Tamam. Zaman degisebilir. Zaman tekrar yazilabilir. | Open Subtitles | حسناً، يمكن للزمن أن يتحرك يمكن أن يتغير، ويمكن أن تُعاد كتابته |
Burayı yakmadan önce nasılsa aynısı olsun diye bütün detayları tekrar yaptırdım. | Open Subtitles | لقد حرصتُ على أن تُعاد التفاصيل تماماً كما كانت، قبل أن يحترق المكان |
Tüm olası güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi gerek yoksa tek bir İHA bile tekrar hizmete giremez anlaşıldı mı? | Open Subtitles | يجب أن يُحدد ويُتعامل مع أيّ إختراق مُحتمل قبل أن تُعاد أيّ طائرة آلية للخدمة، مفهوم؟ |
Hodzhaev, tüm kostümlerin geri geldiğinden emin olun. | Open Subtitles | هودزيف، كن متأكدًا من أن تُعاد كل الأزياء إلى مكانها. |
Devlet mahkeme dışında anlaşmaya gitti, Howell işine geri döndü... bununla beni suçlu ilan ediyor. | Open Subtitles | تَقومُ الولاية بالتسوية خارِج المَحكمَة. و تُعاد هاويل إلى وظيفتِها مِما يُلوِّح إلى أني مُذنِب و لكنني لستُ مَذنِباً |
Tüm olası güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi gerek yoksa tek bir İHA bile tekrar hizmete giremez anlaşıldı mı? | Open Subtitles | يجب أن يُحدد ويُتعامل مع أيّ إختراق مُحتمل قبل أن تُعاد أيّ طائرة آلية للخدمة، مفهوم؟ |
Geceleri kapanıp suyun içine çekiliyor ertesi gün tekrar açıp çiçekleri yeniden canlanıyor. | Open Subtitles | فى الليل تُغلق وتنكمش فى المياه ولكن كل صباح تذدهر مرة أُخرى كأنها تُعاد للحياة مرةً أخرى |
Sonra ise bir sonraki aşama ertesi gün tekrar edene kadar orada bekledik. | Open Subtitles | و بعد ذلك يبقون هُناك حتى تُعاد العملية برمتها في اليوم التالي. |
Bunun tekrar olmasına müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقف مكتوف اليدين مراقبًا الكرّة تُعاد. |
Zaman tekrar yazılabilir. | Open Subtitles | يمكن للزمن أن تُعاد كتابته أعرف هذا |
Üç yıl önceki olay tekrar edilmemeli! | Open Subtitles | فحادثة ما قبل الثلاث سنوات لا يجب أن تُعاد! |
Başlangıçta, sadece kitapta yer alan hikayeler gerçek hayata geliyordu, fakat kitabın güç kazanmaya başlaması ile birlikte, hikayeler değiştirilebilir, yenileri eklenebilir, gerçekliği tekrar yazılabilir hale geldi. | Open Subtitles | أولاً، القِصص المَذكورة بالكِتاب فَقط تَغدوا حقيقةً، لكِن بنموّه في القوّةِ، فيُمكِن تَغيير تِلك القِصص. وبإضافةِ قصصٍ جديدة، تُعاد كِتابة الواقِع. |
tekrar tekrar aynı görüntüler. | Open Subtitles | إنها ذات الصور تُعاد وتُزاد |
Assaidi ve Bubaye tekrar ortada oyuna geldi. | Open Subtitles | تُعاد إلى (أيرتون)، إلى (السعيدي) في الأمام الذي يعدّها لـ (بوباي) |
tekrar O.J. hikâyesi yaşanıyor. | Open Subtitles | وكأن قضية (أو جي) تُعاد مراراً و تكراراً |
Eğer düğünden önce çiftler nişanı atarlarsa, alınan bütün hediyeler hemen geri gönderilmelidir. | Open Subtitles | إذا ألغا الزوجان ارتباطهما قبل الزفاف كل الهدايا يجب أن تُعاد فوراً |
Öğretmeni her defasında eve bir not gönderdi. Her defasında sizin imzanızla geri geldi. | Open Subtitles | و تُعاد كل واحدة و عليها توقيعكِ |
Hepsi açılmamış halde geri geldiler. | Open Subtitles | وكانت تُعاد الرسائل مُغلقة |
Evet, hayalet kostümlerini bu yüzden geri çağırıyoruz. | Open Subtitles | آجل ، هذا هو سبب جعل (أزياء الاشباح) يجب أن تُعاد |
Bu ülkenin cömert yapısını sömürdüğünüz için Küba'ya geri yollanmak da çok yazık olur. | Open Subtitles | وسيكون من المؤسف أيضاً أن تُعاد إلى (كوبا) لإنتهاك الطبيعة الكريمة لهذا البلد. |
Ama çoğu durumda dikkatle yerine geri konuluyormuş. | Open Subtitles | تُعاد بِحرصٍ و تُبدّل. |