Bunca zaman bu kıskançlık canavarının güven bağımızı yemesine izin verdim. | Open Subtitles | و كل هذا الوقت كنت أسمح للغيرة بأن تأكل صمغ ثقتنا |
Takım oyuncusu olmayan bir kadın, güvenimize ihanet eden biri? | Open Subtitles | إمرأة لم تكن عضوة من ضمن الفريق و التي قامت بإنتهاك ثقتنا |
Ruanda ile karşı karşıya geldik; Bosna ile karşı karşıya geldik; ve sonra Güvenimizi yeniden keşfettik. | TED | وواجهنا على الفور أزمة راوندا و من ثم أزمة البوسنة والهرسك ومن ثم أستعدنا ثقتنا بأنفسنا |
Ona güveniyoruz. | Open Subtitles | لقد وضعنا ثقتنا فيه, أنا متأكد من أنه ل يحفظ هذا عنا... |
Benim büyük güvenimi göklere çıkarttın fakat hala onun kim olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | - أفترض لذا. تسبّح ثقتنا العظيمة، لكن أنت ما زلت ما أخبرتني من هو. |
Geleceğe güvenmek, her şeyi destekler. | Open Subtitles | لقد كانت ثقتنا في المستقبل سندنا في كل شيء |
Bu adama gerçek kimliğimizi hemen açıklayıp güvenini kazanmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكشف له أنفسنا ونضع هذا الرجل في ثقتنا |
Bilime güvenimiz de, bilimin kendisi gibi, kanıta dayanmalıdır ve bu da biliminsanlarının, daha iyi iletişimciler haline gelmeleri gerektiği anlamına gelir. | TED | ثقتنا في العلم كالعلم نفسه يجب أن تكون قائمة على الدليل و هذا يعني أن العلماء يجب أن يكونوا أكثر فعالية في الاتصال |
- Güvenlerini geri kazanmalıyız. - Dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | أننا بحاجة أن نعيد ثقتنا مجدداً. |
Ayrıca, küçük miktarlı parayla yapılan güven deneylerim için yaşamımızda ne sıklıkta yabancılara güvendiğimiz hususunu yakalamadıgı için endişeliydim. | TED | أنا أيضاً قلق بخصوص نقطة أن تجاربي مع دفعات صغيرة من المال هى بالحقيقة لا توضح تماما كيفية ثقتنا بالغرباء. |
dediler. Ben de "Piyasalarda güveni yeniden tesis etmezden evvel halkımız arasında güven ve itimadı tesis etmeliyiz." | TED | فقلت لهم: قبل أن نستعيد ثقتنا في الأسواق يجب أن نستعيد الثقة بين أفراد شعبنا |
Akılcılığımıza, daha yüksek bir güce sözde güven ve bağlılığımıza kural ve yasalara dayalı sistem kurma gücümüze rağmen en temel güdülerimiz hepsinden güçlü. | Open Subtitles | لكل عقلانيتنا، ثقتنا و إخلاصنا لقوة أكبر قدرتنا على خلق مجموعة من القواعد و القوانين أجهزتنا الأساسية أكبر من أي شئ |
Yine de güvenimize böyle ihanet etmen kabul edilemez. | Open Subtitles | ما زال غير مقبول تمامًا خيانة ثقتنا. |
Bu kardinallerin güvenimize ihanet etmiş olanlarının görevleri ve unvanları ellerinden alınacak. | Open Subtitles | هؤلاء الكاردينالات ... هؤلاء من خانوا ثقتنا المقدسة سيعزلون من مكاتبهم و ألقابهم |
güvenimize ihanet ediyorsunuz! | Open Subtitles | أنتم تخونون ثقتنا |
İnsanlığa olan Güvenimizi yeniden inşa etmemiz, cesurca ve açıkça birlikte durmamız gereken çok önemli bir dönemdeyiz. | TED | نحن في وقت حاسم نحتاج فيه إلى استرجاع ثقتنا في الإنسانية والوقوف معًا بجرأة وبشكل واضح. |
Ve bu sadece bizim pazardaki Güvenimizi sarsmamakta, aynı zamanda toplumdaki Güvenimizi de sarsmaktadır. | TED | هذا الأمر لن يقلص ثقتنا في السوق فحسب بل في المجتمع ككل |
Oralarda kaybolayım deme, Albay. Sana güveniyoruz. Sağolun, efendim. | Open Subtitles | لا ينخدع هناك, العقيد, وضعنا ثقتنا فيك. |
güvenimi tekrar kazanması için ona bir şans verdim ve-- | Open Subtitles | حيث نحاول ان نعيد ثقتنا ببعض من جديد |
temelde bilime güvenmek, teknolojiye güvenmekle ve deneyim dediğimiz bir şeye güvenmekle, esasen aynı şeydir. | TED | ان القواعد التي نبني عليها ثقتنا في العلم هي نفس قواعد الثقة في التقنيات و هي نفس قواعد الثقة في أي شئ و هي ما نسميه "الخبرة" |
Ama aynı zamanda sadece senin güvenini kazanmaya çalışıyor olabilir diye de düşünüyorsun. | Open Subtitles | بنفس الوقت انت تفكر بانها ربما فعل هذا لتكسب ثقتنا |
Kendimize olan aşırı güvenimiz yüzünden hazır değildik ve sayıca üstünlerdi. | Open Subtitles | في ثقتنا العالية، كنا غير مستعدون ومفاقون عددا |
- Güvenlerini geri kazanmalıyız. - Dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | نحن بحاجة لكسب ثقتنا مرة أخري |
Ona körü körüne güvendik ama korkarım o bizim için kim önemli, kim değil o kadar da umursamıyor. | Open Subtitles | نحن ثقتنا عمياء لكنني لست متأكدا من ذلك انه يهتم للذين يهمون والذين لا يهمون |
Güvene bu açıdan baktığınızda belirsizliklerle baş edebilmek için, inancımızı yabancılarla paylaşmak için, ileriye gitmeye devam etmek için niçin benzersiz bir yetenek olduğunu açıklamaya başlıyor. | TED | الآن، عندما ترون الثقة بهذه العدسة، تبداُ في التوضيح لماذا لديها قدرة نادرة لتمكننا من التغلب علي عدم اليقين، ووضع ثقتنا في الغرباء، ومواصلة المضي قدمًا. |