"تغييراً" - Traduction Arabe en Turc

• değişim
• fark
• farklılık
• değişimi
• Değişiklik
• değişikliği
• değişikliğe
• değişime
• make a
• değişikliklere
• Paranın üstünü
• değişimdi

Şu anda teknolojinin gittiği yönde inanılmaz bir değişim yaşanıyor.
إن تغييراً كاملاً ومفاجئاً يحدث في كيفية تطور التكنولوجيا حالياً.

Lâkin şehirde yaşayanlar için savaş, tam bir değişim demekti.
لكن بالنسبة للمرأة فى المدينة كانت الحرب تعنى تغييراً جذرياً

Sizlere de şimdi açıklayacağım gibi, bu uygulamaların, genetik mühendislik için kullanılabileceğini ve hücrelere, kesimin yapıldığı alanlarda DNA'nın yapısını hassas bir şekilde değiştirebilmeleri için izin verdiğini fark ettik.
وكما سأخبركم الآن لقد أدركنا أن ذلك النشاط يمكن أن يُوظف في هندسة الجينات للسماح للخلايا بأن تحدث تغييراً دقيقاً في في الحمض النووي في المواضع التي حصل عندها القطع.

Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm.
ولقد شاهدت كيف أن هذه البرامج يمكن أن تحدث تغييراً.

Dünya üzerinde bi farklılık meydana getirmenin, aynı oğlumuzun hergün yaptığı gibi.
أن تكون قادراً على أن تحدث تغييراً في العالم بالطريقة التي يفعلها ولدنا كل يوم

Ülkemin başbakanı olarak daha fazla Değişiklik yapmak istiyorum ama her biriniz değişimi sağlayabilir - eğer isterseniz.
أنا أريد أن أصنع المزيد من التغيير كرئيس وزراء بلادي، و لكن يمكن لأي واحد منكم أن يصنع تغييراً إن أردتم ذلك.

Ama hayatında bir Değişiklik yapmak istiyorsan ben sana terapiye devam etmeni öneririm.
ولكن، إذا أردتِ أن تحدثي تغييراً في حياتك فأقترح أن تبقي في العلاج

Yıllarca özgürlüğüm hakkında söz verildi sadece teknik bir detay ya da bir fikir değişikliği tüm olayı berbat etti.
لسنوات لقد وُعدت بحريتي فقط لأواجه خطأ تقنيا أو تغييراً في الرأي فيحبط الأمر بمُجمله

Biraz değişikliğe ihtiyacım var.
أحتاج تغييراً طفيفاً في المشهد.

Yapımızdaki en ufak Değişiklik davranışlarımızda büyük değişime sebep oluyor.
كيف ينتج أيّ تغيير طفيف في بنيتنا تغييراً في سلوكنا

O geceden sonra bana karşı tavırlarında bir değişim hissettim.
ولكن منذُ هذه الليلة، لاحظتُ تغييراً في الطريقة التى أُعاملُ بها في المنزل.

Biri, kuantum değişim dediğimiz şeyden geçen insanların bütün hayatlarının ve bütün değerlerinin değiştiğini hissetmeleri.
أحدها هو الناس الذين مروا بما يسمى تغييراً كمياً: شعروا بأن حياتهم وقيمهم كلها قد تغيرت.

Eğer bu koltuğu yıkabilirseniz, bir değişim gerçekleştirmişsinizdir.
أن حطمت جميع المقاعد الحكومية ، حينها ستكون قد أنجزت تغييراً

Kahkahalar istiyorum. Zaten hapishane senin için büyük bir değişim olmayacak.
على كلّ حال، السجن لن يكون تغييراً كبيراً

Bağışınızın tam olarak nasıl bir fark yaratacağını da zihninizde canlandırabilmeniz gerekiyor.
يجب أن تكون قادراً على أن تتصور كم الدولارات التي تتبرع بها سوف تصنع تغييراً

İnsanlara daha fazla yardım edip fark yaratabileceğim bir iş istiyordum.
كي أقوم بشيء أساعد فيه الناس ليحدثوا تغييراً

AMA ONU ÖLDÜRMENİN BİR fark YARATACAĞINI YA DA BU PROJE HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİMİ DEĞİŞTİRECEĞİNİ SANIYORSAN, UNUT GİTSİN.
, لكن لو تظن أن قتلها سيحدث تغييراً أو يغير شعوري تجاه المهمة، انسى الأمر

Şunu bil ki doğru şeyi yaptın insanlar bunu takdir ediyor ve bir farklılık yaratan da bu.
و لمعلوماتك، أن تفعل الصواب و الأهالي يحترمون هذا و هذا ما يحدث تغييراً

İnsan davranışlarında kuvvletli bir değişimi sonlandırmaya doğru gidiyoruz, Ve tabi ki büyük karışıklıklara.
لذا فسنرى أيضاً تغييراً ملحوظاً في مواقف النّاس تجاهه وبالطبع سيكون لذلك نتائج كبيرة

Madem herhangi bir Değişiklik üretkenliği artırıyor, neden pozitif bir Değişiklik yapmayalım ki.
وبما أن أي تغيير يساعد في زيادة الإنتاج لما لا نجعله تغييراً إيجابياً

Yazılım değişikliği yapıyoruz.
نحن نجري تغييراً تاماً للبرمجيات

FDA mevzuatında daimi değişikliğe gidiyor.
تقترح تغييراً دائماً في قوانينها

Büyük bir değişime tanıklık etmek üzereyiz.
إننا نشهد تغييراً كبيراً في حدود الأشياء الممكنة.

# That man, that man # # make a change #
ذلك الرجل، ذلك الرجل اصنع تغييراً

Eğer bana şimdi söz verirsen hayatımızdaki... değişikliklere içebiliriz
اذاً , لو أنك و عدتنى الآن أَنَكَ جاد يمكننا الشرب لنصنع تغييراً

- Paranın üstünü getir.
إجلبْ تغييراً.

Bu öylesine radikal bir değişimdi ki, aslında 82, 83 ve 84'teki ilk Macintosh geliştirme ekibi sıfırdan yeni bir işletim sistemi (OS) yazmak zorunda kaldılar.
لقد كان تغييراً جذرياً في الحقيقة، حيث أنَّ فريق تطوير ماكنتوش الأول في أعوام ١٩٨٢، ٨٣ ، ٨٤، توجِّب عليهم كتابة برنامج نظام تشغيل بالكامل من الصفر.