Sürekli tehdit ediyordu. Onu öldürmeye can atıyordu. | Open Subtitles | يا أمي، كانت تهدده منذ أسابيع تعرفين انها تود الأمساك به |
Yırttığı o şikayet dilekçesiyle Baro'dan attırmakla tehdit ediyordu. | Open Subtitles | هي كانت تهدده لكي يشطب مع الشكوى التي قامت بتمزيقها |
Yüksek mevkiili, onu tehdit edecek kadar güçlü birisi... ve idam edilmesi emrini vermiş. | Open Subtitles | رفيع المستوى ، وبسلطة تهدده وتأمر بإعدامه |
Annem onun sesler duyduğunu söyledi ve gittikçe kötüleşiyor sesler onu tehdit ediyormuş. | Open Subtitles | أمى تقول أنه كان يسمع أصوات و دائماً كانت تسوء الأمور و هذه الأصوات كانت تهدده |
Müşterisinin yazdığı filmde, Leo, bir petrol endüstrisi lobicisini oynuyor. Meteorolog kız arkadaşı, işi küresel ısınmaya sebep olduğu için onu ayrılmakla tehdit ediyor. | TED | الآن في هذا الفيلم، الذي اعد له العميل السيناريو ليو سيلعب دور رجل من لوبي صناعة النفط و الذي خليلته، عالمة محلية للارصاد الجوية، تهدده بأن تتركه لأن عمله يساهم في الاحتباس الحراري |
Ama kadın onu takip ediyor, rahatsız ediyor ve tehdit ediyor. | Open Subtitles | لكننهـا تتعقبه و تزعجـه و تهدده |
Askeri polisin önünde General O'Hara'ya saldırdın ve tutuklamakla tehdit ettin. | Open Subtitles | , أنت تخطيت الجنرال أوهارا في بعض السطور حول شرطته الحمراء , لاتهتم تهدده بالتوقيف |
Ellen Wolf Prado'yu kariyerini bitirmekle tehdit ediyordu. Miguel'in siyah bir SUV'u var ayrıca Ellen'ın öldüğü gece nerede olduğunu da ispatlayamıyor. | Open Subtitles | لقد كانت (إيلين والف) تهدده بتخريب عمله إنه لديه سيارة رياضية سوداء |
Ve herkese söylemekle tehdit ediyordu. | Open Subtitles | وكانت تهدده باخبار الجميع |
Hayır Mildew! Yapmak isteyeceğin son şey onu tehdit etmektir. | Open Subtitles | لا, (ميلدو) آخر شي تود القيام به هو أن تهدده |
- onu tehdit ettiğini duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعتها حقاً وهى تهدده |
Hayır, benim işe geri dönmem, onu tehdit ediyor. | Open Subtitles | لا، عودتي إلى العمل تهدده |
Adamı tehdit ediyor, ne bileyim kamuoyuna açıklamakla falan? | Open Subtitles | تهدده بأن... |
Borcunu ödeyemedi, sen de tehdit ettin ve sonra tekrar tehdit ettin ve sonra... | Open Subtitles | لا يستطع السداد, فتهدده. و تهدده مجدداً,ثم... |
O kolyeyi gönderdin, geçmişe götürdün beni mahvettin, kocamı kışkırttın, onu dava etmekle tehdit ettin. | Open Subtitles | لقد أرسلت لي تلك القلادة تذكرني بالماضي و تحطمني تفتري على زوجي و تهدده بمحاكمته و الآن دو (سو إيلين)؟ |