Bir çift olduğunda, artık sadece çiftlerle takılındığını fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل تلاحظون بأنه عندما تصبحون زوجين فانكم تخرجون مع زوجين اخرين؟ |
Ve imlecin bazı yıldızlara dokunmaya başlamasıyla bazı şekillerin ortaya çıktığını fark etmiş olabilirsiniz. | TED | وربما تلاحظون أنه بمجرد تحرك المؤشر ليلامس بعض هذه النجوم، يبدأ شكلها في التغير. |
Ezdiğim bu camın parçaları gördüğünüz gibi evin ana iskeletini oluşturuyor. | TED | وقمت بسحق قطع الزجاج هذه والتي كما تلاحظون تشكل هيكل البيت |
Fotoğraflarda da gördüğünüz gibi, sen çalarken Derek, bayağı bir beden hareketi de varmış işin içinde. | TED | وكما تلاحظون بالصورة، كان جسمك يتحرك كثيرا أثناء عزفك، صحيح دِيرِيك، |
Giyim tarzından dolayı onun bir kız olduğunu bile farketmemiş olabilirsiniz. | Open Subtitles | رغم أنه من طريقتها في اللبس، قد لا تلاحظون أنها فتاة. |
İşte burada beni gençlik zamanlarımda, evlenmeden önceki kahverengi sakalımla görüyorsunuz ve küçük Derek de konsantre oluyor. | TED | وكما تلاحظون بالصورة، هذا أنا في عز شبابي، بلحية بُنِّية اللون، أيام ما قبل الزواج، ودِيرِيك الصغير وهو مُرَكِّز. |
Nihayet 15. günde kurtçukların kahverengi bir sıvı içinde yüzdüğünü görebilirsiniz.. | Open Subtitles | أخيراً في اليوم 15 تلاحظون أن الشرنقات تسبح في السائل البني |
Şimdi ilk olarak ışığı açmak istiyorum ve sadece ışığı açacağım, bir süreliğine. ve cihazdaki göstergenin sağa doğru hareket ettiğini fark edeceksiniz. | TED | الان ما اريد فعله هو تشغيل الضوء فقط سوف اشغل الضوء بتلك البساطة للحظة وما سوف تلاحظون هو تحرك المؤشر نحو اليمين |
ilk fark edeceğiniz beklendiği gibi enerji toplanmasındaki düşüştür fakat şu anda video halen devam etmektedir. | TED | الاول تلاحظون ان الطاقة المستخلصة تتوقف كما هو متوقع لكن الان الفيديو ما زال يعمل |
fark edeceksiniz, 2015'te diğer gencin tuttuğu işaretin aynısını tutuyor, buraya çıkarken tuttuğum işaretin aynısı. | TED | و تلاحظون بأنه يحمل نفس اللافتة التي حملها ذلك الشخص في 2015 نفس اللافتة التي أتيت بها اليوم. |
PH: Ne kadar sinir bozucu olduğunu fark ettiniz umarım. | TED | ب.هـ. : أتمنى لو أنكم تلاحظون كم كانت محاولات السيطرة تلك. |
En etkili sigara karşıtı kampanya buydu. Ağzından sarkan eğilmiş sigarayı fark etmişsinizdir, | TED | لقد كان الإعلان الاكثر فعالية للإقلاع عن التدخين هو هذا. سوف تلاحظون أن السيجارة تتدلى وكأنها ذابلة من فم هذا الشخص, |
Oldukça tehlikeli fakat fark edebileceğiniz gibi kıyafetin altında bişey giyiyormuşum gibi gözükmüyor. | TED | وكان الامر شديد الخطورة .. وكما تلاحظون يبدو ان مؤد المشهد لا يرتدي الملابس الواقية اسفل سترته |
gördüğünüz gibi, bu sayı tahminen üçe dörde katlanıyor. | TED | حسناً، تلاحظون أنه، في الواقع، يرتفع ذلك أيضاً تقريباً من ثلاثة إلى أربعة أضعاف. |
gördüğünüz gibi burada bir ön sahne yok. Balkonlar yukarı çekilmiş, hiç sandalye yok, oditoryum katı da düz. | TED | تلاحظون عدم وجود المسرح, الشرفات مرفوعة, و لايوجد مقاعد, الأرض في القاعة مستوية. |
gördüğünüz gibi Barınak'ın kayıtlarına göre fahişelerin birçok sosyal sorunu ve akıl hastalıkları var. | Open Subtitles | كما تلاحظون البنات يعانون من مشاكل اجتماعية وعقلية |
Yeni sinir hücreciklerini belirten kara noktaların muazzam artışını görüyorsunuz. | TED | و تلاحظون الارتفاع الهائل للنقاط السوداء التي تمثل الخلايا العصبية الجديدة التي ستتكون |
Goblinlerin çekilmesini izlerken, 67 yaşında silahsız bir adamın ıslak çimenlerde titreyerek yattığını görüyorsunuz. | Open Subtitles | أثناء مشاهدتكم لإنسحاب العفاريت تلاحظون أنه هناك عجوز عاري في الـ 67 مستلقي على العشب |
LG: Burada -- bazı kartlar eksik görüyorsunuz. | TED | ال جي : هنا-- هل تلاحظون ان بعضها مفقود؟ |
Burada kartların ele alışımdaki tezatı görebilirsiniz. | TED | هكذا تلاحظون التفرقة في اتعامل مع اوراق اللعب. |