bu deneyimi yaşamadığınız için... insanları hayal kırıklığına mı uğrattığınızı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أتشعر بأنك ربما خيبت الناس ؟ بعدم خوضك تلك التجربة ؟ |
Anlaşılan o ki; bu deneyimi her yıl üç milyardan fazla insanla paylaşıyorsunuz. | TED | حسنا، اتضح أنكم تتشاركون تلك التجربة مع أكثر من ثلاث بلايين شخص كل عام. |
Bir kereliğine de kuralları büküp beni o deneye sokamaz mısınız? | Open Subtitles | لا فرصة كي تحني القوانين من اجلي وتطبق على تلك التجربة ؟ |
- Beni o deneye sokamaz mısınız? | Open Subtitles | تقحمني في تلك التجربة الطبية التي تقوم بها ؟ |
bu deneyimin sizi nasıl hissettirdiğini sanki gerçekten anlamış gibi. | TED | إنها حقاً كما لو أنك فهمت بم جعلتك تلك التجربة تشعر. |
Ben, bu deneyimin ötesine geçmeye her zaman korktum. | Open Subtitles | أخشي نظر أيّ آخر ما بعد تلك التجربة. |
Sonuç olarak, burda yapmaya çalıştığım çocuklar için tamamen gerçekci bir deneyim yaratmak, onların bu hikayenin bir parçası olduklarını hissettikleri bir deneyim. | TED | و اخيرا ما كنت احاول عمله هنا هو خلق تجربة غامرة حقا للأطفال، حيث يشعرون حقا انهم جزء من تلك القصة جزء من تلك التجربة |
bu deneyimden sonra, Tim uçmak istediğini anlamış. | Open Subtitles | ـ من خلال تلك التجربة أدرك تيم بأنه أراد الطيران |
bu deneyimi tekrar yaşamak gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | ليست لي الرغبة لأعيش تلك التجربة ثانية |
Demek istediğim, Kabletown bu deneyimi her yönüyle kontrol ediyor. | Open Subtitles | نحن نفعل لكن مقصدي هو, "كابل تاون" تتحكم في كل جانب في تلك التجربة تقريبا |
bu deneyimi uzatmak isteyecek. | Open Subtitles | أنه سوف يرغب بإطالة أمد تلك التجربة |
Taraftarlar bu deneyimi istiyor. | TED | المشجعون يريدون تلك التجربة. |
bu deneyimi nasıl tasvir edebilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أصف تلك التجربة |
On üç'ü o deneye kişisel nedenlerle soktuğumu söylemeye mi- | Open Subtitles | أتعتقدُ أنّني أدخلتُ (ثلاثة عشر) إلى تلك التجربة لأسبابٍ شخصيّة... |
Kan emicilerle olan bu deneyimin kongre üyeleri ile çalışmaya başlayınca çok işine yarayacak. | Open Subtitles | ...تلك التجربة مع مصاصي الدماء ستغدو في متناول يدك عندما تشرع في حكّ مرفقيك رفقة مجلس الكونغرس |
(Kahkaha) Ve bu video hakkında şaşırtıcı olan bunu gördüğünüz an hemen kendinizi bu deneyimin içinde hissediyorsunuz. | TED | (ضحك) والشيء المدهش أيضا في هذا الفيديو هو أنك بمجرد رؤيتك له فإنك سرعان ما تصوّر نفسك في تلك التجربة. |
Ama bu deneyim, sanırım, bana erkekler ve onların nelerle başa çıkmak zorunda oldukları hakkında yeni bir idrak kazandırdı, ve o zamandan beri erkeklerle daha iyi anlaşıyorum. | TED | ولكن, تلك التجربة, اعتقد انها اعطتني تقدير للرجال ولما قد يحصل لهم وايضاً تفاهمي مع الرجال اصبح افضل منذ ذلك الحين. |
Bu deneyim, kendi içinde umudun tanımıydı. | TED | تلك التجربة في حد ذاتها هي تعريف الأمل. |
Sen mükemmel bir baba olacaksın bu deneyimden vazgeçmeni senden asla isteyemem. | Open Subtitles | .. وأنت .. ستكون والداً رائعاً ولن أطلب منك أبداً التخلي عن تلك التجربة |
bu deneyimden yola çıkarak, ki bu sadece bir müzede olabilir, ziyaretçilerimin gözlerini açtım - tarihçiler, sanatçılar, basın, kamuoyu - bu kaybolan bu ortamın güzelliğine. | TED | من خلال تلك التجربة التي من الممكن إجراءها في المتحف فقط قمت بلفت انتباه الجمهور من مؤرخين، فنانين، صحفيين، والناس العاديين لجمال هذه اللوحات |