Yavru daha önce bir tilki görmedi ama büyük tehlikede olduğunun farkında. | Open Subtitles | لم يرى الصغير ثعلبا من قبل ولكنه يعرف أنه في خطر حقيقي |
Bu senin ilk avın, tilki yakalayacaklar ve yanaklarına kan sürecekler. | Open Subtitles | اذا كان ذلك أول صيد لك ففى حالة اذا ما أمسكوا ثعلبا فسوف يلطخون كل وجنتيك بالدم |
Ama ben senin içine bakıyorum Stella ve bir tilki görüyorum. Tek yapmamız gereken, onu dışarı çıkarmak. | Open Subtitles | مظهرك من الخارج ممكن لكن عندما أنظر بداخلك ياستيللا أرى ثعلبا |
Bir keresinde, ilk kış olsa gerek derede bir tilki görmüştüm. | Open Subtitles | في احدى المرات , و على الأرجح ..خلال الشتاء الأول رأيت ثعلبا يقف بجانب الجدول |
Ne zaman kışı düşünsem, dere kenarında duran beyaz, yorgun tilki gözümün önünde canlanır. | Open Subtitles | عندما أفكر في الشتاء فانني أرى أمامي ثعلبا متعبا يقف عند الجدول |
Londra'da bir çocuk bir tilkinin resmini yüklüyor ve şöyle diyor, "Bugün bir tilki gördüm." | TED | يضع طفل في لندن صورة ثعلب ويقول: "أوه، رأيت اليوم ثعلبا." |
Tilkiyi bulmak için tilki gibi düşünmelisin. | Open Subtitles | كي تجد ثعلبا عليك ان تفكر كالثعلب |
ve tavşan bir tilki görür. | TED | و سيرى الأرنب ثعلبا. |
Bir tilki. | Open Subtitles | لقد رأينا ثعلبا ً |
- Bir tilki bile duymuyoruz. | Open Subtitles | - لو يمكننا أن نسمع ثعلبا |