Bunu size söylediğim için üzgünüm. Bunu kabul etmek kabul değildir. | Open Subtitles | آسف لجلب هذا عليك أعلم أنّ هذا ليس من السهل تقبّله |
Biliyorum senin gibi biri için bu durum çok zor ama kabul et burası artık bir aile sirki değil. | Open Subtitles | الآن,أعلم أنّ هذا شئ يصعب عليكِ تقبّله ولكن سيرك العائلة قد انتهى |
kabul et. Harekete geç. Yaralarımızı sarmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | تقبّله و أكمل حياتك حان وقت اندمال الجروح |
Üstat, bu felaketin kulağına çalındığını ve bu şekilde kabul etmemiz gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال المايستر أنّه بلاء وعلينا تقبّله. |
Emin değilim, bizim algoritmalarımız da öyle; ama bir sürücü asistan sisteminin olması durumunda bir şey yapamaz, çünkü yine söylüyorum, eğer frene umulmadık bir şekilde basarsa, bu asla kabul edilemez. | TED | لا يمكن أن أعرف، ولا حتى أي من خوارزمياتنا يمكن أن تعرف، لكن في هذه الحالة في نظام القيادة المساعدة، هذا يعني لا يمكن أن تقوم بفعل شيء ، لأن مرة أخرى ، اذا قامت بضغط الفرامل بشكل مفاجئ، هذا لا يمكن تقبّله. |
Gerçekten kabul edersen bunu kullanabilirsin. | Open Subtitles | تقبّله حقّاً... فبمقدورك استغلاله |
Bunu kabul etmek zor. | Open Subtitles | من الصعب تقبّله |
Onlar Tanrı'nın hataları, J.D. Bunu kabul et artık. | Open Subtitles | هذا خطأ السماء يا (جي دي), تقبّله! |
Farkındayım kabul etmesi zor... | Open Subtitles | ... أعلم أن هذا صعب تقبّله |
Pası durdurma. kabul et. | Open Subtitles | أنت تقبّله |
kabul et ya da gideyim. | Open Subtitles | تقبّله أو دعه |