"تملكُ" - Traduction Arabe en Turc

    • var
        
    • bir
        
    Diyelim ki seninle yaşayan birisi var ve gitmesini istiyorsun. Open Subtitles افرض أنّكَ تملكُ ضيفاً يقيمُ عندك، وأنت تريدُ أن يرحل.
    Doğru düzgün gören tek bir gözün var, seni takma gözlü orospu çocuğu. Open Subtitles أنكَ تملكُ فقط عيناً واحدة صالحة أيها اللَعين ذو العين المُتدليَة
    Onun elbisesinin altında harita mı var sandın? Open Subtitles و أنت تعتقد بأنها تملكُ خريطة تحت هذا الثوب؟
    Yoksul bir kız da kocasına zaman zaman bakmak ister. Open Subtitles حتّى الفتاة الفقيرة والتي لا تملكُ مهرا عليها أن تبحث عن زوجٍ يوما ما
    Madem ofisinde duş var, neden eve o kadar pis bir kokuyla geliyorsun? Open Subtitles إنّ كنت تملكُ حمّاماً بالمكتب فكيف تأتي و رائحتكَ كريهة؟
    Hayır, o bir çağrı cihazı. Onlardan hala var mı? Open Subtitles كلا , هذا جهازي الرنان . لا زلتَ تملكُ واحداً لحد الآن
    Yeteneğin var ama bu konularda çok tecrübesizsin, ...ayrıca esas yapman gereken hareketler konusunda sıfırsın. Open Subtitles تملكُ إمكاناتٍ كامنةً هائلة، لكنّ تعبيركَ باهت.
    Evet ama iş yapmaya yönelik bir tutumun var ve önemli olan da bu. Open Subtitles لكنكَ تملكُ مهاراتٍ تطبيقية وهذا هو المهم
    Babamın burada hiç fotoğrafı var mı bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلـم إنْ كنـتَ تملكُ صورةً مع والـدي؟
    Yani, William, silahı var ve seni vuracak. Open Subtitles حسنًا,يا ويليام,إنها تملكُ سلاحًا وستقوم بإطلاق النار عليك.
    Yani, bu güne kadar çıkmış olduğum kızların çoğundan çok daha hoşsun, Senin bir çıkıntın var ve benim de bir girintim var. Open Subtitles أعني، لقد منحتكَ السّماء جمالاً يفوق معظم النّساء الّتي واعدتهنَّ، ولكنّكَ تملكُ مخرجاً وأنا أبحث عن مدخلٍ.
    - Evet, yani, harika bir işi var, ...harika kıyafetler giyiyor ve harika saçları var. Open Subtitles أجل، أعني أنّها تملكُ مهنةً رائعةً. ترتدي فساتين فاتنة، وتملكُ شعراً رائعاً.
    Suya iniş sırasında, hayatını kurtarabilecek memeleri var. Open Subtitles تملكُ أثداءً يمكنها انقاذُ حياتك عند سقوط طائرة في البحر، فتطفو الطّائرة لكبر صدرها.
    Adamlarımın buraya gelip götünü eline vermelerine, 2 saat falan var. Open Subtitles أتصوّر أنكَ تملكُ ساعتينِ قبل أن يَصلوا إلى هُنا و يدخّنوا مؤخرتكَ.
    Gizli saklı bir silahın var mı emin olmak istiyorum. Open Subtitles فقط أتأكّد أنّك لا تملكُ مسدّساً داخل الخزنة
    Sen zeki, tatlı bir adamsın ve güçlüsün ve komiksin ve harika bir aşçısın ve yaşadığın tüm trajedilere karşın, hala iyi bir kalbin var. Open Subtitles أنتَ ذكي، لطيف و قوي و مرح و طباخ من الطراز الأول و مع كل هذهِ المآسي التي مررت بها مازلتَ تملكُ قلباً طيباً
    Sen bir kadının isteğinin ya da ihtiyacının ayın çevresinden daha fazlası olduğunu bilmeyen bir şartlatansın. Open Subtitles أنتَ دجال ولا تملكُ أية فكرة عَن ما ترغب بهِ المرأة وتحتاجه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus