Çünkü çoğunda plakları önlediği yazıyor. | Open Subtitles | لأن الكثير من هذه الأنواع تنص على انها تراقب اللويحة السنية |
Hayır. Aslında, bu olayın tutulma sırasında gerçekleşmesi gerektiği yazıyor. | Open Subtitles | كلا، في الحقيقة أنها تنص على أن هذه الأحداث يجب أن تحدث أثناء الكسوف. |
Raporda, kalp krizi geçirdiği yazıyor. | Open Subtitles | إنها تنص على أنه توفي إثر نوبة قلبية |
Mektubunda, bunu durdurabileceğin yazıyor. | Open Subtitles | رسالتك تنص على أنه بإمكانك أن توقفه |
Yokluğunda Kralın Eli olarak görev alacağım yazıyor. | Open Subtitles | تنص على تعيني مُساعد الملك في غيابه ... |
Ayrıca Ceza Kanunu'nun 275. maddesinin 3. fıkrasına bakarsanız "Sanık duruşmanın başında oturmalıdır." yazıyor. | Open Subtitles | كما تنص على أن المتهمين يجب أن... يكونوا جالسين "في رأس المحكمة". |