Buradan hiddetli bir şekilde ayrılışının ardından geri dönmeyeceğine yemin etmiştin. | Open Subtitles | في أخر مرة خرجتَ من هذه القاعة تعهدت بألا تعود مجدداً |
Oradaki şey Amerikan vatandaşlarını öldürüyor, korumaya yemin ettiğin vatandaşları. | Open Subtitles | هذا لشئ بالداخل يقتل مواطنين امريكيين المواطنين التى تعهدت بحمايتهم |
Fakat bunlar, üzerlerine yemin ettiğim kurallar. | Open Subtitles | ولكني تعهدت بتأييد تلك القوانين. وأعتقد أن العهد شيء مقدس. |
Ama yine de, 25 ibadethane katılacaklarına dair söz verdi. | TED | ومع ذلك، تعهدت 25 من دور العبادة بالمشاركة في المشروع. |
dedim. Orada iyi bir kız olacağıma, geri döneceğime ve sonrasında isteyecekleri her şeyi yapacağıma söz verdim. | TED | تعهدت له أن أكون فتاة أفضل، وسوف أعود، أي شيء يريدونه بعد ذلك، أنا سأفعل ذلك لهم. |
Bana aşk sözü verdin, ardından bana kırık bir kalp bıraktın. | Open Subtitles | أعرف أنك قد تعهدت بالحب ومنحتني لحظات سعيدة |
Bugün vücudumu, ruhumu ve zihnimi zehirleyin dürtülere karşı ant içiyorum. | Open Subtitles | واليوم تعهدت بمقاومة النزوات التي تسمم جسدي -لا، لا، لا، لا" " -وعقلي، وروحي |
Sadakat yemini ettiğinde ciddiydin değil mi? | Open Subtitles | عندما تعهدت بالولاء فإنك عنيت ذلك ها؟ |
Sizi yok etmeye yeminli olduğunu bildiğiniz halde niye yapasın bunu? | Open Subtitles | ولماذا كنت ستفعل ذلك عندما تعرف أنها تعهدت للقضاء على الخروج؟ |
Nerede olursa olsun, acı çeken birine yardımcı olmak için yemin ettim. | Open Subtitles | لا يوجد حد عمري فعلي تعهدت بتخفيف العناء حيثما وجدته |
Onu serbest bırakırlarsa, dondurmayı bırakacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | تعهدت بالتخلي عن البوظة لو قاموا بإطلاق سراحه |
Sana o kadar kızmıştım ki, bir daha asla yüzünü görmeyeceğim diye yemin etmiştim. | Open Subtitles | كنت غاضبة جداً لذا تعهدت بعدم رؤيتك مجدداً |
Rahmimi aldırdıktan sonra bir daha merdivenli eve çıkmayacağıma yemin etmiştim, bilemiyorum. | Open Subtitles | ،منذ استئصال رحمي تعهدت ألا أشتري منزلا بدرج |
Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam tahta da bir yemin ettim. | Open Subtitles | وإن كنت أذكر جيداً فأنا تعهدت بالولاء للتاج أيضاً |
Kilisede sevgi üzerine yemin ederken sana inandığım için aptalım. | Open Subtitles | أنا في الواقع صدقتك عندما تعهدت بالحب والاخلاص |
Hastayken hayatta kalırsam diye bir söz vermiştim, bir şey uğruna olmalıydı. | TED | ومنذ أصابني المرض، تعهدت لو أنّي نجوتُ، فسأنذر حياتي لشيء ما. |
Amerika hükümeti de grip salgını için 150 milyon doz aşıyı Ekim ayının 15'inden önce hazır edeceğine söz verdi. | TED | و تعهدت الولايات المتحدة بتصنيع 150 مليون جرعة لقاح قبل ال15 من أكتوبر وذروة الأنفلونزا. |
Hint Prensi, kristalle bakalım. Prenses söz verdiği gibi bekliyor mu? | Open Subtitles | يا أمير الهند ، أكتشف لنا بالبلؤرة هل الأميرة تنتظر كما تعهدت ؟ |
Onunla evlenmeye söz verene kadar oyuna devam edemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | ولا يمكنه أن يستمر بالمسرحية او اي شيء آخر حتى تعهدت بأن أتزوجه. |
Darılma ama, 18 yıl önce kendime verdiğim sözü tutmam lazım. | Open Subtitles | لكن , يجب على ان احافظ على وعد تعهدت به لنفسي من قبل 18 عام |
O gün bir ant içmiştim fakat Sasuke-kun da Naruto da hızla ilerleyerek hep önümde gittiler. | Open Subtitles | ... ذلك ما تعهدت به في ذلك الوقت لكن ناروتو وساسكي ظلوا ... يتقدمون أسرع وأسرع |
Dün ona bağlılık yemini ettim. | Open Subtitles | بالأمس تعهدت بولاء قبيلتي لشاول |
Bununla. Sizi yok etmeye yeminli olduğunu bildiğiniz halde niye yapasın bunu? | Open Subtitles | ولماذا قد تفعلين هذا بينما تعهدت بالقضاء عليكم؟ |
Onun 20 katını dağıtmayı taahhüt edene kadar o hissi bir daha yaşamadım. | Open Subtitles | لم أشعر بذلك الشعور الجيد حتى تعهدت بالتبرع بـ20 ألف ضعف ذلك المبلغ |