| Savaş için hazırlıklı geldim ama eski bir yara ateş etmemi engelledi. | Open Subtitles | جئت جاهزاً للمعركة و منعني جرح قديم من الهجوم |
| Ama Buford Tannen belasını ararsa hazırlıklı olacağım. | Open Subtitles | لكن إذا جاء بيوفورد تانين بحثاً عن المتاعب, فسأكون جاهزاً له. |
| Ancak kim ölmüş olursa olsun senin mazeretin hazırdı. | Open Subtitles | لكنك كنت تملك عذراً جاهزاً بصرف النظر عن من قتل |
| Sınırlı bir incelemenin ardından Ajan Mulder, cesedin dünya-dışı biyolojik bir varlığa ait olduğunu kabul etmeye hazırdı; sonunda hep istediği kanıtı bulmuştu bu sadece dünya-dışı yaşamın varlığını kanıtlamakla kalmayacak, aynı zamanda kızkardeşi Samantha'nın uzaylılarca kaçırıldığını da kanıtlayacaktı. | Open Subtitles | بعد إجراء فحص فيزيائي محدود, العميل مولدر كان جاهزاً للتصديق.. أن الجثة هي كيان بيولوجي من الفضاء الخارجي, |
| Geçen otuz yıldan sonra, hazırdım ve onları bekliyordum. | Open Subtitles | حتى بعد ثلاثين عاما .كنت جاهزاً وبإنتظارهم |
| Hayatının aşkıyla tanışmaya hazırsan sanal çöpçatanı dene. | Open Subtitles | إذا كنت جاهزاً لتقابل حب حياتك جرب التوافق الافتراضي |
| Harika! Toplanmana yardım ederdim, ama şapkana bakılırsa, sen zaten hazırsın! | Open Subtitles | عظيم، أود أن أساعدك فى حزم أغراضك و لكن بالنظر إلى قبعتك أراك جاهزاً تماماً |
| Görüyorsunuz, diğer yanağını çevirdi ama bir lider öldürmek için hazır olmalıydı. | Open Subtitles | انظروا إنه يدير خده الآخر لكن القائد يجب أن يكون جاهزاً للقتل |
| Ancak sağlığını koruyamayacağından ne kadar zaman alacağını bana söyle ki ben de en kötü senaryomuz için hazırlıklı olayım. | Open Subtitles | ولكن بينما هو غير قادر او لن يكون بمقدوره أخبرني كم من الوقت تحتاج لتتعلم؟ علي ان أكون جاهزاً في أسوأ الأحوال |
| Bu stajyerlik pozisyonu için yedi kişiyle görüşme yaptım ve hiçbiri hazırlıklı gelmemiş. | Open Subtitles | قابلتُ حوالي سبعة أشخاص لهذا المركز، و لم يأتِ أحدٌ جاهزاً. |
| Bence şimdi harika bir zaman çünkü hazırlıklı olmak istiyorum. | Open Subtitles | أعتقدأنهذاهوالوقتالمثالي، لأنني أريد أن أكون جاهزاً. |
| hazırlıklı olmakta fayda var. | Open Subtitles | يجب أن أكون جاهزاً فى هذه الحالة. |
| Buna hazırlıklı değilim. | Open Subtitles | انا لا اعتقد اني جاهزاً من اجل هذا |
| Neden siparişlerin iki hafta önceden hazırdı sanıyorsun? | Open Subtitles | لمَ كان طلبك جاهزاً قبل اسبوعَين مِن موعده برأيك؟ |
| Numuneyi dışardan kurşun bulaşmayacak şekilde izole eden Patterson ondaki kurşun ve uranyum miktarını ölçmeye ve göktaşının şekillenmesinden bu yana kaç yıl geçtiğini hesaplamaya nihayet hazırdı. | Open Subtitles | بعدما قام بعزل العينة من أي تلوث من الرصاص الخارجي كان باترسون, وأخيراً, جاهزاً لحساب كمية الرصاص واليورانيوم في العينة |
| Dört yorucu hafta süren zahmetli bir örnek toplama sürecinden sonra Patterson laboratuvara dönmeye hazırdı. | Open Subtitles | بعد أربعة أسابيع مرهقة من عملية جمع عينات مضينة كان باترسون جاهزاً لأن يعود الى المختبر |
| Ardından giriş kapısına yöneldim, ve artık içeri girmeye hazırdım. | Open Subtitles | ودرت حول المنزل للباب الأمامي, وكنت جاهزاً لركل الباب. |
| Yapmaya hazırdım; | Open Subtitles | كنت جاهزاً لفعلها وأخترتُ مكاناً مناسباً |
| Bunu yapmaya hazırdım ve düşünüyordum ki, "Bütün o güçleri etkileyerek ışığın hızını ölçeceğim." | TED | وقد كنت جاهزاً لفعل ذلك وكنت أفكر، "يا رجل،" كنت سأفرض نفسي على أصحاب السلطة، وأقيس سرعة الضوء. |
| Kalkan devrede. Arabirim etkinleştiriliyor. hazırsan gidebilirsin. | Open Subtitles | الدرع قائم، تفعيل الوصلة أينما تكون جاهزاً |
| hazırsan ben hazırım. | Open Subtitles | يمكن الاستيلاء عليه أنه عندما تكون جاهزاً. |
| Sen, dostum, dansa gitmeye hazırsın. | Open Subtitles | أصبحتَ جاهزاً يا صديقي للذهاب للرقص |
| Demek istediğim JellyBean'in durumu iyi. hazır olunca eve dönecektir. | Open Subtitles | مقصدي هو أن جيلي بينز بخير وسيرجع عندما يكون جاهزاً |
| Siz ne zaman hazırsanız, doktor, hastamız hazırlandı. | Open Subtitles | في أيّ وقت تكون جاهزاً أيّها الطبيب سيكون المريض مهيّأ |