| Aslında, senin için sorun değilse daha sade bir şeyler yaparız düşünmüştüm. | Open Subtitles | في الحقيقة، إن لم تمانعي أفضل أن نقوم بشئ غير ملفتاً للنظر |
| sorun olmazsa bir kaç soru sormak istiyoruz. - sorun. | Open Subtitles | إذا, لدينا بعض الأسئلة نريد طرحها عليك إذا لم تمانعي. |
| Yalnız olduğunuzu görüyorum. Size katılmamın bir sakıncası var mı? | Open Subtitles | اذا كنت وحيدة ايضا هل تمانعي لو انضممت اليك ؟ |
| Sormamın bir sakıncası yoksa bu ne tür bir okul projesidir? | Open Subtitles | .. اذا لم تمانعي سؤالي ما هو هذا المشروع الدراسي ؟ |
| mahsuru yoksa fenerimi tutup boynunuza bir bakabilir miyim, bayan? | Open Subtitles | دعيني اضيئ هذا الضوء بالقرب من رقبتك يا أنسه إذا لم تمانعي |
| O halde emin olmak için hasta kayıtlarınızı incelememde bir sakınca görmezsiniz sanırım. | Open Subtitles | إذاً افترض أنك لن تمانعي إن ألقيت نظرة على سجلات مرضاك فقط للتأكد |
| Senin için sorun olmadığından ve sonrasında polise gitmeyeceğinden emin olmak istiyor. | Open Subtitles | يحتاج بأن يعرف أنكِ لا تمانعي بذلك ولن تذهبي للشرطة بعد ذلك |
| Umarım bu akşam otobüsle dönmen sorun olmaz. Ateşli bir randevum var. | Open Subtitles | أرجو ألا تمانعي ركوب الحافلة إلى البيت الليلة، فلدي موعد ساخن |
| Eğer senin için sorun değilse biraz bekleyebiliriz. | Open Subtitles | إذا لا تمانعي هل بالأمكان أن ننتظر لفترة |
| Eğer sorun değilse, bankanızı arayabilir miyim? | Open Subtitles | إن كنتي لا تمانعي أيمكنني الاتصال بالبنك؟ |
| Beklerken Pasta Yesem sorun Olur Mu | Open Subtitles | هل تمانعي في أن أأخذ فطيرة بينما أنتظر هنا ؟ |
| Aslında sorun olmazsa, Lex'in hediyesini bulamasın diye şarap mahzenine saklamıştım. | Open Subtitles | حسنا اذا لم تمانعي.. لقد اخفيت هديه زواج لكس في قبو الخمور حتي لا يستطيع ان يجدها |
| - Bayan Wilberforce Albay Courtney sakıncası yoksa sizinle özel olarak konuşmak istiyor. | Open Subtitles | الرائد كورتناي يود أَن يتكلم معك بشكل خاص إذا لم تمانعي |
| - Orada buluşmamızın sakıncası var mı, Evinizde konuşmamız daha iyi olur. | Open Subtitles | هل تمانعي مني مرافقتك ؟ لأن الأمر له علاقك بمنزلك |
| Madam, sakıncası yoksa, şuradaki şu gevşek kulpa bir göz atabilir miyim? | Open Subtitles | سيدتي لن تمانعي لو ألقيت نظرة سريعة داخل السحاب ؟ |
| Kocanızın odasına bir kez daha bakmamın bir sakıncası var mı? | Open Subtitles | هل تمانعي بنظرة أخرى على غرفة نوم زوجك ؟ |
| sakıncası yoksa biraz da belimin az aşağısına masaj yapar mısın, ağrısından ölmek üzereyim. | Open Subtitles | هل تمانعي أن تقضي وقتا على منطقتي الوركية؟ تؤلمني بشدة. ..تعني. |
| Eğer senin için mahsuru yoksa, gitmek yerine burada kalıp vakti geldiğinde babanla ilgili tüm hazırlıkları ben halledebilirim. | Open Subtitles | إن .. إن لم تمانعي فبدلاً من العودة , سأبقى هنا و أحضّر جميع الترتيبات بشأن نقل والدكِ حين يحين الوقت |
| Bak, eğer söylediğin kişiysen DNA testi yaptırmamda bir sakınca yok, değil mi? | Open Subtitles | ،إذا كنت ما تدّعين أنك عليه لن تمانعي باختبار الحمض النووي، صح؟ |
| Arabamı sizinle paylaşmamdan rahatsız olmazsınız, değil mi? | Open Subtitles | أعلم أنك لن تمانعي في مشاركتي عربتي ، أليس كذلك ؟ |
| Umarım sizden gelen bir izin kağıdı olmadan göstermiyordur, Matmazel. | Open Subtitles | .. ليس من دون أن تعطيني تصريح إن لم تمانعي يا آنستي |
| Peki öyleyse, sanırım bir mahzuru yoksa şarap bardağından biramı... | Open Subtitles | أظن سأتناول بيرتي مع كأس النبيذ الخاص بك، إذا لم تمانعي |
| acaba çantanıza bakabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تمانعي من ألقائي نظرة على هذه الحقيبة؟ |
| Hiçbir şey olmadıysa, oraya gitmeye bir itirazın olmayacaktır. | Open Subtitles | إذا لم يحدث شئ فلن تمانعي بالذهاب إلى ذلك المكان |