Dünya, tahmin ettiği gibi sona ermeyince kendi dünyasına son verdi. | Open Subtitles | ،العالم لم يأل لنهايتةِ كما تنبأ لذلك أراد أن ينهيّ عالمه |
Bugünün robotlarının çoğu Čapek'in hayal ettiğinden oldukça farklı görünse de, onun tahmin ettiği kadar popüler oldular. | TED | على الرغم من أن معظم الروبوتات اليوم تبدو مختلفة تماماً عما تصوره كابيك، إلا أنها أصبحت شعبية تماماً كما تنبأ. |
Ve bunun böyle olacağını Amiral Ramsey daha önceden bildi. | Open Subtitles | وادميرال رامسى تنبأ بان ذلك لم يكن ليحدث , تفصيليا |
Licklider, anlayış ve karar verme yolunu hazırlayacak tüm rutin işlerin bilgisayarlar tarafından yapıldığını öngördü. | TED | تنبأ ليكليدر بأن أجهزة الحاسب تستطيع عمل جميع الأعمال الروتينية المطلوبة لإعداد الطريق للأفكار وصناعة القرارات. |
Çok uzun zamandır varolan bir kehanet bu...2 Adem oğlu... iki Havva kızı, Beyaz Cadı'yı tahtından indirecek ve Narnia'da tekrar barış ve mutluluğu sağlayacak. | Open Subtitles | منذ قديم الأزل تنبأ أحدهم أن هناك آدميين سيهزمون الساحرة البيضاء ويعيدون السلام إلى نارنيا |
Bazıları da buna, eski peygamlerin... öngördüğü gibi mahşer günü diyorlar. | Open Subtitles | و هذا الأنقلاب الفجائي النهائى على مستوى العالم تنبأ به الأنبياء منذ القدم |
İki bin yıldan fazla süre önce büyük bir bilim adamı Aberasyonların geleceğini gördü. | Open Subtitles | قبل أكثر من 2000 عام تنبأ عالِمٌ عظيم بقدوم الاضطرابات. |
Savcı her bir dosyanın içeriğini okudukça, kendi kendime düşünüyordum, bunu tahmin edebilirdik. | TED | بحكم أنَّ المدعي العام يقرأ حقائق كل قضية، كُنت أفكر في نفسي، كان باستطاعتنا أن تنبأ بذلك. |
Ama birçok değişken yüzünden bu yöntem sadece çok geniş zaman dilimlerini tahmin edebilir. | TED | ولكن بسبب الكثير من التغيرات المعنية، هذه الطريقة يمكن أن تنبأ بأطر زمنية فضفاضة جداً. |
Einstein'ın 100'ü aşkın yıl önce tahmin ettiği bu. | TED | وهذا هو ما تنبأ به أينشتاين قبل أكثر من 100 عام. |
Kutu şirketinde hava durumunu tahmin etmeyi mi öğretiyorlar? | Open Subtitles | هل كانو يعلموك تنبأ حال الطقس في شركة الصناديق؟ |
Ancak, senatör ortadan kayboldu ve öldüğü kabul edildi gelen saldırıyı kendisi çok önceden görmüştü. | Open Subtitles | ومن سخرية القدر , فقد إختفى السيناتور ويفترض أن يكون قد مات فى أعقاب الهجوم الذى تنبأ به بوضوح |
Dilinde ve parmağında kara bir leke var tıpkı Peder William'ın önceden haber verdiği gibi! | Open Subtitles | لسانه أسود أصابعه سوداء . تماماُ كما تنبأ الأخ ويليام |
Ona inandım, çünkü doluyu, maçı ve San Francisco'daki depremi önceden bilmişti. | Open Subtitles | وأنا صدقته لأنه تنبأ بعاصفة البَرد ونتيجة كرة القدم |
Tarih boyunca, bir çok kutsal kahin dünyanın sonunun geldiğini öngördü, ama hepsi de yanıldı. | Open Subtitles | تنبأ العرافون ذو الأجساد المدهونة بالزيت بنهاية العالم على مر التاريخ وكانوا دائماً مخطئين |
Çarpıcı bir gerçek şekil tanıma örneği sergileyerek 50 yıl sonra tekrar görüleceğini öngördü. | Open Subtitles | وفي مثال رائع للتعرف على الأنماط تنبأ هالي أنه ستتم مشاهدته مرة أخرى بعد أكثر من 50 سنة في المستقبل |
Şeytan'ın ordularının bizi kuşatacağını söylemişti. Bu tür kehanetlere kendini gerçekleştiren kehanet deniyor. | Open Subtitles | انه نبي لقد تنبأ بأن جيوش الشيطان ستأتي و تحاصرنا |
Yaşanan ve yaşanacak olan her şey hepimizin bir zamanlar tanıdığı ve sevdiği bir adam tarafından kehanet edilmişti. | Open Subtitles | كل شيء قد حدث وكل شيءسيحدث قد تنبأ به من قبل رجل كلنا نعرفه |
Doğrudan kuarkları gözlemleyememiş olsak da kuark modelinin öngördüğü parçacık davranışlarına dair kanıtlar gördük. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أننا لم نستطع رؤية الكواركات بشكل مباشر إلا أننا رأينا دلائل في سلوك الجزيئات تنبأ بها نموذج الكواركات |
Bu o, tıpkı kehanet Duvarının öngördüğü gibi! | Open Subtitles | انه هو، تماماً كما تنبأ جدار النبوءة |
Uzun zaman önce kâhin başka bir çocuk sahibi olamayacağımı gördü. | Open Subtitles | منذ زمن طويل، تنبأ العراف بأنني لن أنجب طفل آخر. |
Halbuki o bunun 80 saatte bile yapılabileceğini öngörüyordu. | Open Subtitles | تنبأ حتى بإمكانية حدوث هذا فى ثمانين ساعة |
O, gökten geleceği ve bizi ölülerin dehşetinden kurtaracağı söylenen kişi. | Open Subtitles | هو من تنبأ له بالسقوط من السماء و ينقذنا من رعب الديديتيس |
Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, bilgisayar depolama kapasitesindeki ve işlemci gücündeki üstel büyüme, Moore Yasası olarak bilinen bir desen izledi. Yasa 1975'te bilgi yoğunluğunun her iki yılda bir, iki katına çıkacağını öngörmüştü. | TED | في العقود الماضية، معدل نمو المساحة وقدرة المعالجة الحاسوبية تبعت نمط يسمى بقانون موري. والذي تنبأ في 1975، بإن كثافة المعلومات ستتضاعف كل سنتين. |