| Onu tatlı çatalıyla servis etmek hiç de erkeksi değil, düpedüz kadınsı demektense.. | Open Subtitles | تقديمها مع شوكة كعكة عمل غير رجولي ومزعج لا أقول عمل أنثوي صرف |
| servis çoktan sunuldu. Bu kızların parasını ödemeliyiz. | Open Subtitles | الخدمة بالفعل تم تقديمها علينا الدفع لهؤلاء الفتيات |
| Salı günü yeğenim takdim ediliyor. | Open Subtitles | إبنة أختي سيتم تقديمها إجتماعياً بشكلرسمييومالثلاثاء. |
| Hercule Poirot, Chelsea'de takdim Edilecek Yeni Gülümüz | Open Subtitles | "هيركيول بوارو الوردة الجديدة التي سيتم تقديمها في تشيلسي" |
| Çevreye verilen önem her tabakla birlikte sunuldu, fakat aynı zamanda insanların ilgisi için dolu dolu sunuldu. | TED | ومع مراعاة الجوانب البيئية لكل صحن، لكن تقديمها كان مع كومة كبيرة من الإعتبارات للمصالح الإنسانية في نفس الوقت. |
| Bütün kanıtlar uygun boyutlu bir Nolan zarfında teslim edilmeli. | Open Subtitles | جميع الأدلة لابد من تقديمها في الحجم الصحيح نولان المغلف. |
| O zaman Lennox Gardens sakinlerine hizmet sunmak zorunda kalmaz çünkü hizmet yok. | Open Subtitles | " لم يعد عليه تقديمها لمقيمي حدائق " لينكس لأنه ليس هناك منها |
| Indies Meclisi'ne sunulmak üzere tamamını, bir belgeyle ilan ediyorum. | Open Subtitles | أعلن كل ذلك في هيئة وثيقة، ليتم تقديمها لموافقة مجلس (إنديز) |
| Hiç servis edilmemiş gibi ellenmemiş veya kaldırılmamış diyorsun. | Open Subtitles | تشيري الى أنها لم تُمس أو يتم تذوقها وكانها لم يتم تقديمها |
| Peynir pastalardan sonra servis edilecek leydim. | Open Subtitles | إن الجنبة سيتم تقديمها بعد الكعك يا سيدتي |
| Tabaklar yemek masasına servis edildi. | Open Subtitles | لقد تم التقديم. الأطباق تم تقديمها على منضدة العشاء. |
| Ama Şef Renault eti az miktarda beyaz yermantarı yağıyla servis edeceğini söyledi ki bu oldukça şaşırtıcı. | Open Subtitles | لكن كبيرَ الطبَّاخين " رينو " أُقسمُ على تقديمها مع رشة خفيفة من زيت الكمأة البيضاء وستكون مدهشة جدا |
| Ben... ..uçuş sırasında servis edilecektir. | Open Subtitles | لا أفعل... ..سوف يتم تقديمها أثناء الطيران. |
| L.A' deki insanlara onu takdim etmek için küçük bir buluşma. | Open Subtitles | سيكون إجتماعا صغيرا فقط "من أجل تقديمها إلى بعض الأشخاص في "لوس أنجلوس |
| - takdim edildi, fotoğraflandı ve bitti. | Open Subtitles | تم كل شيء، تم تقديمها وتصويرها،علىاكملوجه . |
| Birazdan takdim edeceğim bayana, bir sonraki Bette Midler diyorlar. | Open Subtitles | السيدةالتيأُوشكعلى تقديمها.. أطلقوا عليها اسم "بيت ميدلر" القادمة. |
| Temmuz sonunda sunuldu. | Open Subtitles | تم تقديمها في نهاية يوليو |
| Bütün yayınlarım onaya sunuldu. | Open Subtitles | جميع منشوراتي تم تقديمها |
| Sana kanunen verebileceğim tek tavsiye hemen teslim ol. | Open Subtitles | النصيحة الوحيدة التي أستطيع تقديمها لك قانونياً هي تسليم نفسك الآن |
| Bütün bulgularımız dosyalanmadan önce bunu fark etmeseydim liste savcılık katibine teslim edilmiş olacaktı. | Open Subtitles | إن لم تقع بيدي قبل حفظ التحقيقات، لتم تقديمها لكاتب المنطقة. |
| Başlı başına Moskova, sunabileceği en iyi yemeği sunmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | يعامل الأفراد بأرقى درجة يمكن لموسكو تقديمها |
| [Süleyman] Rahmetli babam Sultan Selim Han ile görüşüp sunmak nasip olmadı. | Open Subtitles | لم أتمكن من تقديمها لوالدي المرحوم جلالة السلطان "سليم خان" |
| Indies Meclisi'ne sunulmak üzere tamamını, bir belgeyle ilan ediyorum. | Open Subtitles | أعلن كل ذلك في هيئة وثيقة، ليتم تقديمها لموافقة مجلس (إنديز) |
| - Cemiyete sunulmak istiyor. | Open Subtitles | تود أن يتم تقديمها |