبدئياً وان تعملي مع المهندس المعماري

- Artık yalnız çalışmıyorsun. Farkındasın değil mi?
-لا تعملي لوحدكِ بعد الآن، تعرفين ذلك، صحيح؟

Benim annem orospu değildi ama iş olmadan aş olmayacağını bilirdi.
أمي لم تكن عاهرة أيضاً إذا لم تعملي فلن أستطيع إعالتك

Biliyorsun, istersen gelip benimle çalışmaya gelebileceğini söyledi.
تعلمين أنه قال أنك حرة في أن تعملي معي لو أردت

Lütfen bana hala o fotoğrafçı için çalıştığını söyle.
أرجوك أخبريني أنك لازلتي تعملي لتلك المصوره

Gündüzleri Heaven'da çalışmana gerek var mı?
ليس من الضروري أن تعملي في هيفن نهاراً، أليس كذلك؟

Salı günleri ekmek günüdür. Ekmek yapmak zorundasın.
يوم الخبز الثلاثاء انت يجب ان تعملي الخبز

Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
أريدك أن تعملي شيئاً لأجلي ما هو ؟ ...أريد

Tartışılması gereken bir randevun varken nasıl çalışırsın?
كيف لكِ أن تعملي حينما يكون لديكِ موعد غرامي لتتحدثي عنه؟

- Dinle, bana bir iyilik yapman lazım. - Hayır, yapamam. zaten bela kokusu alıyorum.
انت لازم تعملي معروف انا لا استطيع , فانا اشم رائحة المشاكل