Bir süreç ya da bir şeyi organize etme yolu olabilir. | TED | أو عملية تنظيمية أو أسلوب تنظيمي. |
Biz onu organize bir katil olarak tanımlıyoruz... dikkat edin.. | Open Subtitles | لقدقمنابتصنيفهتحت مسمّيقاتل تنظيمي. |
Bu nedenle çiftler terapisini organize ettim. | Open Subtitles | هذا سبب تنظيمي لهذه الجلسة الاستشارية |
- Hayatımı organize etmeyi bırak. | Open Subtitles | - توقفي عن محاولة تنظيمي, حسناً |
Sizin sürüsel çalıştığınızda elde ettiğiniz örgütsel ve işlemsel başarılar için bu kesin ve kaçınılmaz bir gereklilik. | TED | إنها مطلب أساسي ولا مناص منه لكل نجاح تنظيمي وعملي عندما تعملون بطريقة السرب. |
Günümüz eylemleri, zorluklara karşı destek olabilecek bir örgütsel tabanı olmadan çok hızlı bir şekilde büyüyor. | TED | أما حركات اليوم فتتصاعد بسرعة بدون أساس تنظيمي تقوم عليه والذي يمكنه مساعدتهم على خوض تلك التحديات. |
Bu sayede bu kadar iyi organize olabiliyorum. | Open Subtitles | تنظيمي مفتاح وهذا |
Teşkilatımızda saha ajanlarından, ofiste bilgisayar başında oturan insanlara kadar örgütsel anlamda değişikliğe gittik. | Open Subtitles | بدأنا بتنفيذ تحول تنظيمي من العمليات الميدانية إلى الناس الذين يجلسون في المكاتب أمام شاشات الكمبيوتر الخاصة بهم |
Fikir şuydu: Birden çok anlatıyı tasvir etmeyi sağlayacak örgütsel bir yapı yaratmak -- kültürü yaratan ve düşünen eğitim bölümündekiler için; görsel sanatları, dansı sunanlar için; bu anlatıların ve kendi yaşantılarının yorumlarını kendilerinin betimlemesini sağlayan bir dizi muhtemel yol ile tüm bunlara dâhil edilecek halk için. | TED | وكانت أيضًا تلك الفكرة: في ابتكار هيكل تنظيمي يسمح بكتابة روايات متعددة -- لمن يعملون في الأجزاء التعليمية التي تبتكر وتُفكّر في الثقافة، ولمن يٌمَثّلون الفنون التصويرية، والرقص وللجمهور أن يُسمَح له بالدخول إلى كل هذا في سلسلة من مسارات محتملة، لكي يكتبوا قراءتهم الخاصة لتلك الروايات، وتجاربهم الخاصة. |