Şey, seyahat ederken yanımda büyük miktarda nakit taşımaya alıştım. | Open Subtitles | حسنا تعودت على أن احمل معى اموال كثيرة عندما أسافر |
Yine de, zamanla, onları aramaya alıştım. | TED | ومع ذلك، مع مرور الوقت، تعودت على البحث عنها. |
Ayrı kalmaya alıştım, ama böyle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لقد تعودت على العيش وحيدا لكنه ليس كما أريد أن أعيش |
Artık lord olduğundan iyi yemeklere alışmaya başladığına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أنك تعودت على العشاءات الرائعة الآن بما أنك لورد |
Aslında Alfredo, ben zaten güvenlik sistemlerini aşmaya baya alışkınım. | Open Subtitles | حسنا, الحقيقة هي, الفريدو لقد تعودت على قهر انظمة الحماية |
eskiden ben de kullanırdım ama ehliyetime el koydular. | Open Subtitles | لقد تعودت على القيادة لكنهم قاموا بسحب رخصتي |
Pilot koltuğuna alışığım da. Gemi sende. | Open Subtitles | لقد تعودت على مقعد الطيار التحكم في يدك الآن |
Sanırım çıktığım insanlarla video oyunları ve spor hakkında konuşmaya Alışmışım. | Open Subtitles | أظن أنني تعودت على التحدث عن الألعاب والرياضة مع الأشخاص الذين واعدتهم. |
Zamanımın çoğunu Tragerlar'la evde geçirmeye alışmıştım. | Open Subtitles | تعودت على قضاء أغلب وقتي في البيت مع تراجرز |
Buna alışıyorum artık, kahraman bir haydut gibi yaşamaya. | Open Subtitles | تعودت على هذا، الحياة كمجرم بطولي |
Dünyaya bir lensten bakmaya o kadar alıştım ki, bir kameranın ne kadar korkutucu olabileceğini unutuyorum. | Open Subtitles | لقد ازعجتك,لقد تعودت على استخدام الكاميرا طول الوقت ويبدو اننى نسيت نفسى |
O kadar da kötü değil, şimdiden kokuya alıştım ve en büyüklerinden birine dersini verdiğimden beri rakunlar bana saygı duyuyor. | Open Subtitles | هذا ليس سيئأ بالدرجه .. لقد تعودت على الرائحه .. وبعد أن ضربت مَثل .. |
Burası için çok çalıştım, ve ben kesin bir yaşam standartına alıştım. | Open Subtitles | و تعودت على مستوى معين من المعيشة مستوى معين من المعيشة؟ |
İnsanlar bana baktığında bir çatlak görüyor bu normal buna alıştım. | Open Subtitles | الناس تظن إليَ وكأنني مجنون لا مشكلة لدي في ذلك، تعودت على هذا الأمر |
alıştım, hem böyle daha rahat oluyor. | Open Subtitles | انا تعودت على ذلك. ان ابقى وحيد فهو شىء مريح |
Normalde kornayı şoför çalar ama ben alıştım artık. | Open Subtitles | بالعادة نترك أمر قرع الزمور للسائق لكني تعودت على الأمر هل بسبب تلك السندويشة ؟ |
Biraz zaman aldı ama yeni bedenime alıştım. | Open Subtitles | لقد أخذ فترة, لكنني تعودت على جسمي الجديد |
Protezine alışmaya başladığını düşünmüştüm. Hepsi bu. | Open Subtitles | لقد اعتقدت فقط أنك تعودت على اليد البديلة هذا كل شيء |
Küçüklüğümden Okarin'in odasında uyumaya alışkınım zaten. | Open Subtitles | لقد تعودت على النوم في غرفة أوكارين عندما كنّا صغارًا. |
O çiftliği çok seviyorum. eskiden orada çok eğlenirdim. | Open Subtitles | احبّ تلك المزرعةِ لقد تعودت على المرح الكثير هناك |
Erkeklerin 30.000 fitte kıçımı ellemelerine öyle alışığım ki. | Open Subtitles | تعودت على الفتية يحاولون اغتصاب مؤخرتى على بعد ثلاثون ألف قدم |
"Alışmışım bir kez söylediği şarkıya Gece gündüz durmamacasına | Open Subtitles | هل تعودت على نبرة " صفيرها ليلا و نهارا ؟ " |
Kulağa çılgınca geleceğini biliyorum ama aslında buna biraz alışmıştım. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر جنونيــاً .. ولكنــي تعودت على ذلك |
Buna giderek alışıyorum. | Open Subtitles | عليّ القول لقد تعودت على ذلك |