"تقرأه" - Traduction Arabe en Turc

    • okuyorsun
        
    • Okuduğun
        
    • okumadın
        
    • Okumak
        
    • okumalısın
        
    • okuduğuna
        
    • okurdu
        
    • okuması
        
    • okuduğu
        
    • okursun
        
    • okuduğunu
        
    • okumanı
        
    • okurmuş
        
    • okumadan
        
    • okuduğunuz
        
    0 kitabın seni üzdüğünü söylemiştin, ama hala okuyorsun. Open Subtitles -ألم تقل لي أن ما بالكتاب يزعجك -وأنت مازلت تقرأه وكنت أظنك ستتوقف!
    Beau Lotto: "Sen ne okuyorsun?" Harflerin yarısı eksik. TED بيو لوتو : " مالذي تقرأه ؟" إن نصف الأحرف مفقودة !
    Bir şey söyle! Hiç fark etmez, havadan, spordan, Okuduğun bir kitaptan bahset. Open Subtitles لا يهم ، عن الطقس ، الرياضة أو كتاب تقرأه
    İlk taslağını bitirip... kendi kendine Okuduğun an. Open Subtitles عندما تكون قد أنهيت عملك على المسودة و تقرأه بنفسك
    Yani bunun nasıl sonuçlanacağını bildiğin için yazıyı okumadın öyle mi? Open Subtitles إذن انت لم تقرأه لكنك وصلت لنهاية المقال؟
    Yemek yerken dergi ya da başka bir şey Okumak ister misiniz? Open Subtitles هل تريدني ان اجلب لك مجله او شيئا تقرأه بينما انت تأكل
    Ne okuyorsun? Open Subtitles ماالذي تقرأه هناك ؟
    - Öyleyse yanlış okuyorsun. Open Subtitles إذاً ، فأنت تقرأه خطأ
    Ne okuyorsun? Open Subtitles ما الذي تقرأه ؟
    - Sen yine ne okuyorsun orada? Open Subtitles - ما الذي تقرأه عندك هناك؟ - افكر فحسب
    Kitaplarda Okuduğun her şeye inanma evlat. Open Subtitles لا تصدق كل ما تقرأه بالكتاب يا فتى إنه يسمي بالخيال لسبب ما
    Aranıyor afişlerinde Okuduğun her şeye inanma. Open Subtitles لا ترغب بتصديق كل ما تقرأه على إعلان المطلوبين للعدالة.
    Bir kağıt parçasında Okuduğun her şeye inanamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تصدق كلّ ما تقرأه على الورق.
    Aslında sen hiç birşey okumadın onu söylüyorum. Open Subtitles أنت لم تقرأ أي شئ أخبرتك أن تقرأه
    Onu henüz okumadın. Open Subtitles أنت لم تقرأه بعد
    Bu sırada sen de LA Weekly'ye benim koyduğum bir şeyi Okumak isteyebilirsin. Open Subtitles وضعت إعلان في ل.أ الأسبوعيه يجب أن تقرأه
    - Bir anlaşmamız var, senin ve benim. - Eh, daha dikkatli okumalısın. Open Subtitles بيننا عقد، انا وانت - حسنا، كان يجب أن تقرأه بعناية أكثر -
    İnsan her okuduğuna inanmamalı. Open Subtitles نعم ، حسناً ، لا تصدق كل شيء تقرأه
    Onu annem vermişti. Her gece bana okurdu. Open Subtitles أمي اعطتني ذلك الكتاب كانت تقرأه لي كل ليلة
    Her kadının okuması gereken bir şey verelim diye düşündük. Open Subtitles لقد قررنا بأن نهديك شيء. ينبغي على كل امرأة أن تقرأه.
    Bilgisayar. Dawn'un okuduğu şeyde felcin panzehiri olabilir. Open Subtitles الكمبيوتر, ذلك الشيء الذي كنت داون تقرأه ربما لديه مصل من أجل الشلل
    Minibüste okursun. Open Subtitles يمكن أن تقرأه في الشاحنة
    Dora'nın bütün o Cumartesi geceleri ne okuduğunu buldum. Open Subtitles لقد اكتشفت ماالذي كانت تقرأه دورا كل ليلة سبت
    Bürokratik açıdan evet ama önce senin okumanı istedim. Open Subtitles سيكون هذا هو البروتوكول الملائم، أجل لكنني أردتك أنت أن تقرأه أولاً
    Bunu "sınıfta anlat"ta herkesle paylaşacağım çünkü büyükannem eskiden sana bunu okurmuş. Open Subtitles ..أعرف وستخبرني أن جدتي إعتادت أن تقرأه لك
    Leela, okumadan imzalayarak büyük bir hata yaptı. Open Subtitles لقد ارتكبت ليلا خطأ فادحا بالتوقيع على شيء لم تقرأه
    İş kitaplarında okuduğunuz her şey ya birine ya diğerine dayanır ya da kombinasyonlarına. TED يعتمد كل ما تقرأه في كتب إدارة الأعمال على أحدهما أو الآخر أو على توليفة من الإثنين معاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus