"تمتلك" - Traduction Arabe en Turc

    • sahibi
        
    • sende
        
    • olan
        
    • vardır
        
    • elinde
        
    • var
        
    • sahip
        
    • ait
        
    • senin
        
    • vardı
        
    • varmış
        
    • varsa
        
    • sahipsin
        
    • olması
        
    • nın
        
    Bu arazinin sahibi yaşlı bir kadın, burdan 3 mil uzaklıkta. Open Subtitles سيدة عجوز تمتلك هذه الأرض, على مسافة ثلاثة أميال من هنا.
    sende hepimiz gibi küçük doğdun... ama seninle ilgili tek şey doğruydu- sen Matador olmak için doğmuştun! Open Subtitles لقد وُلدت صغيرا كبقيتنا ولكنك كنت تمتلك شيئاً حقيقياً خالصاً لقد وُلدت كقاتل للثيران كمصارع للثيران
    Bir ya da iki milyon kancası olan misinalar kullanıyoruz. TED نستخدم خطوط طويلة والتي تمتلك مليون او مليونين صنارة صيد
    Bu da bir soruna yol açtı. Çünkü ultraviyole ışık cilde zarar verebilse de aynı zamanda önemli bir faydası da vardır. TED وقد شكّل هذا مشكلة لأنه على الرغم من أن الأشعة فوق البنفسجية قد تدمر البشرة، إلا أنها تمتلك منافع مهمة ومماثلة كذلك.
    Kızın elinde olduğundan emin olunca diğer kutular da gelecek. Open Subtitles عندما نعرف أنك حقاً تمتلك الفتاة بقيّة القوارير سيتمّ تسليمها
    Eğer bir silahın varsa kendinize sorun: Fazladan bir silahım var mı? TED إذا كنت تمتلك سلاحًا، فاسأل نفسك: هل لدي سلاح أخر لا أحتاجه؟
    Düşsel bir film yapımcılığı değil bu, Hollywood'un bütün o göz boyama tekniklerini kullanıp büyük bütçelere sahip olduğunuz. TED انها ليست صناعة أفلام مترفة حيث تقول, أوه, تريد أن تضيف كل بهرجة هوليود, و حيث تمتلك ميزانيات ضخمة.
    Yat, kuzey bölgesinde birkaç teknoloji şirketi olan adamlara ait. Open Subtitles لأن اليخت مملوك لمجموعة تمتلك شركة تقنيه هناك فى الشمال
    İşin güzel tarafı da senin bu kadar etkilendiğin kadının aslında 90 yaşında olması ya da iki kafası olması mümkün. Open Subtitles اعتقد انه من الرائع انك مرتبط بهذه الانسانه لانك كما تعرف انها ربما تكون فى التسعين من عمرها او تمتلك رأسين
    Melek gibi bir sesi vardı ve şehrin her yerindeki kulüplerde şarkı söylerdi. Open Subtitles كانت تمتلك صوت عذب و قامت بالغناء في النوادي في كل أرجاء المدينة
    Yakışıklı, eğitimli ve ailesi bu otelin sahibi, diğer on iki otel gibi. Open Subtitles إنه و سيم.. و متعلم.. و تمتلك أسرته هذا الفندق و 12 غيره
    Yakışıklı, eğitimli ve ailesi bu otelin sahibi, diğer on iki otel gibi. Open Subtitles إنه و سيم.. و متعلم.. و تمتلك أسرته هذا الفندق و 12 غيره
    Çünkü Sharingan sahibi olan sen dövüşte bunun nasıl kullanabileceğini hafife aldın. Open Subtitles ،لأنك تمتلك الشارينجان أيضاً قللت من تقدير كيفية إستخدام الشارينجان في المعركة
    Çakmağımın sende olduğunu söyler misin? Open Subtitles أيمكنك أن تخبر رئيس الشرطة أنك تمتلك قداحتي؟
    Hayaletlerin kendilerine keder vermiş olan yerlerde ortaya çıktıklarını söylerler. Open Subtitles يقال أن الأشباح تظهر في الأماكن التي تمتلك فيها أحزانًا
    Başka arkadaşların vardır senin. Ben senin 4 katın yaşındayım. Open Subtitles إلا أنك تمتلك أصدقاء فأنا أكبر من عمرك بأربع مرات
    Duyduğuma göre video oyun konsolları oyun piyasasını hâlâ elinde tutuyormuş. Open Subtitles ومن ما اسمعه , العاب الخراطيش لا زالت تمتلك تجارة الألعاب
    Bunların o kadar geniş bir dönüş açıları var ki yerleşebilmeleri için aşırı düzeyde kaldırım ve asfalt kullanmamız gerekiyor. TED تمتلك تلك الشاحنات نصف قطر لانعطافها واسع لدرجة، اننا نضطر الى نشر كميات ضخمة من الرصيف و الاسفلت، لتناسب معها.
    Cep telefonuna sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu görmek istedim. Open Subtitles أردت فقط أن أعلم كيف يكون الشعور حين تمتلك هاتفاً خلوياً
    Débora Nazareno bu Ekvator sularında kanoyla seyahat eder. Bu yüzden kendine ait bir tekne oturağı var. TED ديبورا نزارينو، لقد سافرت كثيرًا عبر هذه الممرات المائية الإكوادورية بالقارب. لذا، تمتلك مقعد قارب خاصًّا بها.
    - Bu en iyi dersindi hatırlarsam. - senin ahlaki kalkanın yok. Open Subtitles كما أتذكر فهذا هو الطريق الأفضل ـ أنت لا تمتلك أخلاقا إذن
    Bütün belediye başkanları biliyorlardı ki, bu formlara sahiplerse, kültür ve turizmleri vardı. TED إذ أن كل عمدة يعلم أنه إن كانت لمدينته أشكال كهذه، فهي تمتلك الثقافة والسياحة.
    Ve her davada da evin kadınının pahalı bir ayakkabı koleksiyonu varmış. Open Subtitles الان في كل قضية سيدة المنزل تمتلك مجموعة من الاحذية الغالية الثمن
    Aslında her şey senin içinde var, bir şeylerin senin için doğru olup olmadığını hissetmene yarayacak tüm ekipmana sahipsin. Open Subtitles أنت حقيقةً تمتلك كل شي في داخلك، كل الوسائط الضروريّة لِتشعر إذا ما كان شيء ما مناسب لك أم لا.
    Bunun alternatifi yürünebilir bir şehir oluyor elbette, şunu da eklemeliyim ki bu Rothko'nun, bu da Seurat'nın eseri. TED البديل هو بالطبع المدينة التي تمتلك قابلية لممارسة المشي، ومن المناسب لي تشبيه هذه برسومات بروثكو، وهذه برسومات سورا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus