Annenlerin senden bir şey sakladığını öğrenmek çok zor geliyor. | Open Subtitles | إنه شئ صعب أن تكتشف أن أهلك يخفون شئ عنك |
Dikkat çekmek için taşınmıyorum, ama Poughkeepsie'de asla fark edilmezsin. | Open Subtitles | ..أنا لن أنتقل لكي أُكتشف ولكنك لن تكتشف في بجيبسي |
Annem yine dünyayı ele geçirmeye çalıştığını öğrenince bak bakalım neler olacak? | Open Subtitles | انتظر فقط حتي تكتشف امي ذلك لقد حاولت ان تأخذ العالم ثانيا |
Başka bir kadın için yüzük aldığını öğrendiğinde o seçenek ortadan kalkacak. | Open Subtitles | عندما تكتشف انك اشتريت خاتم خطبة لإمراة اخرى ذلك الخيار سوف يختفي |
Ross, bunu bu şekilde öğrenmeni istememiştik. | Open Subtitles | روس، هذه ليست الطريقة التي أردنا أن تكتشف بها الأمر. |
Annem tutuklandığımı öğrenirse buna dayanamaz. | Open Subtitles | عندما تكتشف أمي اننا رهن الاعتقال لن تستحمل |
Babanın bu işin içinde olduğunu öğrenmek senin için zor olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد كان صعباً عليك أن تكتشف تورط والدك فى كل ذلك |
Sevdiğin bir kişinin, düşündüğün gibi biri olmadığını öğrenmek kolay değildir. | Open Subtitles | هذا أمر صعب, بأن تكتشف أن من تحبهم ليسوا كما نظنهم |
Eh, öğrenmek için o zamana kadar beklemen gerek. | Open Subtitles | حسناً، سيكون عليك أن تنتظر حتى تكتشف هذا |
Okulumuzda bir kafeterya olduğunu fark etmeden önce arkadaşlığımızı sağlamlaştırmalıyım. | Open Subtitles | إنني بحاجة لتوطيد الصداقة قبل أن تكتشف بأن لدينا كافيتيريا |
Sonuçta, merhametin ortaya çıktığı an kişinin şaşkınlık içinde bir şekilde kendisini kaybettiğini fark ettiği an oluyor: sanatta, meditasyonda, anlayışta, hatta bilgide, bir sınırının olmadığını bildiğinde, diğer varlıkla olan bağlantılılığını bildiğinde. | TED | إذاً يأتي التعاطف حيث تكون انت تكتشف بدهشة انك خسرت نفسك بطريقة ما عن طريق الفن ,التأمل ,الفهم والمعرفة في الحقيقة معرفة انك لا تملك تلك الحدود معرفة انك مرتبط بجميع الكائنات الأخرى |
Aslında yabancıları gözlemek , sizin de benim de bir yabancı olduğumuzu fark edene kadar kulağa çok da kötü gelmiyor. | TED | ورصد الأجانب لا يبدو سيئا للغاية حتى تكتشف انني اجنبي و انت ايضا اجنبي |
Annem ilk çocuğu, tek oğlu hakkındaki gerçeği öğrenince yıkılacak. | Open Subtitles | ستصاب أمي بصدمة, عندماً تكتشف حقيقة إبنها الوحيد, مولودها الأول |
Çünkü hayatım, sevgili annem bunu öğrenince... seni boşayacak, beni de boğacak. | Open Subtitles | لأن يا عزيزي عندما ...تكتشف أمي العزيزة الأمر ستطلقك... .و ستقوم بخنقي |
Çünkü, olayı öğrendiğinde çok sinirlenecek. | Open Subtitles | لأنها عندما تكتشف هذا انها ستكون منزعجة لفترة كبيرة |
Bak, Bunu bu şekilde öğrenmeni istemezdim, ama paran bende değil | Open Subtitles | . أنا لم أردك أن تكتشف هذا الطريق ، لكنى ليس لدى غيرة |
Başka bir kaynaktan öğrenirse daha kötü olur. | Open Subtitles | الذي سيكون حقيقي خصوصا إذا تكتشف من المصدر الآخر. |
Büyük bir bölümü duygular, inanç, kimliğini kaybetmek ve bulmak daha önce sahip olduğunuzu bile bilmediğiniz gücü ve esnekliği keşfetmekle ilgilidir. | TED | لكن الجزء الأكبر يتمثل بالمشاعر والإيمان وأن تفقد هويتك وتجدها من جديد وأن تكتشف القوة والمرونة التي لم تعرف يوماً أنك تمتلكها |
Ama şu anda hayatının ne kadar heyecanlı olabileceğini anlamak üzere. | Open Subtitles | لكن الآن، هي على وشك أن تكتشف كم ستكون حياتها مثيرة |
Bu yüzden Cizvitlerin gizli liderini bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | .. لذا اريدك ان تكتشف من هو الزعيم السرى لليسوعيين |
İlk adını bilmiyorum. Sanırım bunu senin bulman lazım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف اسمه الأول أظن أن عليك أن تكتشف ذلك بنفسك |
Bütün cevaplara sahip olmadığının farkına varmak kötü bir şey değil. | Open Subtitles | ليس الأمر سيئاً أن تكتشف أنكَ . لا تمتلك كل الإجابات |
Eninde sonunda öğrenecek ve bunu senden duyması canını daha az acıtmayacak. | Open Subtitles | سوف تكتشف بنفسها وإخبارك إيّاها لن يهوّن عليها بأيّ حال من الأحوال. |
Basının süpürge konusunu öğrenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد للصحافة أن تكتشف أعمال النفاية هذه |
Bana "Washington'a iner inmez anlarsın ardından cesur olmalısın" dedi. | Open Subtitles | قال لي، 'سوف تكتشف كل ذلك بمجرد هبوطك في واشنطن 'وحينها عليك أن تكون مستعدًا |