| -- Bu çalışmada görüldüğü üzere başarım puanları neredeyse ikiye katlanıyor. | TED | مثلاً، يمكننا رؤية أن درجة الإنجاز تتضاعف تقريباً في تجربة محددة. |
| Birkaç kere sığınakta, ara sokakta. Temel eğitimdeyken neredeyse her yerde. | Open Subtitles | المخبأ بضع مراّت، الزقاق، في كلّ مكان تقريباً في التدريب الأساسي |
| Yani 65, 75, 85... Ben aşağı yukarı üç yaşındaydım. Siz onun bir kardeşi olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | كنت تقريباً في الثالثة من عمري وكنت تعرف بأنني أخاه |
| aşağı yukarı 13 yaşındaydım. Ya da 14. | Open Subtitles | كنت تقريباً في الـ13 من عمري أو ربما الـ14. |
| Tabi, kabaca senin yaşlarında birisiyle tanışmak istiyorsun. | Open Subtitles | بالطبع .. انت تريد شخص تقريباً في مثل عمرك |
| Güneyde, Kuzeydoğu'da... Hemen hemen her yerde daha mavi hale geliyor. | TED | في الجنوب، في الشمال الشرقي، تقريباً في كل مكان مع بعض الإستثناءات هناوهناك. |
| Örümcekleri dünyanın neredeyse her bölgesinde bulabilirsiniz. | TED | وتستطيع أن تجدها تقريباً في كل مسكن أرضي. |
| Okyanusların, yaklaşık bir buçuk mil kadar derinlerinde, neredeyse kaynama sıcaklığında suda yaşıyor. | TED | إنه يعيش في أعماق البحار، على عمق حوالي ميل ونصف تقريباً في درجة حرارة غليان الماء. |
| Vakaların neredeyse tümünde hastalar depremin merkezinde yaşıyordu. | TED | تقريباً في كل حالة، كان المرضى يعيشون بالقرب من مركز الزلزال. |
| ABD'nin neredeyse tüm büyük şehirlerinde aşevleri sevilen bir toplumsal kuruluş. | TED | وفي كل مدينة رئيسية تقريباً في الولايات المتحدة، كان يبدو بنك الطعام كمؤسسة اجتماعية محبوبة. |
| Onu neredeyse prensesle aynı yatağa sokacaktım. | Open Subtitles | كان لديه ليله ثقيله. وضعت الأميره تقريباً في السرير معه. |
| Görünen o ki, insanlar ona inanmış bu yüzden de, Bramford'un lobisinde onu neredeyse öldürüyorlarmış. | Open Subtitles | على ما يبدو الناس صدقوة لذا هاجموة و كادو يقَتلَونه تقريباً في لوبي برامفورد |
| Vücut parçaları aşağı yukarı babamın kaybolduğu yerde bulunduysa bunu öğrenebilirim. | Open Subtitles | إن تم العثور على اجزاء من جثة تقريباً في المنطقة التي اختفى فيها أبي فإنني سوف أعلم بذلك |
| İyi beslenmiş, aşağı yukarı 50 yaşını geçmiş beyaz erkek cesedi. | Open Subtitles | جثة ذكر أبيض بتغذية جيدة تقريباً في أواخر الخمسينات |
| Burada öylece oturup da aşağı yukarı her konuda seninle aynı görüşteymiş gibi davranamam. | Open Subtitles | حسناً، لن أجلس هنا و حسب متظاهراً أنّني أنا و أنت لطالما كنّا متّفقيْن في.. تقريباً في أيّ شيء |
| aşağı yukarı senin yaşlarındaydı. | Open Subtitles | تقريباً في نفس عمرك الآن أقل أو أكثر |
| 40 yaşlarında, yaşlı, şişman bir kadın istiyorum, şeyden... | Open Subtitles | أريد امرأة بدينة بالأربعين تقريباً .... في ... |
| Senin yaşlarında küçük bir kız üniformamı görünce bana taş attı. | Open Subtitles | ... فتاة صغيره ، تقريباً في نفس عمرك . رأت زي ورمت علي حجر |
| 25 yaşlarında... 1 80 boyunda uzun, kahverengimsi takım elbiseli? | Open Subtitles | -هو تقريباً في الخامسة والعشرون من عمره ... -طوله ستة أقدام تقريباً ويلبس بدلة غامقة؟ |
| Gittiğim Hemen hemen her yerde çok ilginç girişimcilerle karşılaştım; finans gücüne, pazar erişimine ve kurulu iş ağına ulaşmaya çalışan. | TED | تقريباً في كل مكان ازوره اقابل هؤلاء الرائدات والعصاميات واللاتي يبحثن عن مجال لدخول الاسواق و عالم الاقتصاد لكي تؤسس شبكتها الاقتصادية |
| 400 mikrondan nadiren daha geniş olan bir ağızlıktan çıkar ve Hemen hemen insan tırnağı kalınlığında olan aralıksız bir lif oluşturabilir. | TED | يتدفق الحبر من فتحة تبلغ بالكــاد 400 ميكرون عند قُـطرهــا، ومن شأن ذلك إنتاج ما هو على هيئة خيْط نحيل متصل تقريباً في سمــاكَـة ظُـفـرٍ بشــري. |
| Ve Hemen hemen bu sayı yapma süreniz kadar. | Open Subtitles | وهم وَصلوا تقريباً في الوقتِ نفسهِ |