"تهريب" - Traduction Arabe en Turc

    • kaçakçılığı
        
    • kaçakçılık
        
    • kaçırmak
        
    • kaçak
        
    • ticareti
        
    • kaçırmaya
        
    • kaçakçılığından
        
    • kaçakçılığına
        
    • kaçırma
        
    • sokmak
        
    • kaçakçı
        
    • içeri
        
    • sokmaya
        
    • kaçırmayı
        
    • kaçakçısı
        
    Kural 14, halatı düğümle ama koparma. İnsan kaçakçılığı koparır. Open Subtitles القاعدة14، احني الخطّ ولا تكسره تهريب البشر يكسر ذلك الخطّ.
    Asya'daki tek büyük işletme, iş hayatına Çin'e afyon kaçakçılığı yaparak başladı. Open Subtitles أكبر عمل فردي في آسيا بدأ عن طريق تهريب الأفيون إلى الصين.
    Adamlar kaçakçılık yapıyorlar. Open Subtitles إنها مثل السلعة الممنوعة هذه عملية تهريب
    Geçen sene bir kaçakçılık operasyonuna karıştı. Open Subtitles لقد ورد اسمه في التورط بعملية تهريب السنة الماضية
    Bunu yapmak için de tek yapmamız gereken birisini askeri hapishaneden kaçırmak. Open Subtitles وكل ما علينا فعله، هو تهريب شخصاً من سجن عسكري، لفعل ذلك
    Sigaralar, üst düzey bir yetkili tarafından kaçak olarak getirilmiş. Open Subtitles السجائر أُحضرت في عملية تهريب من قبل مسؤول كبير الرشوة متفشية
    Silah kaçakçılığı günümüzde normal bir meslek hâlini aldı zaten.. Open Subtitles تهريب الأسلحة يعتبر عمليا تجارة رسمية هذه الأيام
    Mücevher kaçakçılığı üzerine ne anlatacağına bağlı. Open Subtitles هذا يعتمد على مدى إخبارى عن تهريب المجوهرات
    Ve bütün bu içki kaçakçısı söylentileri. İçki kaçakçılığı da neymiş? Open Subtitles و كل الكلام عن تهريب الكحول ما معنى تهريب الكحول؟
    Üç yıl önce Kuzey Carolina'dan sigara kaçakçılığı yapmak suçundan, Open Subtitles أنت مطلوب تسليمك الى نيوارك بموجب أمر احضار من نيوجيرسي بسبب تهريب السجائر
    Üç yıl önce Kuzey Carolina'dan sigara kaçakçılığı yapmak suçundan... Open Subtitles أنت مطلوب تسليمك الى نيوارك بموجب أمر احضار من نيوجيرسي بسبب تهريب السجائر
    Bir kaçakçılık çetesini soruşturuyordum, hanımefendi, Open Subtitles لقد كنت على رأس عملية التحري عن عمليات تهريب يا سيدتي
    Beş yıl öce babam uluslararası bir kaçakçılık olayını araştırıyordu. Open Subtitles قبل خمسة سنوات، أبّي كان يشتغل على ملف تهريب دولية كبيرة
    Beş yıl öce babam uluslararası bir kaçakçılık olayını araştırıyordu. Open Subtitles قبل خمسة سنوات، أبّي كان يشتغل على ملف تهريب دولية كبيرة
    Bir kaçakçılık işi için bağlantı kuruyordum ki sen geldin. Open Subtitles كنت أتحدث مع معرفة عن عملية تهريب , إلى أن أتيت
    Belki silah kaçırmak için kullandıkları konteynır bu değildir. Open Subtitles ربما تلك ليست الحاوية المستخدمة في تهريب أسلحتهم
    Kramer, arkadaşın için bana bilet aldırıyorsun sonra da adam bana silah dayayarak kaçak film çektiriyor. Open Subtitles كرايمر، تطلب منّي جلب تذكرة لذلك الصديق ثم يجبرني على تهريب الفيلم بتهديد السلاح؟
    Şebekenin bir kolunun kapatılmasında yardımları oldu ancak insan ticareti devam etti. Open Subtitles لقد ساعدونا بإيقاف مجموعة شبكات تهريب لكنّ الإتجار بالبشر لا يزال مستمراً
    Altını eritecekler mi yoksa neredeyse 1800 kilo çeken 300 külçe altını gümrükten kaçırmaya mı çalışacaklar? Open Subtitles هل سيصهرون الذهب؟ أم سيحاولون تهريب 300 سبيكة يصل وزنها 4000 رطل
    Olaya karıştığını inkar eden memur paranın miktarını hesaplamak için hesap makinesi kullanıyor. Kakao kaçakçılığından yargılanacaklar. TED الضابط الذي نفي في وقت سابق التورط يحمل آلة حاسبة لحساب مبلغ المال الذي سيتقاضونه على تهريب الكاكاو
    Çoğu Amerikalı, hükümetin uyuşturucu kaçakçılığına karışmış olabileceğine inanmaya istekli görünüyor. Open Subtitles أن الأمريكيين يؤمنون بحكومتِهم ربما تورطوا في بعض أعمال تهريب المخدرات
    Arkadaşlarım küçük hapisten kaçırma olayımızda bize yardım etmenden etkilendiler. Open Subtitles لقد أثرت إعجاب جماعتي لمساعدتك لنا في تهريب سجيننا الصغير
    Şehre nükleer başlıklı silah sokmak isteyen bir grup IRK ayrılıkçısı var. Open Subtitles توجد خلية ناشطة للجمهورية الإسلامية تحاول تهريب يورانيوم عسكري إلى داخل المدينة
    kaçakçı olarak babasıyla Meksika sınırında çalışmış. Open Subtitles عمل مع والده في تهريب المخدرات عبرَ المكسيك
    Andy Dufresne 1949'da içeri girdiğinde ve benden Rita Hayworth'u hapishaneye onun için getirmemi istediğinde ona, "Sorun değil" dedim. Open Subtitles وعندما جائنى أندى دفرين سنة 1949 وطلب منى تهريب ريتا هيوارث داخل السجن
    Birinin ülkeye kaçak bir nükleer silah sokmaya çalışması yeterince kötü. Open Subtitles ليس هناك اسوء من تهريب سلاح نووى الى هنا
    Eğer uyuşturucuyu Senor Espastico Kacobo'nun içinde... kaçırmayı istiyorsanız bu yeni bir şey değil. Open Subtitles إذا كنتي تريدين تهريب المخدرات في سينور إسباتيكو جاكوبو هذا ليس شيء جديد، سيدتي
    Elmas kaçakçısı, kreptokrasiye tutkuyla bağlı biri, sizlik biri gibi. Open Subtitles تهريب ألماس ، ونصّابين فقد بدا وكأنّه نوعكِ من الرجال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus