Scientology hakkında kötü bir şey söyleyen herhangi biri, otomatikman bir tür suçlu, bir deli, bir uyuşturucu bağımlısı damgası yiyordu. | Open Subtitles | أيَ شخص يقولُ أيَ شيئ سيّئ حولَ السينتالوجيا, هو تلقائيّاً مجرماً نوعاً ما, و نوعاً ما شخصٌ مجنون و مدمن مخدّرات. |
Zihin otomatikman korumak istediği bilgiyi koyacak kasa ya da hapis gibi güvenli bir yer yaratıyor. | Open Subtitles | مثل قبو بنك أو سجن يملؤه العقل بالمعلومات التي يحاول حمايتها تلقائيّاً -مفهوم؟ |
Çarpıntınız kendiliğinden düzelecektir. Eğer düzelmezse de günlük bir hapla kontrol edilebilir. | Open Subtitles | سيزول اضطراب النظم غالباً تلقائيّاً وإن لم يزل، فحبة يوميّة ستبقيه قيد السيطرة |
Aslında kendiliğinden yanma değil o. | Open Subtitles | إنّه ليس إحتراقاً تلقائيّاً على الإطلاق. |
Bu tarz davranışlarda bulunan hesapları otomatik olarak askıya almalıyız. | TED | علينا تلقائيّاً أن نفصل الحسابات المتورطة بمثل هذا التصرّف. |
Eleman başparmağını rahatlıkla kullanabiliyor; buradan otomatik olarak işe ehil olduğunu anlıyorsun. | Open Subtitles | هذا الشخص عنده إبهامان متضادّان لذا أنتم تلقائيّاً تعلمون أنّه قادرٌ على العمل |
Tüm gaylerin otomatikman birbirinden hoşlanacağını düşünüyormuşum. | Open Subtitles | -أيّ أنّي أظنّ كلّ الشواذّ ينجذبون لبعضهم تلقائيّاً . |
Bu bir zaman gecikmesi ile otomatik olarak gönderiliyor. | Open Subtitles | لقد تم إرسال هذا الفيديو تلقائيّاً و بتوقيتٍ محدد |
Çip çıkartılınca içindeki veriler otomatik olarak silinir. | Open Subtitles | {\cH318BCB\3cH2A2AAB} تمسحُ نفسها تلقائيّاً حين إزالة الشريحة |
Eğer Rowby'nin şarkısı dönüştürülebilir bir sanat eseri ise, ...o zaman onu kaydettiği anda otomatik telif hakkı uygulanmış olmalı, ...ve Bay Tiller'in hırsızlığı da gerçek bir hırsızlıktı. | Open Subtitles | إذا كانت أغنية (روبي) عملاً متغيراًً إذا فالحقوق تطبق تلقائيّاً في اللحظة التي يتم فيها تسجيل الأغنية |