Tıpkı bir kız gibi! Azıcık kan görünce hasta oluyor. | Open Subtitles | هذا ليس مثل فتاة تمرض من منظر دماء قليلة |
Tabii iyisiniz. Siz hiç hasta olmazsınız. Biraz çay alır mıydınız? | Open Subtitles | بالطبع أنت بخير , أنت لن تمرض أبدا هل تود قليلا من الشاي |
Bazen hasta olmak gerekir. Özellikle sizin yaşınızda. | Open Subtitles | لا بد أن تمرض من وقت إلى لآخر, بالنظر إلى عمرك |
Görünüşe göre baban gitmeden, annen Hastalanmadan önce de sorunları varmış. | Open Subtitles | يبدو أنهما كانا يواجهان مشاكل قبل أن يتركها قبل أن تمرض |
Şunu anla: Laura, sen başbakan oldun diye hastalanmadı. | Open Subtitles | دعيني أقولها بوضوح، لورا لم تمرض لانك أصبحت رئيسة الوزراء |
Köpekler hastalandığında onları uyutmamızı bekliyorlar. | Open Subtitles | أنا أقصد ,الكلاب تمرض ويفترض علينا ان نريحهم من ألمهم. |
Daha önce hiç hasta olmamıştı. | Open Subtitles | انها لم تمرض ابدا من قبل سيحصلون جميعا على هذا المرض |
Bunları bırakırsam ne olur? Yani domuz yiyince hasta filan mı olunuyor? | Open Subtitles | . أقصد , الخنزير , تمرض ثم تحصل على فحص طبى أم ماذا ؟ |
Yani domuz yiyince hasta filan mı olunuyor? | Open Subtitles | . أقصد , الخنزير , تمرض ثم تحصل على فحص طبى أم ماذا ؟ |
Hiç hasta olmadığınıza ne kadar eminsiniz? | Open Subtitles | الى اى مدى انت متاكد انك لم تمرض اطلاقا ؟ |
Efendim, lütfen gönlünü alın, yoksa hasta olacak. | Open Subtitles | سيدي أرجوك اجعلها تأكل شيء و إلا سوف تمرض |
İnsanlar hasta oldukları zaman biraz yardımı hakederler. | Open Subtitles | عندما الناس تمرض يستحقون بعض من المساعدة |
Her hafta. İki haftada bir. Asıl spiker hasta olduğu zaman. | Open Subtitles | كل الاسابيع الاخرى وعندما يمتلىء وقتك تمرض انت توم هذا |
Böylece hasta olmaz. | Open Subtitles | هل يمكنني من فضلك الحصول على واحده اخرى او سوف تمرض |
Çocuk kızı seviyor. hasta olmaması için elinden gelen her şeyi yapmış. | Open Subtitles | يحبها، فعل كل ما أمكنه ليتأكد أنها لن تمرض |
Eğer pankreas iltihabı ilaçlarla başlamadı ve hasta olmadıysa... | Open Subtitles | إن لم يكن التهاب البنكرياس بسبب العقاقير و لم تمرض من قبل |
Annem Hastalanmadan önce fotoğrafçıymış. | Open Subtitles | أمي كانت تشتغل مصورة فوتوغرافية قبل أنّ تمرض |
Annen evlenirken verdiği sözler yüzünden hastalanmadı. | Open Subtitles | امك لم تمرض من نذر زفافها |
Anneniz hastalandığında doktor yerine bir bürokratla konuşması gerekebilir. | Open Subtitles | عندما تمرض والدتك قد تتكلم هي مع بيروقراطي بدلاً من طبيب |
Sen hastalanmazsın. Ben hastalanırım. Bu da açık. | Open Subtitles | انت لا تمرض بينما انا افعل و هذا واضح |
Ya annem hiç hastalanmasaydı? | Open Subtitles | ماذا لو لم تمرض أمي أبدا؟ |
Sonra o hastalanıyor. Ben de bahçesine bakıyorum. | Open Subtitles | عندها تمرض هي وأنا أبدأ بالاهتمام بحديقتها |
Hala burada hastalanıyorsun. Çocukluğumuzdaki gibi. | Open Subtitles | لازلت تمرض هنا كما كنت ونحن أطفال |
Hastaysan bişey diyen yok | Open Subtitles | سوف تمرض لا محال |
Sakın yaşlanıp hastalanma evlat. | Open Subtitles | لا تتقدم في السن أو تمرض أبدأً يا بني |
Hastalanıp kulaklarından kan geldiğinde para bir işe yaramaz öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً , الاموال ليست جيدة , اليس كذلك عندما تمرض و تنزف من اُذناك ؟ |
Beyaz hücreler hastalanınca yardıma koşuyor. | Open Subtitles | الخلايا البيضاء تقوم بمساعدتك عندما تمرض |
Ama Josephine'in ciddi bir şekilde hastalanmasına izin veremem. | Open Subtitles | ولكن أقل شيء قد يجعل "جوزفين" تمرض بشدة |
Bedenlerimiz hastalanabilir, ve evlerimiz de hastalanabilir. | Open Subtitles | و كما تمرض أجسادنا تمرض منازلنا أيضاً |
Kendimi, onun başına bir şey gelmesini hastalanmasını ya da bileğini falan burkmasını dilerken buldum. | Open Subtitles | ،لقد وجدتُ نفسي أتمنى بأن يحدث شيئاً لها .بأن تمرض أو يلتوى كاحلها |