İkimiz arasındaki fark işte bu. Bu yüzden sen burada yaşıyorsun ben de de geçip gidiyorum. | Open Subtitles | هذا هو الفارق بينى وبينك, فأنت تعيش هنا أما أنا فعابر سبيل |
Babana verdiğin sözü tutmak için mi burada yaşıyorsun? | Open Subtitles | وأنت تعيش هنا حتى يمكنك أن تفعل هذا لأبيك؟ |
Kayıtlı olması lazım. Üç yıldır burada yaşıyor. | Open Subtitles | لابد أنها مُسجلة، لقد كانت تعيش هنا منذ ثلاث سنوات |
Bu, Willow. O da burada yaşıyor sayıIır, aslında. | Open Subtitles | هذه هي ويلو إنها تعيش هنا أيضاً نوعاً ما .في |
Burada yaşayan Siren'i* ben öldürdüm. Bu yüzden göl kurudu. | Open Subtitles | حوريّة البحر التي كانت تعيش هنا قتلتُها، لذلك جفّت البحيرة |
Bir süredir Lawson ve ben burada yaşıyoruz annen ise yıllardır burada yaşamıyor. | Open Subtitles | لوسن وأنا نعيش هنا_BAR_ لبعض الوقت و امك لم تعيش هنا لسنين كثيرة |
Ne gördün? Adamımız o değil. Kardeşinin burada yaşadığını biliyordu. | Open Subtitles | انه ليس من فعلها انه يعرف ان اخته تعيش هنا |
burada yaşıyorsunuz, ama ne kadar süre daha? | Open Subtitles | إنك تعيش هنا الآن، لكن قد لا يكون كذلك غدا |
Babana verdiğin sözü tutmak için mi burada yaşıyorsun? | Open Subtitles | وأنت تعيش هنا حتى يمكنك أن تفعل هذا لأبيك؟ |
Amcanın servetinin tek varisisin ve hala burada yaşıyorsun başkalarına yemek parası için yalvararak. | Open Subtitles | لا ، أنت أخبرني عنها لقد ورثت أملاكاً عن خالك وما زلت تعيش هنا |
Sen de burada yaşıyorsun. O şeye sen de pek çok kez takılmadın mı? | Open Subtitles | كنت تعيش هنا لا يكون لديك تعثر ان الشيء الكثير من المرات؟ |
Bir süredir burada yaşıyor ve İngilizce'yi biraz anlıyor ama... pek konuşamıyor, ama her neyse... | Open Subtitles | تعيش هنا منذ فترة ،تفهم الإنجليزية قليلاً و لكن لا تتحدثها |
Karıma bir mesaj vermem lazım. Yıllardır burada yaşıyor | Open Subtitles | يجب أن أوصل رسالة لزوجتي إنها تعيش هنا منذ سنوات |
Onu ziyaret edebilirsin. Aslında, şu anda burada yaşıyor. Biz nişanlandık. | Open Subtitles | فى الحقيقة انها تعيش هنا الان اننا مخطوبان |
Bunun tek sebebi... Burada yaşayan bitki ve hayvanların yoğunluğu değil. | Open Subtitles | و هو ليس فقط بسبب كَثَافَة النباتات والحيوانات التي تعيش هنا. |
Burada yaşayan bir bayan mı diyorsun? Hayır. | Open Subtitles | ماذا تعني, امرأة تعيش هنا, لا انا اعيش وحدي |
"İşe ihtiyacı var, arabası bozuldu. " burada yaşamıyor bile. | Open Subtitles | "إنها تحتاج لوظيفة، سيارتها تعطلت،" وهي حتى لا تعيش هنا. |
Rita Baker artık burada yaşamıyor. Jeff'i terk etti. | Open Subtitles | " ريتا بايكر " لا تعيش هنا من الان و صاعداً لقد تركت " جيف " |
Bir yere sığınmalıydım, senin burada yaşadığını hatırladım. | Open Subtitles | فاضطررت إلى عبور الشارع ومن ثُم تذكّرت بأنك تعيش هنا |
İster melek ya da şeytan, zengin ya da fakir, genç ya da yaşlı olun, burada yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | الملاك أو الشيطان، غنيا أو فقيرا، صغارا أو كبارا، كنت تعيش هنا. |
Annemin mektubundaki kadın burada oturuyor, değil mi? | Open Subtitles | السيدة المذكورة برسالة أمي تعيش هنا,أليس كذلك؟ |
Teknik olarak burada oturmuyor ama evet, hasta olarak bakıyoruz. | Open Subtitles | عادة هى لا تعيش هنا لكنها تحت رعايتنا كمريضة |
Marie için burada yaşamak uygunsuz bir durumdu, sonra da işe girdi. | Open Subtitles | لم يكن من المناسب لها أن تعيش هنا بعد أن أصبحت فى تلك الوظيفة |
Ama burada yaşamıyorsun artık, Anlamıyor musun? | Open Subtitles | لكنك لا تعيش هنا بعد الآن، ألم تفهم؟ |
Kız Junin'li. Ailesi hala orada yaşıyor. O, küçük kızkardeşiyle burada yaşıyordu. | Open Subtitles | والداها ما زالوا أحياء هناك و هي تعيش هنا مع أختها الصغرى |
Ailem burada kalıyor. Onları kurtarmaya geldim. | Open Subtitles | عائلتي تعيش هنا أتيت لإنقاذهم |
Eskiden burada yaşardı. Farnam Sokağı'nda olabilir. | Open Subtitles | كانت تعيش هنا شارع فوندوم ربما |
Sen de mi burada kalıyorsun? | Open Subtitles | أنت تعيش هنا أيضاً ؟ |
Dostum Harry 20 yıl önce kızını evlatlık vermişti. Ve bize onun burada oturduğunu söylediler. | Open Subtitles | صديقي "هاري" اعطى ابنته للتبني قبل 22 سنة واخبرونا انها تعيش هنا |