"تفعل ذلك" - Traduction Arabe en Turc

• bunu yapma
• Bunu yapmak
• bunu yapıyorsun
• yapma bunu
• Bunu yapmana
• böyle yapıyorsun
• yap
• yaptın
• öyle
• yaparsın
• bunu yapar

Tanrı aşkına, onu parayla savuştur... biraz para verirsen gider... ama bize bunu yapma.
بحق السماء ارشيه أعطه بعض المال وسيبتعد عنا ولكن لا تفعل ذلك بنا

bunu yapma evlat. Aşağıda onca kişi buraya bakıyor.
لا تفعل ذلك يا بُني، فالناس بالأسفل يتطلعون إلى الأعلى

Rodney, beni dinle.Bunu yapmak zorundasın, bu bizim tek şansımız.
رودني, استمع إلي. يجب أن تفعل ذلك إنها فرصتنا الوحيدة

- Çocuklardan nefret ettiğin için bunu yapıyorsun.
أنظر لست أنا من يضع القواعد أنت تفعل ذلك لأنك تكره الأطفال

Ödleklik yapma, bunu daha önce hiç yapmadın ve sıra sende.
لا تكون جبان ، أنت لم تفعل ذلك أبداً، و جاء دورك.

Gerçekten Bunu yapmana izin vereceklerini mi düşünüyorsun? Beni öldürürsen, bunu yanına bırakmazlar.
إنك لا تعتقد حقا أنهم سيتركونك تفعل ذلك إن قتلتني، لن يتركوك وشأنك

- İstediğini yap. - Yaptığım şey de bu zaten. - Neden böyle yapıyorsun?
هذا ما كنت أفعله طوال الوقت لماذا تفعل ذلك ؟

Yani bunu benim için değil, ...kardeşim için değil kendin için yap.
لذا لا تفعل ذلك لى لا تفعل هذا لأختى إفعل هذا لنفسك

Rocky, zamana bırak. bunu yapma. Bir çok insan acıyla yaşıyor.
روكى ، اعطى لنفسك بعض الوقت، لا تفعل ذلك

Yapmak istediğim şeyi yaparım. Sakın bunu yapma.
لا تفعل ذلك لم يبقَ لدي الكثير من الألعاب

bunu yapma. Ateşlediğinde bir daha geri gelmez, geri gelmezler, Weps.
لا تفعل ذلك ، ما إن أطلقنا الصواريخ حتى لا يكون بإمكاننا التراجع

Hayır, Bunu yapmak istemezsin, çünkü bu çok ciddi dertler açar başına,kardeş.
أنت لا تريد أن تفعل ذلك لأن ذلك سيتسبب في مشكلة حقيقية

Dünya'nın çok az yerinde araştırılan bir balık ile Bunu yapmak nasıl mümkün?
كيف يمكنك أن تفعل ذلك مع حيوان -- الأماكن القليلة جدا في العالم.

Evvela, Bunu yapmak için dışarıda durmanız gerekiyor.
حسناً, يجب عليك أن تقف في الخارج لكي تفعل ذلك.

Hep bunu yapıyorsun. Ne zaman bir hata yapsam hep çok daha kötü hissedeyim diye yanımda bitiyorsun.
تفعل ذلك دائما عندما أفسد شيئاً، تكون بالمرصاد دائماً لتجعني أشعر بسوء أكبر بسبب الأمر.

Evet, tam olarak bunu yapıyorsun.
أنت تكن له الضغائن الآن، بالتأكيد تفعل ذلك

Ödleklik yapma, bunu daha önce hiç yapmadın ve sıra sende.
لا تكون جبان ، أنت لم تفعل ذلك أبداً ، و جاء دورك

"Lütfen yapma bunu. Komşuların önünde beni utandırma."
رجاء لا تفعل ذلك ، لا تحرجنى امام الجيران

Bunu yapmana hiç gerek yok,Sam. Michelle burada kalabilir.
لا داعى أن تفعل ذلك يمكنك أن تتركها هنا.

- Wells, Bunu yapmana izin veremem. - Senden bunun için izin istemedim.
ـ تعرف أنني لا يمكن أن أتركك تفعل ذلك ـ لا أطلب منك أن تسمح ليّ

Her zaman böyle yapıyorsun. İşler kötüye gidince şakalar yapıyorsun.
انت دائما تفعل ذلك كل مرة تسوء فيها الامور ، تقوم بصناعة النكت

Sen bunu kendi yönteminle yap. Ben de kendi yöntemimle.
ان تفعل ذلك في طريقك، وأنا سوف نفعل ذلك الألغام.

Keşke yapmasaydın ama sen yapman gerekeni yaptın.
تمنيت لو أنك لم تفعل ذلك ولكنك فعلت ما تحتم عليك فعله

Eğer onu suçlamaya niyetliysen diye uyarıyorum... öyle yapıyorsun zaten.
اقترح انه اذا كنت تنوي تهمته عليك ان تفعل ذلك

Evet. Ya bunu yaparsın ya da ordu güvenlik duvarlarını aştığını öğrenir.
أجل، إمّا تفعل ذلك وإلاّ سيكتشف الجيش أنّك كنت تقتحم جدار حمايتهم.

O yüzden onun genç halini görüyorum, hayaletler bazen bunu yapar.
ثم خمنت لم كنت أراه كشخص شاب الأشباح تفعل ذلك أحياناً