Bunun onun suçu olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | وأنت تعلمين وأنا أعلم، أنها لم تكن غلطته. |
Size onun bir suçu olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بأنها لم تكن غلطته |
Onun hatası değil. O kadın zorladı. | Open Subtitles | لم تكن غلطته هي من أجبرته |
Neal şizofrenikti, bu onun hatası değil. | Open Subtitles | ({\pos(192,220)}نيل) كان مصاباً بالانفصام، ولم تكن غلطته |
Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba. | Open Subtitles | لم تكن غلطته كان يعتقد أن ذلك طريق للخروج لقد خدعوه جيدا |
- Evet, ama onun hatası değildi. - Zamanı geldi. | Open Subtitles | ـ نعم ، ولكنها لم تكن غلطته ـ لا يهم |
Size onun bir suçu olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك بأنها لم تكن غلطته |
Onun hatası değil. | Open Subtitles | (اهدأ يا (سول هذه لم تكن غلطته |
Bu onun hatası değil! | Open Subtitles | لم تكن غلطته |
Onun hatası değildi. Beni hatırlamadı bile. | Open Subtitles | لم تكن غلطته لم يعرف حتى من أنا |
Onun hiç hatası değildi. | Open Subtitles | لم تكن غلطته على الأطلاق |
Yanlış anlama ama Reese, bu onun hatası değildi. | Open Subtitles | لقد كان للصناعة لم تكن غلطته |
Sana yaptığı şey için Duke'ten nefret ediyor olabilirsin ama bu Onun suçu değil. | Open Subtitles | تستطيعين كره ديوك لما فعله لكنها لم تكن غلطته |
- Onun suçu değildi. | Open Subtitles | واتصلوا بالشرطة، ولكنّها لم تكن غلطته |