Küçük bir plastik birim olan transistör, bizi birbirinin üzerine yerleştirilmiş statik tuğlalardan alıp her şeyin interaktif olduğu bir dünyaya getirecekti. | TED | كان الترانزستور وحدة بلاستيكية صغيرة ستأخذنا من عالم الوحدات الثابتة مكومة فوق بعضها البعض إلى عالم حيث كل شيء تفاعلي. |
Kağıdı çok seviyorum, teknolojiyi de ve kağıdı interaktif hale getiriyorum. | TED | أحبُّ الورق ، و أحبُّ التكنولوجيا وما أفعله ، هو جعل الورق تفاعلي |
Birlikte oynayacağımız interaktif bir sahneyle buraya geldim. | TED | لذلك، جئت بمشهد تفاعلي سنلعب دوره سويًا، |
Pekala bir öğrence beş-, yedi dakika video izleyip ardından etkileşimli alıştırmalar yapabilir. | TED | الطالب حينها يشاهد فيديو مدته مابين 5-7 دقائق ثم يتبع ذلك بتمرين تفاعلي. |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطوّر برنامج ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
Bireysel mahkumlarla etkileşimim sınırlı burada kavga çıkarmadıkları sürece. | Open Subtitles | تفاعلي مع السجناء الفردين محدود، إلا إن كان تواجدهم هنا مسبباً للمشاكل |
Size interaktif bir yazar olarak işimin nasıl olduğundan bahsedeyim. | TED | يُعطيك هذا لمحة بسيطة عما يُعبر عليه عملي ككاتب قصص تفاعلي. |
Multics, interaktif, aynı anda bir kaç işlem yapabilen çığır açan bir işletim sistemiydi. | TED | وهو عبارة عن نظام تفاعلي رائد لاقتسام الوقت. |
Deneyimlerimiz bu interaktif filme yazılmaktadır. | TED | تُكتب تجاربنا في هذا الفيلم، وهو فيلم تفاعلي. |
Özetle, Siftable kurabiye büyüklüğünde interaktif bir bilgisayar. | TED | بإختصار،كل سفتبلس هو كمبيوتر تفاعلي بحجم كعكة |
Bir şeyler yapmalıyım -- interaktif olarak adlandırmadım çünkü 1978'lerde öyle bir terim yoktu -- ama düşündüğüm buydu. | TED | سأصنع شيئا ما -- لم أقل تفاعلي. لم نكن نمتلك هذه العبارة سنة ١٩٧٨ -- لكن شيئا تفاعلي. |
Bir interaktif kimya gösteri masası yapmıştım. Chicago Bilim ve Sanat Müzesi içinde bulunan bu masa insanların fiziksel aletler kullanarak kimyasal elementleri periyodik tablodan seçmesini ve kimyasal reaksiyonların gerçekleşmesi için bir araya getirmesini sağlıyordu. | TED | لقد بنيت معرض كيميائي تفاعلي في المتحف العلمي والصناعي في شيكاغو، وذلك المعرض يتيح للزوار استعمال مواد مادية للإمساك بمواد كيميائية من الجدول الدوري ومزجها مع بعض وإحداث تفاعل كيميائي بينها. |
onun bu fedakarlığı benim Güney Kutbuna tırmanma ve interaktif internet sitesi oluşturma fikrimi etkilemişti. Dünyanın her yanından gençleri,öğrencileri ve öğretmenleri birer aktif üye olarak bu tırmanışa ortak edebilecektim | TED | و الهمني تفانيه بالقيام بهذه الرحلة و هي العدو الى القطب الجنوبي و بحيث استطيع من خلال موقع تفاعلي على الانترنت ان اصطحب معي الشباب و الطلاب و المدرسين من انحاء العالم في هذه الرحلة كأعضاء فاعلين |
Önseziyi, interaktif evrimsel algoritmaya göre formülleştirdim. | Open Subtitles | لقد قمت بصياغة برنامج تفاعلي متطور |
Geçen bir buçuk yıldır Push Pop Press'teki ekibim ve Charlie Melcher ile Melcher Media ilk tam uzunluktaki interaktif kitabı oluşturmak için çalışıyorlar. | TED | إذن في السنة والنصف الماضية، فريقي في Push Pop Press وتشارلي ميلتشر وإعلام ميلتشر كانوا يعملون على إنشاء أول كتاب تفاعلي طويل. |
Bu da etkileşimli çizgi film uygulaması. | TED | الأن، هذا برنامج كرتون تفاعلي. |
Çalışmalarım, beyin etkileşimli fiziksel bir yapının yaratılmasına öncülük etti. | Open Subtitles | عملي أدى إلى خلق تركيب دماغي تفاعلي |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطورّ ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطورّ ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |
Her ikisi de etkileşimli ve birleştirici. | TED | كلاهما تفاعلي ويعزز التواصل. |
Benim de Regina ile son etkileşimim pek güzel değil. | Open Subtitles | تفاعلي الاخير مع ريجينا لم يكن جيد ايضا |