Varlığım, sonunda karşılığını vermeye başlamış bir aile yatırımından geliyor. | Open Subtitles | حظّي نتيجةٌ لاستثمارٍ عائليّ بدأ يؤتي ثماره أخيراً |
Tüm bu sıkı çalışman ve not peşinde koşman nihayet karşılığını verdi. | Open Subtitles | كل عملك الجاد حان وقت قطف ثماره أخيراً |
Birleşik Devletlerde işe yaradı, Fransa'da işe yaramadı, Almanya'da henüz işe yaramadı. | TED | ولقد فلح الأمر بالولايات المتحدة ولم يؤتي ثماره في فرنسا. ولم ينجح فى المانيا. |
Millet! Üç senedir bu yerde kıçımı yırtıyorum, en sonunda bir işe yaradı! | Open Subtitles | يا رفاق، بعد ثلاثة أعوام من الكدّ هنا، أخيراً أتى العمل ثماره |
Kutlama yapmak üzere toplandık. Bugün tüm çabalarınız meyve verecek. | Open Subtitles | نحن هنا لنحتفل اليوم كل عملكم الشاق سوف يؤتي ثماره |
Bak, Mozaik soruşturmamız sonuç vermeye başladı bile. | Open Subtitles | انظر , تحقيق "الأحجية" الخاص بنا أبدى ثماره |
Fakat sıkı çalışmalarınız meyvesini vermiş çünkü 30 yıllık meslek hayatımda sizinkinden daha kusursuz bir yavru vatanı olan bayan görmedim. | Open Subtitles | بالتأكيد عملكِ الشاق أتى ثماره لأنه منذ أكثر من 30 سنة في هذا المجال لم أرى جسم لسيدة أجمل من هذا |
Ve yıllar boyunca sıkı çalışmamın nihayet meyvelerini vermesine. | Open Subtitles | ونخب سنوات من العمل الشاق الذي يؤتي ثماره أخيراً |
Bu Edward üzerinde işe yaramış olabilir, fakat benim üzerimde değil. | Open Subtitles | هذا يمكن ان يؤتى ثماره مع ادوارد, ولكن, ليس معى |
Çalışmanın karşılığını aldın. | Open Subtitles | كل مابذلته من عمل شاق آتى ثماره |
Bazen yaptığınız yatırımın karşılığını alamazsınız. | Open Subtitles | احياناً الاستثمار لا يؤتي ثماره |
Bazen sabır karşılığını verir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان الصبر يؤتي ثماره |
Nihayet eski usul çalışma karşılığını veriyor. | Open Subtitles | وأخيرًا .. بدأ الإنتظار يؤتي ثماره |
Sabahlamak işe yaradı. Üniversiteli olduk! | Open Subtitles | سهرنا طول الليل آتى ثماره نحن رجال جامعة الآن |
Ama sanırım annesine ne dediysen, işe yaradı. | Open Subtitles | لكنني أظن أن ما أخبرتي به والدتها قد آتى ثماره |
Matador ne yaptıysa, işe yaradı. | Open Subtitles | أياً كان ما يفعله السّفاح فلقد أتى ثماره |
Bu evin hanımının durumu büyük bir mango ağacına benzer... herkesin sevdiği bir meyve... | Open Subtitles | مكانة سيدة هذا البيت قد تكون عظيمة بقدر بستان المانجا الذى يعشق ثماره الجميع |
Ya da daha doğrusu meyve. | Open Subtitles | غصن زيتون أو بالأحرى ثماره |
Biliyorum. Çok çalışmak sonuç getirmiyor. | Open Subtitles | أعرف، العمل الجاد لا يؤتي ثماره |
O kadar çalışmanın sonuç vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت، أن كل ذلك التدريب سيطرح ثماره. |
Yaş veya kuru, bir adam meyvesini vermeden ölmeli. | Open Subtitles | أخضر أو جاف ، يجب أن يموت الرجل قبل أن تثمر ثماره |
Kuşlarıyla arasındaki inanılmaz ilişkisinin meyvesini bir kez daha topluyor. | Open Subtitles | تقاربه المذهل مع طيوره يؤتي ثماره مرة أخرى. |
Şahsi meselelerden uzaklaşmak için işe odaklanmak meyvelerini veriyor. | Open Subtitles | عجباً، تركيزك على عملك لتجنب المشاكل الشخصية أعطى ثماره. |
Kabilemizin ana planı yakında meyvelerini toplayacak. | Open Subtitles | مخطّط قبيلتنا سيجني ثماره قريبًا. |
Gördüğüm kadarıyla maktül hassasiyeti eğitimi bayağı işe yaramış. | Open Subtitles | يمكننى أن أرى أن التدريب الحساس للضحيه قد أتى ثماره حقا |