"تُريده" - Traduction Arabe en Turc

• istediğin
• istediğini
• istediği
• istersen
• istiyorsan
• istediğiniz
• istiyorsunuz
• İhtiyacın

İstediğin gibi çağırılabilirsin.
أنت على حق فى أن تُدعى ما تُريده مهما ً يكن

Ne yapmamı istediğini söyle - Nasıl olmamı istediğini söyle.
‬ قل لي مالّذي تُريده منّي ‪ كيف تُريدني أن أتصرّف‪.

Ne emir komuta zincirinin istedikleri ne de CIA'in inanmak istediği sikimde bile değil.
أنا لا اهتم بما تُريده سلسلة القيادة أو ما تعتقده وكالة المخابرات المركزية.

Sadece ne istediğini söyle ne istersen yaparım.
أخبرني ما تُريد فحسب، سأفعل أيّ شيءٍ تُريده.

Sen bunu kabul et ben de nasıl bir hayat arkadaşı olmamı istiyorsan olurum.
وافق على ذلك، وسأكون أيّ شكلٍ تُريده من الشركاء

Bence istediğiniz her şeyi basına açıklayabilirisiniz.
أعتَقد بأنه يُمكنك نشر أي شيء تُريده للعامّة.

Ne istiyorsunuz, intikam mı, özgürlük mü?
ما الذي تُريده ؟ الإنتقام أو الحرية ؟

İstediğin şey, ne olup bittiğini anlamadan temiz bir vuruşla ölmektir.
ما تُريده هُو طلقة ناريّة جيّدة دقيقة لتقتلك قبل أن تعرف ما أصابك.

İstediğin kadar su. Gerçekten mi?
ـ وستحصل على كل الماء الذي تُريده ـ حقاً ؟

Burası Amerika ve istediğin yerde istediğin şeyleri söyleyemezsin.
هذه أميركا ولا يسمح لك بالتحدث بما تُريده.

Enerji Bakanlığı için istediğin bir kuzen seçtin mi?
أأخترتَ أيُّ إبنُ عمٍّ سوف تُريده من أجل رئيس هيئة الطاقة؟

Gerçekten istediğin buysa, yanında olduğumu biliyorsun.
، إذا كان هذا ما تُريده . أنت تعرف أنيِ بجانبك

Ne istediğini söylemek için salata servisi gelene kadar vaktin var.
أمامك حتى ميعاد وضع طبق السلطة لتخبرني بما تُريده

Neden istediğini direkt olarak söylemiyor ki? Ne tür bir oyun oynuyor ki?
لم لا تقول ما تُريده وحسب أي نوعٍ من الألعاب الدنيئة تلعب؟

Ama bugün istediği bu! Kızının hayatının bir parçası olmasını istiyorsan bakış açını değiştirmen gerekiyor.
لكن هذا ما تُريده اليوم، ولو أردتها أن تكون جُزءاً من حياتك، فإنّك ستضطرّ لتغيير وجهة نظرك.

Hükümetin istediği en son şey bir vatandaşı kurtarmak için bizi paramiliter bir bölgeye göndermek.
آخر شيء تُريده الولايات هُو إرسالنا مجموعة شبه عسكريّة لإنقاذ مُواطنة.

1.500? 2.000? Ne kadar istersen.
سأعطيك خمسة مئة, أو ألفي دولار مهما كان ما تُريده

İstersen yankesicilik yap, sarhoşları soy.
استمع إلىّ ، اسرق ما تُريده من المال ، اسطو على السكارى

Sen bunu kabul et, ben de nasıl bir hayat arkadaşı olmamı istiyorsan olurum.
وافق على ذلك، وسأكون أيّ شكلٍ تُريده من الشركاء

Buradan sağ olarak çıkmamım tek yolunun... size istediğiniz şeyi vermek olduğunu anladım.
كُنت لأقول أن فرصتي الوحيدة للخروج من تلك الغرفة كانت لتتحقق بمنحك ما تُريده تماماً

Ne istiyorsunuz?
ما الذى تُريده عائلتك ؟

İhtiyacın olanı aldın artık, trenine bin.
لقد قمتِ بكل شيء تُريده. لذا فعليكِ أن ترحلي