"تَكلّمنَا" - Traduction Arabe en Turc

    • konuştuk
        
    • konuşmuştuk
        
    • konuşmadık
        
    • konuşmamızdan
        
    Doktorla az önce konuştuk, ...ve birkaç gün içinde taburcu edileceksin. Open Subtitles نحن فقط تَكلّمنَا مع طبيبِكَ، وأنت سَتصْبَحُ خارج في بضعة أيام.
    Gecenin 2`sine kadar konuştuk. Mükemmel bir geceydi. Open Subtitles تَكلّمنَا حتى الثانية صباحا و كَانَ هذا المساء مثاليِ
    Biraz önce Bayan Brummel ve hemşire Harper ile konuştuk. Open Subtitles حَسناً،نحن تَواً تَكلّمنَا مَع كلتا السّيدة بروميل والمُمَرضة هاربر.
    Çok komik. Bunu daha önce de konuşmuştuk, değil mi? Open Subtitles مضحك جداً لَكنَّنا تَكلّمنَا حول هذا قبل ذلك، أليس كذلك؟
    Çünkü sağlık dersinde hamileliğin genellikle bir bebekle sonlandığını konuşmuştuk. Open Subtitles في الصنفِ تَكلّمنَا هكذا هي حبلى، ويَمِيلُ إلى جَعْل رضيعَ.
    Bak henüz onunla konuşmadık. Open Subtitles النظرة، نحن مَا تَكلّمنَا معها لحد الآن.
    Sahildeki konuşmamızdan beri pek konuşmadığımız aklıma geldi. Open Subtitles تَعْرفُ، هو حَادِثُ لي بأنّنا مَا تَكلّمنَا حقاً منذ الشاطئِ.
    Editörün attı. Bir saat önce konuştuk. Open Subtitles رئيس تحريرك هو الذي فعل تَكلّمنَا سوياً قَبْلَ ساعَةٍ
    Editörün attı. Bir saat önce konuştuk. Open Subtitles رئيس تحريرك هو الذي فعل تَكلّمنَا سوياً قَبْلَ ساعَةٍ
    Bir saat kadar konuştuk. Cumartesi akşamı yemeğe çıkıyoruz. Open Subtitles تَكلّمنَا بأسم حول في السّاعة، ونحن نَتعشّى سوية
    Tamam, oturup konuştuk, düzelecek. Open Subtitles هو بخيرُ، تَكلّمنَا هو خارج، هو سَيَكُونُ رفيع.
    Eskiden gördüğümüz ve hatırımızda kalmış şeyler hakkında çok konuştuk. Open Subtitles أعتقد تَكلّمنَا لمدة طويلة بما فيه الكفاية حول الطريقة التي نتذكر بها رؤية الأشياء. أليس كذلك؟
    Sadece sadece denemek ve rahatla, biz hakkında konuştuk hatırlamıyorum. Open Subtitles فقط يَتذكّرُ ما تَكلّمنَا حول، فقط يُحاولُ ويَرتاحُ.
    Sonra dedim ki, neden doğrudan işin kaynağına gitmiyorum? Kocasıyla olan problemleri hakkında konuştuk ve çok kötü hissettim. Open Subtitles تَكلّمنَا كلّ شيء عن المشكلة مَع زوجِها، وأنا بَدوتُ سيئَ جداً.
    Şimdi, biz bunu daha önce, uygun zamanda.. ..birkaç kez konuştuk. Open Subtitles تَكلّمنَا قبل ذلك عن هذا في اكثر من مناسبة
    New York'tan Annie MacLean. Telefonda konuşmuştuk. Open Subtitles آني ماكلين مِنْ نيويورك تَكلّمنَا على الهاتف
    Bay Gruber, bugün telefonda konuşmuştuk. Open Subtitles السّيد جروبير، تَكلّمنَا على الهاتف اليوم.
    Daha önce konuşmuştuk sanıyorum. Open Subtitles أنا فقط إعتقدتُ بأنّ بَعْدَ أَنْ تَكلّمنَا.
    Telefonda konuşmuştuk, Sizinde tanışmak bir zevk, efendim. Open Subtitles تَكلّمنَا على الهاتف. وانا سعيد لمقابلتك سيدي
    Sabah telefonda konuşmuştuk. Open Subtitles تَكلّمنَا على الهاتف هذا الصباحِ.
    Annenle henüz konuşmadık ama anladığımız kadarıyla avukatı öyle söylüyor. Open Subtitles نحن مَا تَكلّمنَا مع أمِّكَ لحد الآن، لَكنَّنا إفهمْه يُقتَرحُ مِن قِبل مُحاميها.
    Son konuşmamızdan bu yana tehdit oluşturabilecek yeni şeyler var mı? Open Subtitles منذ أن تَكلّمنَا مؤخراً أكان هناك دليل على أي تهديد؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus