İki yıl önce emekli oldu ve tek evimizi mahallemizdeki kızlar ve kadınlar için okula dönüştürdü. | TED | تقاعدت أمي قبل سنتين، لتحول منزلنا إلى مدرسه لفتيات ونساء حيِنا |
Prissy Gregory, yakın zamanda hukuk mesleğinden emekli oldu ama adaletsizlikle mücadele etmeye devam ediyor. | Open Subtitles | بريسي جريجوري تقاعدت حديثا من الشئون القانونيه ولا تزال تحارب الظلم |
1990'da bu uçağı Emekliye ayırdım. | Open Subtitles | لقد تقاعدت من هذه الطائرة بالضبط عام 1990 |
Donanmadan olduğunuzu söylemiştiniz. Aslında emekliyim. Burada özel bir görevle bulunuyorum. | Open Subtitles | نعم، لقد تقاعدت حقا، ولكنني هنا، في مهمة خاصة |
Geçen hafta, artık emekli olmuş Takenaka-san'ı ziyarete gittim. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي , ذهبت لزيارة السيدة تاكيناكا والتي قد تقاعدت |
Patron, yıl 1996 ve sen yeni emekli oldun. | Open Subtitles | يا رئيسي, إنه بالنسبه لي 96 و أنت تقاعدت للتو |
Belki fark etmedin, ama ben o hayatı bıraktım artık. | Open Subtitles | في حالة أنك لم تلاحظ لقد تقاعدت من تلك الحياة |
Ben iş adamı değil, ben senin komşunum. Artık emeklisin, dinlen. | Open Subtitles | لقد تقاعدت الان فارتح |
Savcı yardımcısıydı emekli oldu. | Open Subtitles | ، كانت مُساعدة المُدعي العام تقاعدت منذُ عامً مضى |
Aslında ben de bunu görmek isterdim, ama senin için maalesef iki kadın emekli oldu, ve sen de onu ifşa etme şansını elinden kaçırdın. | Open Subtitles | شخصياً وددت حصول ذلك لكن لسوء حظكم، فقد تقاعدت وفاتتك فرصة فضحها |
Austin, Mrs. Kensington uzun zaman önce emekli oldu | Open Subtitles | سيدة "كيسِنتتُن" تقاعدت منذ زمن طويل يا "اُستن" |
Seni Emekliye ayrıldı biliyordum ama, buraya geldiğimde bir bakıyorum cinayet işlerine falan karışmışsın. | Open Subtitles | و أنا الذي كنت أظن أنك تقاعدت . جئت لأجدك و قد خلطت نفسك بجرائم القتل و كل تلك الأشياء |
Courtney, 1968'te Emekliye ayrıldığın yazıyor. | Open Subtitles | إذن , يا كورتنري مكتوب هنا , بأنك تقاعدت في عام 1968 |
Ben emekliyim, Carter. "Efendim"i bırak. | Open Subtitles | لقد تقاعدت يا كارتر فدعك من كلمة سيدى هذه |
İlginiz için teşekkür ederim. Ama bildiğiniz gibi, ben emekliyim. | Open Subtitles | أخجلتني جدًا بإطرائك، سيدتي لكن كما تعلمين بأني تقاعدت |
Öncelikle bu sürede emekli olmuş olacağım. | Open Subtitles | نعم، ولكن اولا وقبل كل شيء سأكون قد تقاعدت بحلول هذا الوقت . . |
Sonuncusu hemşire. 16 yıl önce emekli olmuş. | Open Subtitles | الأخيرة وهي الممرضة تقاعدت قبل 16 عامًا |
Aslında bu kez işini yapmıyordun, çünkü yıllar önce emekli oldun. | Open Subtitles | فقط في هذه الحالة، لم يكن حقاً واجبك فقد تقاعدت منذ أربع سنوات |
Düşünüyordum da, artık emekli oldun, kendine odaklanmalısın. | Open Subtitles | كنت افكر والان بما انك قد تقاعدت يجب ان تفكر بنفسك |
Terapistimin ve okul yönetiminin isteği üzerine emekli olup, kutsal amacımı keşfetmek için kendimi doğanın sükûnetine bıraktım. | Open Subtitles | ونزولاً عند طلب طبيبي وإدارة المدرسة تقاعدت للتمتّع بالطّبيعة |
Ama, Baba, sen emeklisin. | Open Subtitles | لكن لقد تقاعدت |
Kardeşini burada tutuklamamdan az zaman sonra istifa ettim. | Open Subtitles | لقد تقاعدت تركت القوات بعد وقت قصير من اعتقال شقيقك هنا |
emekli olunca hayatımda güzel bir şey olsun istedim. | Open Subtitles | لا بعد ان تقاعدت اردت شيئا جيدا في حياتي |
- Baba, ben senden hep bahsederim. - Ben de bir keresinde emekli olmuştum. | Open Subtitles | أبى , أنا أتحدث عندك طول الوقت تقاعدت فى مرة بنفسى سابقاً |
Ama yakın zaman önce emekli oldum. Şimdi bir aşçılık okuluna gidiyorum. | Open Subtitles | لكننى تقاعدت منذ وقت ليس ببعيد و الآن أذهب إلى مدرسه الطبخ |